Çocuğunuzun ilgi alanını dikkate alın…

Aynı filmi izlettiğiniz bir gruba daha sonra; “Filmde sizi etkileyen bölümleri veya daha çok dikkatinizi çeken bölümleri anlatınız” deseniz, muhtemelen bir kaç farklı cevap gelecektir. Mesela, bazılarının dikkatini komik şeyler çekerken, bazıları dramatik sahnelerden etkilenmişlerdir. Bazıları için dövüş veya kahramanlık sahneleri ön plana çıkmış, bazıları duygusal bölümlerden etkilenmiş, bir kısmının dikkatini bazı hikmetli sözler daha fazla çekmiştir.

Bazen öğrencilerime Kur’an mealinden bir sayfa okuturdum. Sonra sorardım; “Sizi en çok hangi bölüm etkiledi” diye. Orada da farklı cevaplar alırdım. Sebebi ne olabilir? Bence kişinin genel psikolojik durumu etkili olabildiği gibi o günkü ruh hali de etkili olabilir. Zekat türünün veya başka etkenlerin de etkisi vardır. Bu etkenler içerisinde ilgi alanlarının da etkisi büyüktür.

Aynı caddeden yürüyen kişilerin caddede dikkatini çeken şeyler kişinin yaşına, ihtiyacına ve ilgi alanına göre değişiklik gösterecektir. Mesela insan açsa lokantalar onun dikkatini çeker, telefona ihtiyacı varsa cep telefonu satan yerler dikkatini çeker. İlgi alanına göre de değişir. Kimi insan tarihi eserlere meraklıdır mesela, bir şehre gittiğinde oraları görmek ister.

İlgi alanları farklı

Sosyal meselelere duyarlı insanlar genellikle gündemi takip eder. Geçmiş yıllarda lise son sınıfa giden zeki bir öğrencimle sohbet ederken bana şunu söylediğinde çok şaşırmıştım: “Hocam ben ilkokul birinci sınıftan itibaren haber bültenlerini hiç kaçırmadım, izledim.” Bu öğrencimin ülke ve dünya meseleleriyle ilgilendiğini onunla ilgili güzel yorumları olduğunu hatırlıyorum.

Çevresiyle çok muhabbeti olmayan biraz içine kapanık gibi duran ortaokul öğrencisi bir tanıdığımla, -o zamanlar kanatlı hayvanlara ilgi duyduğunu biliyordum- bir bıldırcın muhabbeti yaptık. Çocuğun gözleri parladı. Çocuğun dili çözüldü neredeyse. Belki bu çocuk hayatında hiç baştan sona haber bülteni izlememiştir.

Ortaokulda, çok çalıştığı halde Maun Suresi’ni çok zor ezberleyen bir öğrencimin, bir öğretmenin karikatürünü çok güzel yaptığını gördüğümde onu bir dergiye yönlendirmiştim. Şimdi başarılı bir mimar olarak görüyorum. Diğer taraftan ezber yeteneği olmadığı halde aileleri tarafından hafızlığa yönlendirilen çocukların başarılı olamadığını biliyoruz.

İnsanlar, ilgi alanına giren şeylerle meşgul olurlarsa daha mutlu olurlar. Hele bir de bu konuda yetenekleri varsa çok da başarılı olurlar. İlgi alanına girmeyen şeyleri yapsalar bile yaptıkları işlerden pek zevk almazlar, iş yaparken mutlu olmazlar sadece görevlerini yerine getirmiş olurlar. Anne babalar çocuklar üzerinde kendi hayallerini gerçekleştirmeye çalışmak yerine onların ilgi alanlarını keşfetmeliler.

Hatır için olmaz

Çocukların ilgi alanlarını keşfetmek onların mutlu ve başarılı olmaları için önemlidir. Sizin çok istediğiniz bir meslek, çocuğunuzun ilgi alanına girmiyorsa, sırf sizi kırmamak için o mesleğe yöneliyorsa, hatır için meslek seçmiş olur. İlerde o mesleği isteksiz olarak yaptığında ise bir yerden sonra patlak verebilir.

İlgi alanları önemlidir dedik. Mesela, İnsanları ve onlarla ilgilenmeyi seven kişiler, doktor, hemşire veya hastabakıcı olduklarında ne kadar mutlu olurlar ve muhataplarını da memnun ederler değil mi? Çocukları çok seven kişilerin öğretmen olmaları durumunda da çift taraflı mutluluk yaşanır. Hayvanları seven kişilerin veteriner olması veya hayvancılık işleriyle uğraşması onları mutlu ve başarılı yapar.

Eline geçen oyuncağı merak edip söküp takan, içindeki malzemeleri inceleyen çocuğun tamirciliğe ve makine mühendisliğine ilgisi olduğu anlaşılır. Bu misalleri çoğaltabiliriz. Bir de tersinden örnek verelim. Çocukları ve onlarla ilgilenmeyi sevmeyen bir kişinin öğretmen olması durumunda hem kendisinin mutsuz olacağını hem de öğrencilerinin heyecansız ve mutsuz bir şekilde okula gidip geleceklerini söyleyebiliriz.

Bir öğretmen arkadaşımız anlatmıştı, çocukken ailesinin yönlendirmesiyle hafız olmuş, yarışmalar kazanmış, sonra bir camide imam olmuş birisi belli bir zaman sonra yanlış işlere sürüklenmiş ve görevden alınmış. İnançlı insanlar olarak birçoğumuz çocuklarımızın hafız olmasını istiyoruz elbette ama onların istek, ilgi, alaka ve hayallerini de dikkate almak zorundayız. Hoca veya hafız olmasa da hayırlı bir mü’min olabilir.

“… Ve Allah’a yaklaşmaya yol arayın” (Maide, 35) ayet-i kerimesini bu bağlamda düşündüğümüzde mü’minler ilgi alanlarına veya durumlarına göre Cenab-ı Hak’ka yaklaşabilirler. Kimisi daha çok infak yolunu kullanırken, kimileri ilim öğrenme ve öğretme yolunu tercih edebilirler. Kimisi insanlara faydalı olmayı onların işlerini görmeyi tercih ederken, bazıları nafile ibadetler yoluyla Allah Teala’ya yaklaşmaya çalışabilirler.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

BENZER YAZILAR

Şunlara Gözat

Ailenin şifası gönül dilidir…

Gönül dili muhatabımızın kalbine, ruhuna, zihin dünyasına dokunmaktır. Bu dokunuşta ilme, irfana, hikmete ve tasavvura …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.