Tahir Hocamdan öğrendiğim bazı edep kuralları…

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve Fatihalara vesile olması niyeti ile yayınlamaya devam ediyoruz.

Tahir Hocam askerden geldikten sonra vaaz etmeye başlamıştı. Ben onun vaazını ilk dinlediğimde Alâaddin yolu üzerindeki küçük camide konuşuyordu. Camiye Asri Cami deniyordu. Pencerelerinde dahi insanlar asılmışlar vaaz dinliyorlardı. Aynı manzarayı bir de Kapu Camii’nde görmüştüm. Caminin her tarafı dolmuş, yer kalmayınca insanlar pencerelere doluşmuşlardı. Hocam için “Genç Vaiz” ünvanı verilmişti.

Bendeniz o yıllarda hıfza çalışıyordum. 1949 yılı sonlarına doğru hafızlığı bitirdim. Arapça okumak istiyordum. Birkaç arkadaşla buluştuk ve Tahir hocama gittik. Çok popüler bir vaizdi, iyi bir hocaydı. Onda okumak istemiştik. Cenâb-ı Hakk rahmet eylesin. Bizi kabul etti. Ve biz 16 kişi olduk. Hocada derse başladık. Emsile, Bina, Maksut okuduktan sonra doğrudan Avamil’e geçtik.

Çok gayretliydi

Hocamız çok gayretliydi. Bizler de hocaya uygun öğrenciler olmaya çalışıyorduk. Çok hızlı, çok çalışkan çok gayretli bir çalışma içerisindeydik. Fakat yaptığımız iş yasak bir işti. Türkiye’de bu tür çalışmalara hiç müsaade edilmiyordu. Buna rağmen okuyorduk. Bir gün maalesef zihniyeti bozuk bir adam bizi polise ihbar etmiş…

Aniden basıldık… Kitaplarımızı aldılar, hocamızı aldılar götürdüler. Bizi de bir polis önüne kattı karakola getirdi. Akşama kadar orada kaldık. Akşam saldılar. Ama hocayı mahkemeye verdiler. Hocanın konuşma iznini kaldırdılar. Hocayı susturdular. Genel seçimler yeni yapılmıştı. İktidar değişmişti.

Çok fazla sürmedi. Lâkin Hoca’nın susturulmasının yankıları ve sarsıntısı çok şiddetli oldu. Toplumda ciddi kaynaşmalar başladı. Hemen Hoca’nın konuşmasına izin çıkardılar. Hocam konuşmasına kaldığı yerden başladı. Fakat bizler okuyamadık. Ne kadar yakardıysak da Hocayı razı edemedik. Çünkü Hoca büyük bir bedel ödemişti. Ayrıca gece ve gündüz takip ediliyordu. Hepimiz her bir yere dağıldık.

Hiç ayrılmadık

Bu tarihten itibaren benim hayatımın hemen her döneminde Tahir Hocam vardır. Hocam cezaevine konuşmaya giderdi. Ben sarık ve cübbesini taşırdım. Konuşacağında onları giydirirdim. Konuşma bitince tekrar dürer camiye getirirdim.

Bir gün ceza evine giderken Hocamın sağından gidiyormuşum. Bana “Hafız Hasan!” dedi. “Buyur hocam!” dedim. “Yolda giderken talebe hocasının, kadın kocasının, mürid mürşidinin solundan ve bir ayak gerisinden gider” dedi. Bendeniz bu söz üzerine hemen hocamın soluna geçtim. Her ne zaman ki hocamla yürüyecek olsam bu usûle uyar ve öyle giderdim. Hiç gaflete düşmedim.

Hocam sarığını kendisi sarardı. Ben ona yardım ederdim, ben de kendi sarığımı kendim sarardım… Sarığı başına giyerken nasıl tutulacağına varıncaya kadar bana göstermiştir. Çabuk kirlenmesin diye titizlik gösterirdi… Ben de ondan öğrendiğimi aynen öğrencilerime öğretirdim

Merhum Hocam bana; “Hafız Hasan, camiye girerken ve camiinin içerisinde ayakkabılarının altlarını birleştireceksin ve sol eline alıp beli hizasına götüreceksin” dedi ve gösterdi. Bendeniz de ne zaman, nerede camiye girsem hemen ayakkabılarımı hocamın bana gösterdiği gibi yapar öyle girerim…

Malum biz Kapu Camii’nde bir grup hafız arkadaş Ramazan-ı Şerifte mukabele okuruz. Kur’an okuduğumuz kürsü orta kapının tam karşısında Hafız Şükrü Bağrıaçık Hoca da hafızları dinler orta kapıdan girenleri görür. Bir gün bana “Hasan efendi” dedi; “Orta kapıdan giren onlarca adamın içinden iki kişi var ki ayakkabılarının altını birleştirir, sol eline alır ve öyle girer. Bunun biri Tahir Hoca efendi biri de zat-ı alinizdir.”

(Not Bu yazı merhum Hafız Hasan Hüseyin Varol Hocamızın “Yaşadıklarım ve Gördüklerim” adlı Hatırat kitabından kısaltılarak derlenmiştir. Başlıklar sitemize aittir. Geçmişlerimiz için Fatihalara ve dualara vesile olması niyazı ile.)

Hasan Hüseyin Varol/ İrfanDunyamiz.com

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mahmud Efendi’nin etkileyici hatıraları…

Mahmud Efendi Hazretlerini ortaokulda okurken Sivas’a geldiğinde ilk defa görmüş ve elini öpmüştüm. Bir defa …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.