Haramın millîsi olur mu?

Bunca yıldır piyangodan bilet alıp mutlu olan görülmemiş olmasına rağmen yine de insanlar bilet kuyruğunda nöbet tutuyorlar. Acaba neden, insan merak ediyor. Bu insanlar ile konuşsanız, Müslümanım diyorlar ama Allah‘ın emirlerine uymuyorlar, tam aksine haramlara dalıyorlar. Bazen düşünüyorum, bu insanlara da hak verecek hale geliyorum. Bütün suçu onlara yüklemek doğru değil.

Adam camiye gidiyor hocaefendiden milli piyangonun haram olduğunu duyuyor. Camiden dışarı çıkıyor, her tarafın milli piyango reklamları ile dolu olduğunu görüyor. Devlet milli piyangodan vergi alıyor, milli piyangonun başına insanları görevlendirmiş, onlardan görev bekliyor. Ne enteresan, devlet böyle yapıyor, diyanet de devlete bağlı ama piyangoya haram diyor. Vatandaş çıkmaz sokağa girmiş iyice şaşıracak bir duruma gelmiş.

Hastalık nerede?

Hastalık nerede bu mikrobu bulmak lazım. bilet alanları suçlamak yerine önce bilet alanlarla birebir konuşmak lazım. Tabi seninle benimle konuşursa konuşabildiğimiz kadar konuşalım. Onları bu duruma düşüren sebepler neler? Toplumda hangi eksikler var insanlar Allah’tan değil piyangodan umar hale gelmişler?

Geçmiş yıllarda milli piyangodan çok külfetli bir para alıp daha sonra yuvası yıkılan insanların hayatlarına şahit olduk. Öyle oldu ki sadece yuvası yıkılmadı bedeni de perişan oldu hatta yıllarca hapishanelerde çürüdü. Eşi sadaka toplayacak hale geldi. Evlatları akıl hastası oldu. Hulasa dünyayı cehenneme çevirdiler.

Kardeşlerim dünyaya bir kere geliyoruz, alın teriyle geçinen insanların izzeti olur, şerefi olur. Harama alışanların sonu ya perişanlık ya da pişmanlık. Değer mi bu Allah’ın yasak ettiği melanetlere bulaşmaya? Haram paradan saadet ummak ne kadar doğrudur? Allah Teâlâ’yı razı edemedikten sonra bütün dünya senin olsa neye yarar?

Kur’an’ımız kumara, şans oyunlarına şeytan işi pislik dedikten sonra adına milli desen ne olur zilli desen ne olur? Alın teri olmayan bir şeyi mutfağa soktuktan sonra o evin sahibi olsan ne olur kiracısı olsan ne olur? Ezan okunurken çocukların yorganı üzerinden atamayacak hale gelmişse baba olsan ne olur anne olsan ne olur? Her lokman haram olduktan sonra, büyük ikramiyeyi kazanıp zengin olsan ne olur fakir olsan ne olur?

Değer mi kardeşim?

Gazze de çocuklar yüreğimizi dağlıyor bakamayacak hale gelmişiz, öyle değil mi? Senin de yüreğin yanıyor biliyorum. Binlerce çocuk ellerinde taslar, tabaklar çorba kuyruğunda beklerken bizimkiler; “şunu yemem bunu yemem” diyerek perişan olmuşlarsa öğretmen olsan ne olur hoca olsan ne olur? Eğer benim öğretmen olduğum sınıfta öğrenciler rotasını bulamamışsa, benim imam olduğum camide cemaat yolunu şaşırmışsa vay benim halime!

Eğer benim mahallemde bir ağırlığım yoksa, belediye başkanı olsam ne olur muhtar olsam ne olur? Hayat çok hızlı geçiyor, güneş batmak üzere, bu gafleti bu hayat kaldırmaz. Bazı elinde imkanı olmayanlar aslan kesiliyorlar. Yetkisi yok, sorumluluğu, hiçbir şeyi yok, ben olsaydım şöyle yapardım, böyle yapardım diyorlar. Bazen bizim de öyle dediğimiz oluyor.

Geçmişte onlar gibi mangalda kül bırakmayanların bir çokları makamlara geldiler. Hiç de bir şey yapamıyorlar çünkü artık ayakları göbeğini çekemez hale gelmiş, boynu sağa sola dönemez hale gelmiş.
Etkim, yetkim yoksa veyahut var da kullanamıyorsam milletvekili olsam ne olur bakan olsam ne olur? Şu dünyanın sonu ölüm değil mi? Bu dünyanın sonunda kefen ve mezar var. Değer mi harama dalıp rezil rüsva olmaya? Ve bir gün her şeyin hesabı verilecek.

Büyük pişmanlık

O gün nice insanlar kim bilir; “Yüce dağ başında bir garip çoban olsaydım da şu sorumluluğun altına girmeseydim” diye feryat edecekler. Nice insanlar; “Keşke patron olmasaydım işçi olsaydım da şu evine ekmek götüren işçilerin kanına girmeseydim, haklarını alınlarının teri kurumadan verseydim” diyecekler. Kimileri de; “Şu uyduruk makamlara gelmeseydim. Muhtar, belediye başkanı vs olmak için ne yalanlar söyledim, her kimin yanına gittiysem onların rengine girdim, tüh bana, yazıklar olsun bana” diyecekler.

Ey dünyanın fani olduğuna inananlar, gelin; zengin, fakir demeden yılbaşında bir duruş gösterelim. Herkes elinden geldiği kadar milli piyango denen bu şaşırmışların ümit kapısını anlatmaya çalışsın. Alınan her biletin cehennemden kesilen bir bilet olduğunu etrafımızda en az 10 kişiye 20 kişiye söyleyelim. Mevlam da onu daha bereketlendirip binlere, yüz binlere ulaştırsın.

Gelin hep beraber Allah’ı şahid tutalım. Ya Rabbi şahid ol! Senin haramına haram diyecek kadar dilim döndü. Senin haramını haram helalini helal kabul edecek kadar imanın var. Ya Rabbi gücüm buna yetiyor, bir diyanet işleri başkanı değilim. Bir vatandaş olarak ben yapabildiğimi yapıyorum. Kardeşlerimi haramın millisi de zillisi de olmaz diyerek uyarmaya çalışıyorum.

Ya Rabbi bu millete uyanmayı nasip eyle. Ya Rabbi şu kısacık ömürde Hakk’ın kapısına dayanmayı nasip eyle. Ya Rabbi Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in izinden giderek Ehl-i Sünnet Ve Cemaat itikadı üzere istikamet ile yaşayıp iman ile göçmeyi bizlere nasip eyle. Allah’ın selam rahmeti bereketi üzerinize olsun.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.


Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.