Hepimizin ara sıra anlamakta bazen de anlatmakta zorlandığı bir meseledir bu: Neden kadına erkeğe verilen miktarın yarısı veriliyor? Allah, kadınlara eşit davranmamış mı? Bu adalet midir?
Adalet ve eşitlik kavramı nesnel bir kavram mıdır? Adalet. Kime göre adalet? Eşitlik. Neye göre eşitlik?
Devletin gelirleri tüm vatandaşlar arasında eşit mi dağıtılır? Ya da herkese mi dağıtılır? Devlet dağıtım yaparken (hile olmayan durumlar), adaleti ya da eşitliği sağlayabilir mi?
Madem hepsi kendi vatandaşı, hepsine eşit ya da adil dağıtım yapabilir mi? Burada varmak istediğim sonuç şudur: Adalet dediğimiz şey tam olarak ne?
Eşitlik sağlanınca adalet sağlanmış olur mu? Yani kıza da erkeğe de aynı miktarda mal verince eşitlik ve adalet sağlanıyor mu?
Görünüşte sağlanıyor değil mi?
Peki, şu durumlarda eşitlik ve adalet sağlanmış oluyor mu?
Bir adamım üç oğlu var. Birisi babasının yanında çalıştı. Diğeri okudu. Diğeri de babasına asi oldu, ne aradı, ne de sordu, kaybolup gitti.
Bu baba ölünce bu üç kardeş, eşitliği ve adaleti sağladığını iddia eden medeni kanuna göre ne kadar miras alır? Cevap: Hepsi aynı miktarı alır. Bir gün olsun babasının yüzüne bakmayan ile babasının işinde gece gündüz çalışan ve okuyup memur vb. olan kardeşler aynı miktarda miras alır.
Medeni kanunda eşitlik ilkesi, adalet ilkesi midir? Herkes bilir ki, burada bir adaletsizlik söz konusudur. Ama kanun kanundur.
Beşeri kanunlarda üvey evlat da asil evlat gibi miras alır. Adalet midir? Beşeri kanunlara göre bir baba çocuğunu mirastan mahrum edebilir. Bu adalet midir? Beşeri kanunlara göre bir kişi mirasını (batıda olduğu gibi) bir hayvana, yani bir köpeğe bırakabilir. Bu adalet midir?
Evet, zahiren bakıldığı zaman İslam’ın miras taksimi eşit ve adil gözükmüyor. Zahiren bakıldığında beşeri kanunların miras taksimi eşit ve adil gözüküyor. Peki, gerçekten, eşit olan her taksimat adalet midir?
Mesela aynı yolları, aynı caddeleri kullanan iki araçtan birisi yıllık şu kadar vergi veriyorken, diğeri daha az veya daha fazla vergi veriyor.
Eşitliği sağlamak, adaleti sağlamak değildir.
Bir kız, babasından kalan mirası, erkek kardeşlerine nispeten onların aldığının yarısını alır.
Bu kız ve erkek evlendiğinde, kız kardeş kendisine talip olan erkekten mehir alır. O kızın erkek kardeşi ise evlenmek istediği kıza mehir vermek zorundadır. Kız, çalışmak zorunda olmayıp nafakası kocasına aittir. Erkek kardeşi ise çalışıp evlendiği eşine bakmak zorundadır.
Eğer mirasta eşitleme yoluna gidilecekse, evlilikte de buna gidilmeli. Yani kıza altın takılmamalı. (zira yargıtay kararı ile kim tarafından takılmış olursa olsun düğünde takılan ziynet ve paralar kadına aittir.) ya da takılmışsa da hem erkeğin hem de kadının hakkı eşit olmalı.
Ayrıca erkek nasıl ki, çalışıyorsa, kadın da çalışmalı ve evi beraberce geçindirmeliler. Ama yok ! Evliliğe gelince, tüm altınlar kadının, kadın çalışmak zorunda değil, erkek ona bakmak zorunda, erkek boşarsa ya da kadın boşanma talebinde bulunursa, erkek ömür boyu nafaka vermek zorunda; fakat mirasa gelince kadın erkek eşitliği sağlıyorlar.
Neymiş İslam, kadına yarım pay vererek haksızlık ediyor. Peki, beşeri kanunlar adil mi?
Batı kanunları, Allah’ın kanunu gibi tartışılmaz kabul edildi. Allah’ın kanunları ise reddedildi.
Sonra Allah haksızlık yapıyor yaygarası koparılıyor. Allah değil, insan insana haksızlık ediyor…
Murat Padak/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.