Eğitimi bütünlük çerçevesinde düşünürsek, çocukların ve erkeklerin eğitiminin kadınlarla, kadınların eğitiminin erkeklerle ilgisi vardır. Çünkü eğitim ve öğretim faaliyetinin sonucunda ortaya çıkan olumlu davranışlar mutlaka tarafları etkiler. Bu açıdan, toplumsal eğitimde etkileşimin olumlu yönde tamamlanması için Resulullah kadınların eğitim ve öğretimini de ihmal etmemiştir.
Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem, kendisine gelen vahiyleri erkeklere okuyup tebliğ ettiği gibi kadınlara da okuyordu.1 Kendisiyle beraber hanımları da bu çalışmalarda vazife alıyorlardı. Özellikle eşi Hazreti Aişe radıyellahu anha hukuk alanında üstün bir bilgiye sahip olmuştur. En âlim erkek hukukçular tarafından bile hukukî bilgisinden istifade edilmek üzere devamlı ziyaret edilip istişarî mütealalarına müracaat olunmuştur.2
Kur’an öğretimi
Kur’an-ı Kerim’de bizzat Peygamber Efendimiz’in eşlerine, öğretimle meşgul olmaları için getirilmiş mecburiyetler vardır. Şu ayet bu konuya işaret etmektedir: “ Evlerinizde gece gündüz okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve (bu ayetlerin canlı ve mükemmel bir örneği olan Peygamberin) hikmet (dolu öğüt) ve tavsiyelerini düşünün. Şüphesiz ki Allah, sonsuz lütuf ve merhamet sahibidir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”3
“Evinde ayet okunan” peygamber eşlerinin Kur’an öğretiminde ilk sırayı almaları, eğitimin içten dışa doğru olması gereken bir faaliyet olduğunu bizlere göstermektedir. Ayetten çıkarılacak sonuç; herkesin kendi evinde Kur’an ve Kur’an ilimleriyle uğraşmasının dinî bir tavsiye olduğunu anlamaktır. Böyle bir anlayış, toplumun diğer fertlerini dışta bırakmak anlamına gelmez.
Peygamber Efendimiz, İslâm ümmetinin önderi olarak öğretim faaliyetinin dışa yönelik biçimini Mekke döneminde; risaletin ilk anından itibaren başlatmıştır. Kur’an bilen Müslümanlar evlere kadar gidip Kur’an bilmeyenlere dersler vermişlerdir. Hazreti Ömer radıyellahu anh, Mekke’de kız kardeşinin evine gittiğinde, Peygamberin emriyle Habbab bin Eret’in onlara Kur’an öğretmeni olarak tayin edildiğine tanık olmuştu.4
Gün ayırmıştır
Peygamber Efendimiz’in, eğittiği kadınlardan Ümmü Eymen, Habeş asıllı bir cariye olmasına rağmen aldığı eğitimle Kur’an’ın Allah’la kulları arasında bir iletişim olduğunu kavramış ve bu kavrayışın bir ifadesi olarak Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde ağlamasının nedenini soranlara şöyle cevap vermiştir: “Ben gökten vahyin kesildiğine ağlıyorum.”5
Vahyi gökle yer arasında dikey bir iletişim olarak anlayan sahabe hanımları, ilahî diyalogdan mahrum kalmamak için Peygamber Efendimiz’den şu istekte bulunmuşlardır: “Ey Allah’ın Resulü, Allah’ın sana öğrettiğini bizlere de öğretmen için bir gün tayin et.”6 Hanımların talebine Peygamber Efendimiz olumlu karşılık vermiş ve onlara Kur’an öğretimi için bir gün ayırmıştır.
