Mü’minlere merhametli kafirlere çetin…

Her ayeti sanki bugün bize iniyormuşçasına okuduğumuzda kendimizi ayetin içine girmiş buluruz. Biz ayetin anlamına nüfuz etmeye çalışalım derken ayet bizi kendi nüfuz alanına alır ve ince ince işler. Hani; “Gerçek aramakla bulunmaz ama bulanlar arayanlardır” denilmiş ya, bizim de aradığımız gerçek dışımızda ya da uzakta değil içimizdedir. Bayburt’lunun dediği gibi; ‘’Çorba benim koynumda ben tas arirem…’’

Belki çok önemli sırlar bize bir ayet kadar yakın biz onu okumasını ondan ibret almasını bilebilirsek. İşte size bu ayetlerden bir dizi… Müslüman şahsiyetin inşası konusunda bir ayet-i kerime çok calibi dikkattir. Fetih Suresi’nin son ayetini; ‘’Muhammedü’r Rasulullah’’ diye başlayan ayeti dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bu ayet-i kerime günümüz Müslümanlarına çok şeyler söylüyor. Bu ayeti her okuyuşumuzda iç içe geçmiş başka başka manalara ulaşıyoruz.

Şahsiyetin inşası

Bildiğiniz gibi insanın bir gövde vücudu vardır bir de ruh vücudu vardır. Gövde vücudumuzu şekillendiren dış şartlar olduğu gibi ruh vücudumuzu şekillendiren iç şartlar vardır. Müslümanın ruh çatısını inşa eden öyle ayetlerden biri de Fetih Suresi’nin son ayeti. Bütünüyle ve parça parça düşündüğünüzde içinize yine içinize açılan yeni yeni kapılar görürsünüz

İslami anlamda bir manifesto olarak da kabul edebileceğiz bu ayet bizi sarsan yerimizden oynatan dağıtıp tekrar derleyip toparlayan bir manevi kudrete sahip… Okudukça içinizde yeni bir pencere yeni bir kapı açarsınız.

Parça parça okuduğunuzda bir şeyler öğrendiğiniz gibi ayeti bütün halinde düşündüğünüzde de yeni bir kompozisyon çıkar önünüze… Yerinden oynatılan insanın ruh vücudunu tutup kendi yerine oturtmak tabiri caizse yerine yerleştirmek için bu ayeti kerimenin birebir olduğunu söyleyebiliriz.

Buyrun birlikte okuyalım: ‘’Muhammed Allah’ın elçisidir.’’ Ayet önce teziyle, iddiasıyla ortaya çıkıyor. Kuvvetli bir vurgu ve kuvvetli bir meydan okuma hissedilir bu çıkışta. Kısa, net ve vurucu bir cümledir bu… Modern reklam gurularının ulaşmak isteyip de ulaşamadığı bir zirve cümlesi belki de…

Ayetin içinde yer aldığı surenin de Fetih Suresi olması hasebiyle insanı ve insanlığı fethe açmak için böyle üst perdeden bir meydan okumaya da ihtiyaç var. Bağıra bağıra ayet söylüyor ki Fahri Alem Hazreti Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem Allah’ın elçisidir.

Müthiş ölçüler

Dikkat buyurun böyle çarpıcı bir girişten sonra ayetin devamında müthiş bir hakikat geliyor: ‘’Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler.’’ Müslüman’ın nasıl davranması gerektiğine dair ölçü düstur işte tam da burada verilmektedir.

Müslümanlar kâfirlere karşı şiddetli/ çetin olurken kendi aralarında merhametli ve mülayim olmalıdır. Müslüman şahsiyetin inşası için bu ayet ve cümleden olmak üzere temel ölçümüzü buradan almalıyız. İnsanlar arasındaki ilişkilerin belirlenmesi bu ayetten aldığımız işaretle şekillenmeli.

Devamındaki ayete geçiyoruz: “Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir.” Müslüman’ın ibadet hayatına işaret ediliyor. Rüku ve secde ile onların yüzlerinde secde izi olduğuna vurgu yapılarak dua ve namaz ölçüsü konuluyor.

İbadetler Müslüman şahsiyetinin ayrılamaz birer parçası, olmazsa olmazlarıdır. Bu parçaların izleri de İslam nişanı olarak insanın yüzünden belli olur. Bir anlamıyla dindarlığınız dış görünüşünüze de yansır ve yansımalıdır deniliyor Allahu a’lem…

Kafirleri öfkelendirir

Ayetin son bölümünde ise çok güzel bir benzetme yer alıyor ki Müslüman şahsiyetin filizini çıkarmış bir ekine benzetilmesi, gittikçe kalınlaşan başağa benzetilerek bunun çiftçilerin hoşuna gidecek bir benzetme olması dikkate değerdir.

‘’Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.’’

Bu ayette Müslüman’ın kalitesini artıracak, işler sıralanırken, kalite standardı yükseltilmiş Müslümanların giderek çoğalmasının da kâfirleri öfkelendirdiği açıklanmaktadır. İnanıp iyi işler yapanlara da Allah mükâfat vaat etmektedir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki bu ayet-i kerime Müslüman şahsiyetin inşası için kilit roller üstlenen bir ayettir. Temel ölçüleri hiç eksik bir taraf bırakmadan koymuştur.

Hazreti Muhammed aleyhis selatü ve selam’ın peygamberliğinin kabul edilmesi, Müslümanların kâfirlere karşı sert, Müslümanlara karşı yumuşak olması, namazın edası ve dua etme, giderek boy atan bir ekine benzetilerek Müslüman’ın yaşam kalitesini yükseltecek bir yol haritası bu ayetle birlikte çizilmiştir.

Umut Bulut/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.