Ramazan adabı…

Ramazan bizler için büyük bir manevi sofradır. Bu sofradan hep beraber en güzel bir şekilde istifade edebilmek için en başta orucun hikmetini anlamaya çalışmalıyız. Rabbimiz Bakara 183. ayetinde “korunmamız” için orucu farz kıldığını beyan ediyor. Demek ki oruç ibadeti takva sahibi olup günahlardan yüz çevirmemize vesile olmaktadır.

İlmihal bilgilerini öğrenmek çok mühimdir. Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki: “Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın.(orucu bozulmaz tutmaya devam etsin) Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhârî Savm 26; Müslim Sıyam 171) Bu ve buna benzer fıkhı hükümlerle ilgili hadislerin değerlendirilmesini bir ilmihâlden okuyarak öğrenmeliyiz.

Oruç tutmalı

Ramazan orucu keyfi olarak terk edilmemelidir. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem Ramazan’da mazeretsiz olarak tutulmayan bir günü, bir sene boyu tutulan orucun karşılamayacağını haber vermiştir. (Bkz. Buhâri, Savm 29; Ebu Davud Savm 38)

Bu hadisten bir gün kazaya kalan oruç için bir yıl oruç tutulacağı anlaşılmamalı. Kaza orucunda bir güne karşılık bir gün tutulur fakat Ramazan ayında farz olan orucun sevabı olmaz. Bir de geçerli bir mazeret olmaksızın orucu kazaya bırakmanın hesabının kolay olmayacağı da akıldan çıkarılmamalıdır. Ama kişinin gerçekten geçerli bir hastalık vb. sebeplerden dolayı tutamazsa Ramazan sonrası kazasını yapar ve Allah azze ve celle rahmetiyle sevabını verir.

Ramazan’da oruç tutmak günahların affına vesile olur. Efendimiz buyurmuştur ki: “Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhâri, İman 28) Nitekim Ramazan günahların bağışlandığı aydır. Bu konuda Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in şöyle bir müjdesi vardır: “Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” ( Buhari Savm 5; Müslim Sıyam 1,2)

Oruç tutanların hayatları sıradan değildir, özeldir. Oruç tutanların cennete girecekleri kapı da özeldir. Bu konuda Efendimiz şöyle buyurur: “Cennetin sekiz kapısı vardır. Bunlardan biri oruçluların Reyyan kapısıdır. Oruç tutanlar Reyyan kapısından çağrılır.” (Buhâri Savm 4; Müslim Sıyam 30)

Ayrıca oruçlunun ağız kokusu bile Allah katında sevimlidir. Bazı cahil kimseler oruçlunun ağız kokusu ile dalga geçse de Efendimiz bunun Allah katında sevimli olduğunu şöyle açıklamıştır: “Canımı elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki; oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.” (Buhâri, Savm 2; Müslim Sıyam 30)

Oruçlu kimse hiçbir şekilde yalan konuşmamalıdır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur” (Buhârî, Savm 8) Sonra gereksiz çekişmelere girmemelidir. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: “Hiç biriniz oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa ‘ben oruçluyum’ desin” (Buhâri, Savm 9; Nesâi Sıyam 42)

Cömert olun

Ramazan cömertlik ayıdır. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz Ramazan ayında bir başka cömert olurdu. İbn Abbas radıyellahu anh anlatıyor: “Rasûlullah insanların en cömerti idi. Ramazan ayında Cebrail aleyhisselam ile görüştüğü zaman daha cömert olurdu. Rasûlullah süratli esen rüzgârdan daha fazla hayra koşardı.” (Buhâri, Savm 7; Müslim Fedail 12)

Bilindiği gibi oruçluya iftar ettirmek büyük sevaptır. Efendimiz bu konuda şöyle buyurmuştur: “Kim bir oruçluya iftar ettirirse o oruçlunun alacağı sevabın aynısı iftar ettirene de yazılır ve oruç tutanın da sevabından bir şey eksilmez.” (Tirmizi, Savm 82; İbn Mace Sıyam 45)

