Tavşanlımızın yakınından Kocasu ismi verilen bir çay geçer. Bundan 50 yıl evvel Tavşanlı‘nın nüfusu az olduğundan, çay daha temiz akarmış. Çayda çeşitli tatlı su balıkları, hatta yayın balıkları bile bulunur, balık meraklıları, olta veya germe ile balık avlarlarmış. O günlerde öyle bir olay yaşanmış ki duyanlar hayretler içerisinde kalıyor.
1960’li yılların sonlarında balık avı meraklılarından bir şahıs farklı bir metot kullanarak şu şekilde balık avlarmış. Akşama yakın Kocasu’ya gidip bir kaç büyük balık tutar, tuttuğu balıkların sırtlarına olta iğnelerine takarmış. Oltayı da gerdiği urgana bağlar ve geri dönermiş. Gece, avlanmak için gelen yayın balıkları oltadaki balıkları yer, doğal olarak misinadaki diğer iğneleri de yuttuğundan yayın balığı yakalanırmış.
Balıkların ahı
O şahıs da sabahleyin bisikletiyle gidip yayın yakalandıysa, yayını çıkarıp bisikletinin sepetine koyar, kuyruğu yerde sürüyerek evine getirirmiş. Yayın yakalanmadıysa sırtına olta iğnesi takılı balıklar, yayın yakalanıncaya veya ölünceye kadar öyle kalırlarmış.
Bu durumu bilen duyan bazı büyükler ikaz etmişler bu şahsı. Canlı bir hayvanın sırtından iğne takılarak günlerce bekletilmesinin insani ve İslami yönden yanlış olduğunu anlatmışlar. Fakat nasihatin pek faydası olmamış. O şahıs aynı metotla yayın avlamaya devam etmiş.
Bir gün bisikletiyle Tavşanlı- Tunçbilek yolunda giderken yanından geçen bir kamyonun kasasındaki zincirin ucundaki kanca nasıl olduysa bu şahsın sırtına takılmış. Şoför fark etmemiş. Kamyonun arka tarafında kanca sırtında kancaya asılı vaziyette Tavşanlı’ya kadar gelmiş. Tabii altındaki bisiklet düşmüş.
Görenler şoförü durdurmuşlar. Acilen hastaneye kaldırmışlar fakat kurtarılamamış. Bu şahsın balık avlama şeklini ve ölüm şeklini duyan Tavşanlılılar, ölüm şeklini balık avlama metoduna bağlamışlar ve uzun süre normal olta balıkçılığı yapmaktan bile imtina etmişler. Bu olay görenler duyanlar için çok büyük bir ibret olmuş.
Bu olayı o şahsı tanıyan bir kaç kişiden bizzat ben dinledim. Daha sonra sosyal medyada paylaştığımda bu olayı bilen bir çok kişi yorum yazdılar ve olayı doğruladılar. Bu tür olayları tesadüfle açıklamak mümkün değil. Yıllardır canlı balıkların sırtına kanca takıyor ve kendi ölümü de sırtına takılan bir kanca ile oluyor. Gerçekten de çok ibretlik bir durum. Demek ki insan hiç bir canlının ahını almamalı.
Merhamet dini
Olayı ilk duyduğumda Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in şu mealdeki hadis-i şerifi aklıma gelmişti: “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Buhârî, Edeb 18; Müslim, Fezâil, 65.)
İslam Dini’nin temelinde “merhamet” vardır. Kur’an’da çok geçen kelime ve kavramlar içerisinde merhamet barındıran “Er-Rahman, Er Rahim, Rahmet, El Afüvv, El Ğafur, Et Tevvab” kelimeleridir.
“Bismillahi’r Rahmani’r Rahim” cümlesini söylerken sınırsız merhamet sahibi olan Yüce Allah’ın ismiyle başlamış oluruz. Kur’an-ı Kerim’in 113 suresi besmele ile başlar. Her gün defalarca okuduğumuz Fatiha Suresi’nin ikinci ayetinde “Er Rahman’ir Rahim” Rabbimizin sonsuz merhametini söyler ve hatırlarız.
Namazlarımızın sonunda, sağımıza ve solumuza selam verirken, “Es selamu aleyküm ve rahmetullah” yani; “Allah’ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun” temenni ve duasında bulunuruz.
Allah Teâla Kur’an’da merhamet etmeyi kendine yazdığını (ilke edindiğini) haber vermiştir. (Bkz. En’am 12 ve 54) Sevgili Peygamberimiz için Kur’an’da: “Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107) diye buyrulmuştur.
Beled Suresi 17. ayetinde İslam’ın zirvesine ulaşacak kimselerin özelliklerinden bahsederken; “Birbirlerine sabrı ve merhameti tavsiye etmelerinden” bahsedilir.
Ayrıca Rasulullah sallellahu aleyhi ve sellem bir başka hadislerinde de şöyle buyurmuşlar: “Allah, merhametli olanlara rahmetiyle muamele eder. Öyleyse sizler yeryüzündekilere karşı merhametli olun ki, semada bulunanlar da size rahmet etsinler…” (Tirmizi, Birr, 16; Ebu Davut, Edep, 66)
Demek ki Allah’ımız çok merhametlidir. Peygamberimiz çok merhametlidir. Allah Teâla kitabında merhametli insanları övüyor. Acaba bizler ne kadar merhametliyiz? Kimlere /nelere karşı merhametli olmalıyız? Kendimize, ailemize, diğer insanlara, hayvanlara, bitkilere, tabiata vs.
Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com
BENZER YAZILAR
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.
Bu yazımızı kendi sayfamda yayımladığımda Tavşanlı’lı hemşehrilerimizden olayı hatırlayanlardan bazıları yorum yaptılar. O yorumların bir kısmını aşağıya alıyorum.
Riza Cosgun
Ben 10 yaşımda idim Bizim evin karşısında idi olayı biliyorum
Yavuz Efe
Bu olay oldugunda ben hapsanedeydim şöförü iyi muamele ile karşıladık .rahmetli baba ali muymul altında balıkesir körüsüne doğru bisikletle giderken tomruk kamyonunun kasasının altındaki halat baglanan kanca sırtına aynı balıklara taktıgı gibi girmiş. şöför kucagımda öldü dediğinde… 1968 son baharıydı.
Sacit Ün
Rahmetli babamın balık arkadaşı idi.Bu olayı anlatmış, merhumada defalarca ikaz ettiğini söylemişti.. Allah rahmet eylesin.
Ekrem Gedik
Hocam tarih 1967 68 olabilir bu olay bir pazar günü oldu
Ekrem Eşen
Biz balık tutmaya gideceğiz dedikmi büyüklerimiz bu olayı anlatıp bizi vazgeçirmeye çalışırlardı