Namazımız yoksa neyimiz var?

Cenâb-ı Mevlâ’nın Kurân-ı Kerim’de ismen bahsettiği ve bir surenin de ismini aldığı tek kadın Hazreti Meryem’dir. Hazreti Meryem Allah’a derinden sevgi ve saygı duyan, hayatını ibadetlerle donatan, Allah’a gönülden teslim olmuş, Allah’ın er-Rezzâk olduğuna tam bir şekilde iman eden rızık endişesi duymayan, iffetli bir kadındır. Tüm müslüman kadınların örnek alması gereken “Kitapta Meryemi de an” şeklinde Allahımızın bilmemizi istediği rehberlerimizden biridir.

Meryem Suresi baştan sona kadar verdiği örnek şahsiyetlerle kulluk profilini bizlere çizmektedir. Meryem Suresi 59. ayeti kerimeye gelene kadar Allah Teâlâ sırasıyla Hazreti Zekeriyya, Hazreti Yakub, Hazreti Yahya, Hazreti Meryem, Hazreti İsa, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti Harun, Hazreti İsmail, Hazreti İdris’ten bahseder. Selâm hepsinin üzerine olsun.

Mevlâmız celle celaluh bu kadar örnek şahsiyetin ortak özelliğini Meryem Suresi’nin 58. ayetinde özetler: “İşte bunlar, Allah’ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem’in soyundan, Nuh ile birlikte (gemide) taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail (Ya’kub) ‘in soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara, çok merhametli olan Allah’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.” Bu ayet bize secde yapmamızı vâcip kılan 14 tilavet secdesinden biridir. Allah’ın ayetleriyle ve secdeyle hemhâl olan bir örneklik var karşımızda. Allah’ın ayetleri Kurân, secde ise Namaz’ı hatırlatır bize.

Ayet-i kerime şöyle devam eder, “Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. Cehennemdeki Gayya vadisini boylayacaklardır.” Günümüzde namazı terk etmenin sıradanlaşması ne acıdır. Namaz kılmayan biri peygamberler zümresinden ayrıldığını ve Allah’ın o kadar nimetine nankörlük etmesine karşılık “Gayya” çukuruna gireceğinden haberi olmalıdır.

Cenab-ı Allah bir başka ayet-i kerimede bu büyük tehlikeyi şöyle haber vermiştir: “Cennetin içerisinde olan Müminler, mücrimlere (Cehennem ehline) ‘Sizi şu yakıcı ateşe sokan nedir?’ diye sorarlar. Cehennemdekiler şöyle cevap verirler: ‘Biz namaz kılanlardan değildik ve yoksulu da doyurmuyorduk.” (Müddesir, 42-43) İslam bir bütün olduğu için namazın olmadığı yerde zekat ve sadaka müessesi de işletilemiyor. Onun için ayet-i kerimede namaz kılmayan ve yoksulu gözetmeyen bir tipleme örnek gösteriliyor.

Şirke kapı aralar

Cabir bin Abdullah’ın naklettiğine göre Rasulullah sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kişi ile şirk ve küfür arasında (engel olarak) namaz vardır.” (Müslim, İman, 134.) Yani bunu şöyle bir örnekle açıklamaya çalışalım. Şirk ve küfrü eli kanlı manevi düşmanlar olarak düşünelim, onlar ile aramızda büyük bir set var, düşmanlar bu setin ihtişamından ve kuvvetinden bize zarar veremiyorlar. İşte bu koruyucu set namazdır.

Çünkü namaz kişiyi kötülüklerden de fuhşiyattan da her türlü münkerden de alıkoyar. O set aradan kalkarsa düşmanın eline geçmiş olur kişi, düşman ise şeytandır, küfürdür, şirktir. Böylelikle namazın hayatımızda ne kadar büyük bir rol oynadığını tefekkür edelim. Biz Müslüman olduğumuza göre bütün projelerimizi, planlarımızı namaza göre yapalım. Nesillerin inşası ve İslami hayatın ihyası üzerinde düşünenler de anahtar kavram olarak namazı esas almalıdır.

İki Cihan Güneşi Sevgili Peygamberimiz sallellahu aleyhi ve sellem sabah namazının sünneti için bir rivayette; “Düşman süvarisi kovalasa bile sabah namazının iki rekât sünnetini terk etmeyin” (Ebu Davud, Salât 291) buyurmuş, bir başka rivayette; “Sizi atlılar kovalayacak bile olsa o iki rekâtı terk etmeyin.” (Buharî, Teheccüd, 27) buyurmuştur. Bu hadis-i şerifte akla şu gelmez mi? Sabah namazının sünnetini kılmak bu denli önemli ise farzını kılmak ne kadar önemlidir siz düşünün.

