Eğitimde nerede yanlış yapıyoruz?

Öğrenciler okullarımızda en az 12 yıl öğrenim gördükleri halde niçin onlara istenilen seviyede ahlaki ilkelerimizi, manevi değerlerimizi benimsetemiyoruz?

Elbette bunun birden çok sebebi var. Ben önemli gördüklerimi aktarayım. Mesela öğrencilerin geldiği çevreler manevi değerlerimiz konusunda aynı hassasiyete sahip olmadıkları gibi, ahlaki ilkeler konusunda da farklı görüşlere sahip olabiliyorlar.

Bir de öğrenciler sadece aile ve okuldan eğitim almıyorlar. Arkadaş çevresi ve girdikleri internet siteleri de onların bakış açıları, düşünce dünyaları ve davranışları üzerinde etkili oluyorlar.

Bizim toplum olarak benimsediğimiz ahlaki ilkelerimiz var mı acaba? Varsa hangi ahlaki ilkeler? Okullarda öğretilen ahlak ilkeleriyle çevrede gördükleri birbirini desteklemiyorsa bu çocuklara ahlaki ilkeleri benimsetebilir misiniz?

Okullarda kumarın kötülüğünü öğrenen çocuklar milli piyangonun ve spor totonun devlet izniyle organize edildiğini gördüğünde neler düşünüyorlardır?

Okullarda saygı ve hoşgörüyü öğrenen çocuklar televizyon kanallarında toplumun değer verdiği büyüklerinin birbirlerine hakaretlerini gördüğünde neler düşünürler?

Okullarda zinanın zararlarını öğrenen çocuklar magazin programlarında ve dergilerinde bazı sanatçıların nikâhsız birlikteliklerini öğrendiklerinde kafaları karışmaz mı? Örnekleri çoğaltabiliriz.

Tespit ettiğim en önemli etkenlerden birisi de toplumun bir yansıması olan öğretmenlerin de ahlak anlayışları birbiriyle aynı değil. Bu sebeple her öğretmen kendi benimsediği ahlakı vermeye çalışıyor.

Yaşadığım bir olayı anlatırsam meramımı daha iyi anlatmış olurum. Yıllar önce bir ilköğretim okulunda çalışırken, sınıf rehber öğretmeni olduğum sekizinci sınıflardan iki kız öğrencim, iki erkek arkadaşlarının kendilerini rahatsız ettiklerini, çıkma teklifinde bulunduklarını bundan rahatsız olduklarını söyleyerek şikâyette bulundular.

Çocukları Müdür yardımcısı odasının boş olduğu bir zamanda oraya çağırdım ve nasihat ediyordum. Onlara, bulunduğumuz ilçenin çok büyük olmadığını, bu gün teklifte bulunduğu kızların belki de ileride bir yakınıyla evlenebileceğini o durumda bu kızlardan utanacaklarını vs. anlatıyordum. Bir arkadaş geldi. Biraz dinledikten sonra. (muhtemelen çocukların kız yüzünden bunalıma girdiğini zannetti) ve söze girdi. Dedi ki:

“Bak oğlum ben on bir tane kızla gezdim on ikincisiyle evlendim.”

Bir hocaya baktım, bir öğrencilere baktım. Öğrencilerime “çıkabilirsiniz” diyebildim.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Yüz yüze iletişimde on altın kural…

Yüz yüze iletişim; doğrudan, aracısız bir iletişimdir. Bu iletişim iki kişi arasında olabileceği gibi, bir …

2 Yorumlar

  1. Öncelikle sayın Ali hocama saygı ve selamlarımı sunarım üzerimizde çok emeği vardır.Toplumun kanayan yaralarına parmak bastığı içinde teşekkür ederim.Fakat maalesef bizler ne kadar uğraş versekte bazı şeyleri değiştirmek sanıldığından daha da zor oluyor.Çevreye çöp atmama vb konularda bile uyardığınız insanlardan büyük tepkiler alabiliyorsunuz.Bizim küçücük bir uyarımızı bile dinletemediğimiz bir ortam var.Tabi bizim burdan çıkarmamız gereken dersler var ve şu aklına geliyor insanın aklına Resulullah zamanındaki Arap toplumunun yaşayışını gelenek, görenekleri hepimiz biliyoruz ve tek başına bu kadar insana İslamiyeti anlatması o kötü alışkanlıklardan vazgeçirebilmesi onu benim gözümde bir kat daha yüceltmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.