Tesettüre ikna olamıyorum, ne yapmalıyım?

Soru: Hocam başörtü konusunu tam manasıyla aklım almıyor. Evet inanıyorum Allah’ın ayetlerinde tesettür emri var ama bir türlü benimseyemedim, acaba bunun için ne yapmalıyım?

Evvela böyle bir soruyu yönettiğiniz için teşekkür ederim. Aslında birçok genç kızımızın aklından geçeni sormuşsunuz. Bazı sorular vardır ki insanlar tepki almaktan çekindikleri için sormazlar. Ama bu zamanla daha büyük bir yaraya dönüşebiliyor Bundan dolayı doğrusunu öğrenmek için araştırmak güzel bir yoldur.

İbadetlerin bize zahmet olduğu ve haramların ise özgürlüğümüzü kısıtladığı gibi bir algı aslında bunların hikmetlerini öğren(e)mediğimizden kaynaklanmaktadır. Mesela nasıl namaz kıldığımızı öğrendiğimiz kadar niçin namaz kılmamız gerektiğini de bilmeliyiz. Yine nasıl tesettüre gireceğimizi bildiğimiz kadar niçin tesettüre girmemiz gerektiğini de bilmeliyiz. Niçin sorusunun cevabı bizi işin hikmet boyutuna götürecektir. Bundan dolayı yöneltiğiniz sorunun cevabına geçmeden önce ufak bir öneride bulunayım.

Tesettür konusunu daha iyi anlamak için şöyle bir örnek vermek istiyorum. Diyelim ki siz üniversiteyi yeni kazanmış ailesinin de maddi durumu çok iyi olmayan bir öğrencisiniz. Kazandığınız şehre gittiniz ve okula başladıktan sonra öğretim görevlisi bir hocanızla tanıştınız. Bu hocanız sizin durumunuzu öğrendikten sonra bir burs bağladı ve eğitim öğretim hayatınız boyunca da maddi ve manevi daima destek verdi. Ailesiyle eşiyle çocuklarıyla tanıştırıp zaman zaman evine davet etti ve yemek ikramında bulundular. Kısacası bu hocanızdan çok büyük iyilikler gördünüz. Adeta size bir abi ve baba oldu.

Son sınıfa geçtiğiniz zaman memleketten yine üniversiteye geldiğinizde hocanızı ziyaret ettiniz. Hocanız şunu söyledi: “Bak kızım bu sene yaz tatilinde okulumuzun arka bahçesinde kazı çalışmaları oldu. Bundan dolayı da toprağı tam kapatmadıkları için bazı çukurlar var. Geçenlerde de bir öğrencimiz düşmüş ve ayağı kırılmış. Sizin de böyle bir duruma düşmenizi asla istemem. Sizden isteğim lütfen iki ay kadar arka bahçeye gitmeyin.”

Size çok iyilikleri bulunan bu hocanız sizden bir şey istemiş bu durum karşısında ne yaparsınız? Büyük bir ihtimalle “Tabii ki hocam” dersiniz değil mi? Çünkü öğretmeninizi tanıyorsunuz, biliyorsunuz, size çok iyilikleri olmuş, ona inanıyor ve güveniyorsunuz. Üstelik siz arka bahçeye gidip bir zarara uğrasanız veya gitmeyip tedbirli davransanız bunun hocanıza yansıyan bir yönü yok. Yani hocanızın bu isteği tamamen sizin kendi iyiliğiniz için yapılmış bir öneridir.

Şimdi bu örnekten yola çıkarak biraz düşünelim. Bize tesettür emrini veren kim? Allah azze ve celle
Biz Allah’ı ne kadar tanıyoruz mesela onun isimlerini öğrendik mi? Okuduk mu? Allah yaratıcı, yaşatıcı ve yöneticidir. Bütün kainatın Rabbi, okyanusların dibindeki balıklardan semada uçan kuşların rızkına varıncaya kadar bütün yaratıklarına nimetler ihsan eden ve özelde de bize sayısız nimetler veren bir Rabbimizden bahsediyoruz. Yoktan var eden, en üstün varlık insan olarak yaratan, maddi ve manevi sayısız nimetler ihsan eden bu Allah’ımız bizden bir şey istiyor: “Ey Mü’mine kadınlar tesettüre girin’ buyuruyor.

