Hac bir arınmadır…

Yine dönüp dolaşıp geldi hamdolsun! Bir ömür gibi… Gidince geliyor tekrar ömrü olanlara… Bir Hacc ya da bir Kurban… Hani demiş ya adam; “Hac yine Kurban günlerine denk geldi…” Gülümsetir biraz da bizi. Ne bilsin adamcağız! Teşrik günleri, kurban günleri, Hac günleri… Hepsi aynı. Bir bayramdır sonra da mü’minlere. Ne güzeldir elhamdülillah!

Arafat! O, bir mahşerdir… Kâinatın Efendisi sallellahu aleyhi ve sellem; “Hac Arafat’tır” buyururken Hac ve Hacı olmanın özünü bildirmişlerdir. Bir telâş değil, bin bir telâştır orası… Varlık ve yokluk bir aradadır orada… Sonra da hiçlik! Sanki kabrinden kalkmıştır insanlar kefenleriyle… Sonra da koşmuşlardır… Âh, o koşuş!

İnsan şimdi bir anlayabilse… Nasıl koşacağını bir düşünse… Nereye doğru bir de? İki çanağı köz olur ağlamaktan o an… Oturur gözlerine onca kan! Hani Allah Rasûlü buyurmuşlardı ya; “Eğer siz benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok ağlardınız.” (Tirmizî, Zühd 9)

Temizleniştir Hac

Evet, Hacc’ını ifa ederken insan, hiç olduğunu anlar orada. Ne güzel tabii ki! Günahlarla dopdolu bir hayatın, Tertemiz bir hale dönüşmesidir Hacc! Ancak oradadır bu manâ. Tıpkı Âdem aleyhis selam ile Havvâ anne gibi.

Böylesine bir temizlikle koşar Hacı, Müzdelife’ye… Bir daha silkinir orada, Kalanları da atar. Yepyeni bir hayata hazırlanıştır o. Çok önemli bir hayatı olacaktır artık onun. O halde önüne engeller çıkmamalıdır Rabb’inin yoluna gidişte. Taşlanmalıdır çıkabilecek olanlar.

Onların başında, kendisinin en büyük düşmanı olan şeytan gelmektedir, Nefsi de vardır ki, âh, o nefis? Bunun hazırlıkları da yapılır; Müzdelife’de taşlar toplanır, atılacaktır Mina’da onlara kurşunlar… Taşlayacaktır herkes kendi şeytanını… Sonra yol alınır Beytullah’a…

Allah’ın misafiri

O, bu güzel vazifeyi ifa ederken Allah’ın misafiri makamındadır. Allah celle celaluhu onun şerefine, nice nimet ve lûtuflarda bulunur. Gökten melekler aralarına inerler. Ve onlar için Rabbimize dua ederler. Vadileri dolduracak kadar onca insan. Yeryüzünün ilk beyti Kâbe’nin etrafında dolaşırken adeta kendilerini ararlar… Zira onlar; ancak kendi mihveri etrafında dönerler.

Safa ile Merve arasında koşarlarken çaresizliğini hatırlarlar Hacer Annenin. Bir de sa’yini ve tevekkülünü…
Ve tefekkür ederler İsmail’inin ağlayışını, sonra da teslimiyetini, eşsiz bir karşılık buluşunu! Ya kesseydi bıçak onu? Biz kulların hali nice olurdu?

Tıraşını olur, günahların dökülüşüne işaret! Kurbanını keser, Hazreti İsmail’inin yerine… Nefsinin heva ve heveslerini düşünür: “Âh nefsim” der: Hacı oldun, Hacı kal, Hacı olarak Rabbine var! Artık katık olmuştur gözyaşları ona; “Tamamladım Rabbim, kabul eyle benden… Temizle beni Rabbim, bağışla beni! Lûtfet Allah’ım! Cennet ve Cemal’ini…”

Kulluk makamı

Kulluk makamı, makamların en yücesi… Kul, insanların Rabbine ibadet için kurulan ilk evde, O’na yönelir ki, Allah celle celaluh onun için şöyle buyurur: “Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbed), Mekke’deki (Kâbe)dir. Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir.” (Âl-i İmran 96-97)

İbrahimî bir çağrıdır bu. Allah celle celaluh şöyle emreder kuluna İbrahim lisanıyla: “İnsanları hacca çağır; yürüyerek veya binekler üstünde uzak yollardan sana gelsinler.” (Hacc 27) Yine Allah celle celaluh emreder: “Hac ile umreyi Allah rızâsı için tamamlayınız!” (Bakara 196)

Onun önem ve fazileti konusunda ise şunu bildirir Kâinatın Efendisi… Ebû Hureyre radıyellahu anh dedi ki: Ben Rasûlullah sallellahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: ‘Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner.’” (Buhârî, hac 4, Muhsar 9, 10; Müslim, Hac 438. Tirmizî, Hac 2; Nesâî, Hac 4; İbn Mâce, Menâsik 3)

Muzaffer Dereli/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Değerli alimlerimizden bize kalan…

Değerli âlimlerimiz, günden güne dünyamızdan ayrılmaktalar. Efendimiz bir âlimin ölümünü bir kabilenin ölümünden daha fena …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.