Bir lokma deyip geçme!

İbrahim bin Edhem Hazretleri anlatıyor:

Bir gün Beyt-i Makdis mescidinde, hasıra sarınıp yatmıştım. Gece yarısı olunca mescidin kapısı açıldı, içeri bir pîr girdi. İki rekât namaz kıldıktan sonra arkasını mihrâba dönerek oturdu. Oraya kırk kişi daha geldi. İçlerinden biri:

“ – Burada bir kişi yatıyor.” dedi. Pîr gülümseyerek:

“ – O İbrahim Edhem’dir. Kırk gündür kıldığı namazın tadını bulamıyor!” dedi. O sözü işitince dayanamayıp pîrin huzûruna geldim. Selam verip:

“ – Allâh aşkına, benim bu hâlimin sebebi nedir?” diye sordum. Şöyle dedi:

“ – Falan gün Basra’da hurma satın almıştın. Farkında olmadan yere düşen hurmaları da kendinin zannederek heybene koydun. Hâlbuki onlar satıcıya âitti. Bu sebeple mâneviyattan bir miktar uzak düştün” dedi.

Hemen gidip hurma aldığım kimseyle helalleştim. Bu durum satıcıya da çok tesir etti ve infâk sâhibi sâlih kimselerden birisi oldu.

Kaynak: Ferîdüddin Attâr, Tezkiretü’l Evliyâ, s.122-123)

İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Allah adamlarının kalpleri ve dimağları açık olduğu için nerede sorun varsa onu çok güzel tespit ederler. İbadetlerimizden haz alamıyorsak, içimizde sebebi belirsiz bir huzursuzluk varsa, bunların birçok nedeni olabilir. Netice de bir kalp taşıyoruz ve kalbimiz her geçen gün menfi tesirlere maruz kalıyor. Kimimiz internet ve televizyonun nefsani ekranlarından etkileniyoruz, kimimiz yediğimiz lokmalardan, kimimiz de faiz gibi ağır günahların verdiği ağır hasarlardan etkileniyoruz. Bu güzel menkıbe bize “Bir lokmadan ne olur ki” demememiz gerektiğini, her lokmada helal ve haram hassasiyetini gözetmemiz gerektiğini öğretiyor.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.