Burada bu emrin hikmetini araştırmadan önce emri kim verdi bunu çok iyi idrak etmemiz lazım. Bu emri yerine getirmediğimiz zaman emri verene bir saygısızlık yapmış olmaz mıyız? Tam manasıyla idrak etseydik hemen bu emri yerine getirmez miydik? Üstelik tesettüre girdiğimizde ulaşacağımız fazilet ya da terk ettiğimizde alacağımız vebal tamamen kendimizle alakalı. Yani kulların farzları yerine getirmeleri ve haramdan sakınmalarının Allah’a bir faydası veya zararı olamaz. Rabbimiz bu emri bizim için verdiğini burada tam manası anlamış oluyoruz.

Üniversitedeki hocanın seni menfaatsiz sevdiğinden eminsin ve senin iyiliğin için bir istekte bulunduğundan asla şüphen yok. Peki kainatın Rabbi sana sayısız nimetler veren, seni yoktan var eden Allah’ın seni sevmediğini ve sana zahmet olsun diye bir şey emrettiğini mi düşünüyorsun? Sence bu mümkün olabilir mi? Kullarına muhteşem nimetler ihsan eden ve emrettikleri tamamen insanların iyiliğin için olan Allah’ın bundaki hikmetini iyi anlamak lazım.

Tesettürün hikmetlerine baktığımız zaman kadının kem gözlerden korunması, cinsel obje olmaktan sakınması, sosyal hayatta dişiliği ile değil kişiliği ile var olması ve en neticesinde de Müslüman şahsiyetin vakarına uygun bir hayat yaşaması gibi ulvi bir manası var tesettürün.

Hayal dünyasında yaşamıyorsak, yaşadığımız dünyayı çok iyi bilmemiz gerekir. Bu dünyada sadece iyi insanlar yok; art niyetli kötü insanlar da var. Nasıl ki evimizin kapısını kitleriz hırsız girmesin diye. Nasıl ki değerli eşyalarımızı muhafaza ederiz çalınmasın diye. Nasıl ki bazı mekanlara mahallelere gündüz rahat girdiğimiz kadar gece girmeyiz. İşte tüm bunlar aklın ve yaşamın bir gereğidir.

Öyleyse mahremiyet dediğimiz insanın fıtratında olan ve yaratılışından gelen o duyguya sahip çıkmanın anlamı da tesettür de gizlidir. Tabii ki tesettürlüymüş gibi gözüküp de tesettürün anlamını manasını kalbinde ve yaşamında göstermeyen kimseler de tesettürün hikmetini tam manasıyla anlamamış demektir. Neticede herkes kendini sorgulamadı ve kendi hayatına bakmalıdır.

Eğer kainatı yaratan ve bize sayısız nimetler veren Rabbimizin bu emri üzerinde düşünmüyor ve harekete geçmiyorsak burada bir sorun var demektir. Yapılması gereken evvela Rabbimizi tanımaktır. Rabbini tanıyan şunu görecektir ki Allah kullarını seviyor ve sevdiği için bir takım hayatla ilgili ölçüler getiriyor. Yani Allah’ın bize tam sevdiğini idrak ettiğimizde aslında hükümleri yerine getirmek bizim için daha kolay olacaktır. Kişi sevdiğinin emrini yerini seve seve yerine getirir.

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz
  • Allah’ın kulları üzerinde tasarruf hakkı vardır. Yani bazı emirleri verme ve bazı konularda yasaklama yetkisi vardır.
  • Allah’ın kullarına bir şeyi emretmesi veya bazı şeyleri yasaklaması kullarının iki dünya saadeti içindir.
  • Nefis devamlı kötülüğü emreder ve Allah’ın bazı emirleri ona ağır gelir. Nefsin esiri olmamak, onu da ciddi manada sorgulamak ve terbiyesi için uğraşmak gerekir.
  • Mutlaka iki ayrı tefsirden tesettürle ilgili ayetleri okunmalıdır. Bilgi insanı hikmete ve hakikate ulaştırır. Bilgisizlik ise vesvese ve neticesinde de şüpheye götürür.
  • Her şeyden önce Allah’ı isimleri ve sıfatlarıyla tanımamız gerekir. Bundan dolayı bir Esmâü’l- Hüsnâ kitabını bitirerek Rabbimizi daha yakından tanır böylece daha çok sever ve emirlerini de seve seve yapmaya başlarız.

BENZER İÇERİKLER

:

İslam İlmihalimiz↗

İlim ehlinin fıkhi sorulara verdiği cevapları okumak için tıklayın.

Kaynak Metinler↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.


Şunlara Gözat

Yüz yüze iletişimde on altın kural…

Yüz yüze iletişim; doğrudan, aracısız bir iletişimdir. Bu iletişim iki kişi arasında olabileceği gibi, bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.