Bahane bulma

Rabbimizin ve Habibinin bu uyarılarını okuduktan sonra namazları kılmada kişi nasıl gevşeklik gösterir de sadece “benim kalbim temiz” demek ile Müslümanlığın kâfi geldiğini düşünebilir? Namazı Rabbimizle en önemli iletişim kaynağı olarak görmeliyiz. Ailem ne der, çevrem nasıl karşılar, tesettürlü değilim yahut çok işim var gibi dünyalık engelleri yine Rabbine arz edecek ve onun yardımı ile aşacaktır. Namaz kılan kimsenin diğer noksanları da zamanla düzelecek Rabbine itaat etme hususunda kalbi ısınacaktır. Sabah kalkıp o ikişer rekat sünnet ve farz namazları eda ettiğimizde Rabbimizden bize iki cihan saadetini vermesini istemeye yüzümüz olur… Meşakkati çok olan ibadetin mükafatı da çoktur.

Hazreti Fatıma radıyellahu anha henüz süt emmekte olan Hazreti Hüseyin hastalandığı için sabaha kadar uyuyamamıştı. Hazreti Hüseyin sabaha doğru bir ara uyur gibi olduğunda, Hazreti Fatıma bulduğu ilk fırsatta Rabbine yönelerek sabah namazını kılmıştı. Sonra, camide sabah namazını kıldıran Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem âdeti üzere onun evine gelmişti. Hazreti Fatıma’yı uyur vaziyette görünce, onun sabah namazını kılmadığını sandı ve “Ey kızım Fatıma! Babam Peygamber diye güvenme Rabbine karşı kulluk vazifeni yap, Eğer Allah’tan nefsini satın alamazsan vallahi ben bile senin namına hiçbir şey yapamam” buyurdular. (Müslim, İman, 89)

Namaz nimetimizin devamı hususunda da Cenab-ı Allah’a dua ve niyazda bulunmalıyız. Çünkü nimetin devamı da ayrıca bir nimettir. Muaz radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem onun elinden tuttu ve: “Muaz! Vallahi seni gerçekten seviyorum” buyurdu. Sonra sözüne şöyle devam etti: “Muaz! Her namazdan sonra şu duayı mutlaka okumanı tavsiye ediyorum: “Allahümme einnî ala zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetik” yani “Allah’ım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle!” (Ebu Davud, Vitir, 26)

Bazı tavsiyeler

Öyleyse gelin bizler de namazlarımızı hakkıyla eda etmek hususunda daha fazla gayret gösterelim/ dikkat edelim. Ezana bağlı “raculu’l vakt” yani vaktin insanı olmaya gayret edelim. Ezandan sonra değil ezandan önce yahut ezan esnasında mescitte namaz için hazır olmaya çalışalım. Çünkü bu ancak Rabbiyle mülaki olmayı arzu edenlerin yapabileceği bir ameldir. Üstad Necip Fazıl ne güzel söylemiş: “Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, Namaz vaktinden başka, ânını gözlediğim…”

“Cennet’in anahtarı namaz, namazın anahtarı da abdesttir” (Tirmizî, Tahâret, 1) buyurur İki Cihan Güneşi Peygamber Efendimiz. O yüzden abdestle sevgili, namazla barışık olalım. Dışarıya çıkmadan evvel, bir vasıtaya binmeden evvel abdestli olmaya özen gösterelim. Sağlam dirençli bir vücutla Cenab-ı Allah’ın huzurunda duralım. Müminin sağlıklı olması ibadetlere güç getirebilmesi için önemlidir. O halde ibadet kuvvetini kazanma niyetiyle yiyip içelim. Yeme içmemizi de ibadete çevirelim.

Uzun otobüs yolculuklarına çıkmadan evvel namaz hassasiyeti olan firmaları seçelim. Mola saatlerinin namaz vakitlerine denk gelip gelmediğini kontrol edelim öyle biletimizi alalım. Bütün bunlara rağmen âni ve zaruri bir yolculuk için bindiğimiz otobüs namazları es geçecek olursa. Muavinden ya da şoförden rica ederek namaz kılma ihtiyacımızı belirtmekten çekinmeyelim. Yemek için, lastik değiştirmek, helaya gitmek, sigara molası için duran otobüs namaz kılanların isteğini de geri çevirmemelidir. Böyle durumlarda namazımızı en asgari ölçüde uzatmadan kılacağımızı belirtmemiz ikna edici olabilir.

Hasılı kelam namazın ehemmiyetini her an aklımızda bulundurup dava ve dert sahibi Müslümanlar olalım. Günlük programımızı beş vakit namazı merkeze alarak yapalım. Beşe ayrılmayan zamanın boşa gideceğini unutmayalım. Bizim en büyük varlığımız kulluğumuzun nişanıdır. Öyle ya namazımız yoksa neyimiz var?

Çocuklar için Namaz Kılan İki Gencin Hikayesini okumak için buyurunuz.

Emrah Topcu/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair çok güzel yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Bir yıldız daha kaydı…

“Âlimin ölümü, âlemin ölümü gibidir.” Hadis-i Şerif meâli… Ulemâ -tâbir-i mahsûsu ile- vereset-ül enbiyadır. Yani …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.