Belirlenmiş olan günde sahabe hanımlarına Resulullah aracısız olarak ders vermiştir. Hatta bu kadınlardan Ümmü Varaka binti Abdullah bin Hâris hafızlığını ikmal etmiş ve kendi ev halkına imamlık yapması için Peygamber’den (özel) izin bile almıştır.7 Kadınların Kur’an öğretimini İslâmî eğitimin merkezine alan Hazreti Muhammed sallelahu aleyhi ve sellem evlenmek isteyip fakat mehir bulamayan bazı erkeklere, bildikleri Kur’an surelerini hanımlara öğretmeyi mehir olarak tayin etmiştir.8
Böyle bir olay hanımların Kur’an öğretimine verilen değeri göstermesi bakımından önemlidir. Kadınların öğretiminde devamlılığını esas alan Peygamberimiz, kendi evinde ümmetine örnek olacak bir uygulama yapmıştır. Hazreti Aişe ve Hazreti Meymune’nin rivayetlerine göre, Peygamber’in hanımları hayız halinde oldukları zaman o, başını onların göğüslerinin üzerine kor ve onlara Kur’an okurmuş.9
Böyle bir uygulamayla hanımlar, o sıkıntılı günlerde yalnız bırakılmadıkları gibi, hastalık süresince Allah’la kul arasında iletişim kopukluğu olmasın diye Rasulullah, onlara bizzat Kur’an okuyarak hem kopmaması gereken iletişimi sağlamış hem de eğitimdeki sürekliliği gerçekleştirmiştir.
Peygamber Efendimiz’in eğitim ve öğretiminden geçen kadın sahâbîler, dinî problemlerini özgürce sormaktan hiçbir zaman çekinmemişlerdir. Haccın farziyetini belirten ayeti dinleyen bir kadın, ayette kapalılık olduğu için Peygamberimize; “Yaşlı babasının yerine hac yapıp yapamayacağını” rahatlıkla sormuştur.10
Karşı çıkabilmiştir
Sahâbî hanımlarının soru sorma alışkanlığı ve buna bağlı olarak Kur’an kültürleri öyle üst bir seviyeye ulaşmıştı ki Hazreti Ömer gibi heybetli bir idareciyle rahat bir şekilde tartışmada bulunabiliyorlardı. Hazreti Ömer, “Kadınların mehirlerini yüksek tutmayın” diye sosyal içerikli bir tavsiyede bulununca, kalabalığın içinden bir kadın karşı çıkmıştı.
“Bir eşin yerine başka bir eş almak istediğiniz takdirde, onlardan birine (evvelki eşinize) kantarlarca mal vermiş olsanız dahi verdiğinizden hiçbir şeyi geri almayın, iftira ederek ve açık günaha girerek verdiğinizi geri alacak mısınız?’11 ayetini hatırlatarak, Allah ‘kantar kantar’ mehirden bahsederken, sen nasıl oluyor da sınırlıyorsun.” demiştir. Bunun üzerine Hazreti Ömer: “Bütün insanlar Ömer’den daha fakih.” diyerek minbere tekrar dönmüştür.12
Hatta Ensarın hanımları, Peygamber Efendimiz’e öğrenme amaçlı o kadar çok soru soruyorlardı ki Hazreti Aişe onları şu sözleriyle takdir ediyordu: “Allah, Ensar kadınlarına rahmet etsin, hayâları, dinleri konusunda onları soru sormaktan alıkoyamadı.”13
Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com
1 İbn İshak, Sîret, s.128.
2 Hamidullah, İslâm Peygamberi, II, 773.
3 33/Ahzab 34.
4 İbn İshak, Sîret, s. 161.
5 İbn Sa’d, Tabakât, IV, 127.
6 Buhârî, 96, İ’tisam 9, VIII. 149; Müslim, Ebu’l-Huseyn Müslim b. Haccac, el-Câmiu’s-Sahih, tah.: M. Fuat Abdulbaki, İstanbul 1981, 45, Birr 152, III. 2028, Zerkânî, Menâhil , I, 295
7 Kettanî, et-Terâtibu’l-İdariyye, I, 128.
8 Dârimî, Ebû Muhammed Abdullah b. Abdurrahman es-Sunen, İstanbul 1981, 11, Nikah 19, s. 538,
9 Ahmed b. Hanbel, el-Musned, İstanbul 1982, VI. 204, 259, 331; Humeydî, el-Musned, I, 149.
10 Nesâî, 24, Menâsik 9-10, V. 117.
11 4/Nisa 20
12 Zemahşerî, Keşşaf, I, 481; İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ani’l-Azîm, I, 442; Alusî, Rûhu’l-Meânî, II, 433; Kettanî, et-Terâtibu’l-İdariyye, III, 137.
13 Kettanî, et-Terâtibu’l-İdariyye, III, 131.
İstikamet Yazıları ↗
İslam’ın şuur boyutuna vurgu yapan yazıları okumak için tıklayın.
Kaynak Metinler ↗
İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.