Sahur yemeği ihmal edilmemelidir. Efendimiz sahur yemeği hususunda şöyle buyurmuştur: “Sahur yemeği yiyin çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.” (Müslim Sıyam 45; Buhari Savm 29) Ayrıca bu konuda şöyle bir tavsiyeleri vardır: “Gündüz orucu için sahur yemeğinden, gece namazı için de öğle uykusundan (kaylule) yararlanın.” (İbn Mace Sıyam 23; Hâkim, Müstedrek 1/425)

İftar vakti kabul olan dualarımızı özenle yapalım. Çünkü bu bizim için bir fırsattır. Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle müjdelemiştir: “Oruçlunun iftar ederken yaptığı dua geri çevrilmez” (Tirmizi, Daavat 128; İbn Mace Sıyam 48)

Teravih ve itikaf

Teravih namazı mutlaka kılınmalı, ihmal edilmemelidir. Her sene Ramazanlar televizyonlardaki kafa karışıklığına sebep olacak programlara aldırmamalı, yatsı namazından sonra mutlaka teravih namazını kılmalıyız. Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kim Ramazanın faziletine inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek teravih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhâri, İman 37; Müslim, Musafirin 17)

İtikaf sünnetini yaşatmak da günümüzde özel bir anlam ifade ediyor. Unutmayalım ki itikaf Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem’in hi terketmediği bir sünnetir. Hazreti Aişe radıyellahu anha anlatıyor: “Resûlullah aleyhis selam vefat edinceye kadar Ramazan’ın son gününde itikâfa girerdi. Geceleri ihya ederdi, ev halkını uyandırır eşlerinden ayrı dururdu.” (Buhârî itikâf 1, Ebu Davud Ramazan 1)

Ramazanın son on gününe dikkat edelim. Hazreti Aişe radıyellahu anha şöyle demiştir: “Rasulullah Ramazan’ın son on gününde (ibadet hususunda) başka zaman göstermediği gayreti gösterirdi.” (Müslim itikâf 8) Bir başka hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “Siz Kadir gecesini Ramazanın son gününde tek rakamlı gecelerde arayın.” (Buhâri, leyletül kadri 3; Müslim, Sıyâm 216)

Kadir gecesi ile ilgili Peygamberimizden gelen birçok rivayet bulunmaktadır. Bütün bu hadisler değerlendirildiğinde Ramazan ayının her hangi bir gecesi ve son günlerdeki tek günlerde olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu görüyoruz. Kadir gecesinin tam olarak açıklanmamasının hikmetlerinden biri de tüm geceleri ihya etmeye gayretli olmaya teşvik içindir. Bize düşen Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmaktır.

Kur’an okuyalım

Ramazan da Kur’an okumayı ihmal etmeyelim. Ramazan Kur’an-ı Kerim’in gönderilmeye başladığı ay olduğu için Kur’an ayıdır. Bu ayda Kur’an okumasını bilmeyen kardeşlerimiz öğrenmeli, okumasını bilen kardeşlerimiz ise imkanları ve vakitleri nispetinde Kur’an okumayı ihmal etmemelidir.

İki Cihan Güneşi Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.” (Buhari, Fezailül Kur’an 21) “Kur’an okuyunuz, çünkü Kur’an kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir.”  (Müslim, Musafirin 253)

Ramazandan sonraki oruçları da tutmaya gayret gösterelim. Efendimiz, Ramazan sonrası oruç hakkında şöyle buyurmuştur: “Ramazan orucunu tutan ve buna şevval ayında altı oruç daha ekleyen kişi, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim, Sıyâm 204; Ebu Davud Savm 57) Ramazan ayını en güzel şekilde değerlendirdiğimizin bir alameti de Ramazan sonrasına bu ayda elde ettiğimiz manevi kazanımları devam ettirebilmektir.

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz
  • Sudan sebepleri bahane ederek oruç tutmazlık yapmayalım.
  • Ramazan ayında iftar vermek ve cömert davranmak gerekir.
  • Ramazan ayında dili kötü sözlerden ve gıybetten uzak tutmalıyız.
  • Oruçlunun duası makbul olduğu için, iftar vakti dua etmeliyiz.
  • Ramazandan sonra da Ramazandaki manevi kazanımlarımızı devam ettirmeliyiz.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazılar okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Dişçi Mehmet Efendi’nin zikri…

Allah dostlarını sevmek ne büyük kazanç, öyle değil mi kardeşlerim. Bu, insana Allah’ın bir lütfu, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.