Hasta mahremiyeti hakkımız…

Sabah hastanede biraz işlerim vardı. Kan vermem gerekti. Sırada beklerken örtülü olan hemşireyi gözüme kestirdim ona denk düşeyim diye dualar ediyorum. Sıra bana geldiğinde erkek hemşire boştu, benden sonraki kişiye; “Siz buyurun” dedim. Hemen ardından hemşire hanımın işi bitince onun bölmesine geçtim oturdum.

İşlem biter bitmez alelacele toparlanıp kolumu kapatmaya kalkışınca hemşire; “Sakin ol, biraz bastırman gerek, şişer kanama yapar” diye uyardı. Sonra bir bant yapıştırdı; “Şimdi kolunu kapat ama bir süre daha bastır buraya” dedi ve çıktım. Kendisine bana davranışından dolayı gönülden dualar ettim, bunu da hassaten belirteyim.

Uygulama farklı

Şu süreç içerisinde ben nasıl bir ruh hali içindeyim, nasıl gergin, nasıl tedirginim bilemezsiniz. Daha önce defalarca bayan hemşireyi beklemek istediğim için, kabinde kolumu düzeltmek istediğim için azar işitmişim çünkü. Hatta örtülü hemşirelerden bile; “Biz de örtülüyüz, burası hastane” minvalinde pek çok zılgıt yemişim. Alnım buram buram terliyor, aslında hakkım olan bir şeyi istediğim için kimsenin sinirlerini zıplatmadan işimi halledebilip bir an önce oradan ayrılmayı diliyorum.

Bu yaşadığımız durum bir imkansızlıktan mı kaynaklanıyor, tabi ki hayır… Hastanedeki kadın personel sayısı neredeyse erkeklerden fazladır, her bölümde kadın personel vardır, hasta mahremiyeti için bölmeler, perdeler yapılmış, pek çok imkan ona göre dizayn edilmiştir. Ama iş uygulamaya gelince nedense sizin mahremiyetinizin o ortamda hiçbir önemi yoktur. Sadece basit bir kan alma meselesinde değil; ameliyathanelerde, yoğun bakımlarda durum daha fecidir.

Bu neden böyle?

Sapık yönelimlerin bile, kişisel tercih kapsamında değerlendirilerek saygı duyulması beklenen bir ortamda, halkının yüzde 90’ı Müslüman olduğu iddia edilen bir ülkede benim dini hassasiyetimin neden hiç bir karşılığı yok? Yani neden kişilerin keyiflerine bırakılmış durumda? Bunun en temel nedeninin bizim gereksiz kabullenişlerimiz olduğunu düşünüyorum.

Bir kere bizim algımızda yerleşmiş bir doktora ayıp olmaz anlayışı var. Oysa erkek doktora ne durumlarda muayene olunabileceği bellidir. Dahası teknisyeni, hemşiresi, ameliyathane görevlisi vs’nin de bu kapsama dahil olmadığı bellidir. Bu konuda bir talepte bulunanlar aşırılıkla itham edilerek dosya kapatılıyor.

Olsun eyvallah!

Şimdi bunu buraya yazdığım için bazı kimseler kişisel takva boyutumdan! dem vurup, bir çeşit riya yapıyorum gibi samimiyetsiz bir tavır algılayabilir. Olsun eyvallah. Ama benim dikkat çekmek istediğim asıl husus içine düştüğüm bireysel durumdan ziyade; Müslümanlar olarak topluca gördüğümüz muameledir.

Dün başka bir konu ile bağlantılı olarak realite üzerine konuşuldu. Misalen tesettürün asıl olması gereken şeklinin, toplumda bir realite olarak karşılık bulamadığı vs… İşte bu realiteyi biz belirliyoruz bence, fert fert davranışlarımızla ait olduğumuz topluluğun realitesini biz belirliyoruz. Kimi zaman sessiz kabullenişlerimizle, kimi zaman farkında olmadan; genel kabulü ölçülerimize uymasa da idealize edişlerimizle…

Özlem Par Sefir/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.