Diyanet dezenformasyonla mücadele merkezi kurmalı

Gazete, dergi ve televizyonlar dahil bilumum yazılı basın ve görsel yayın organlarında, facebook, tiktok, instagram, x gibi tüm sosyal medya mecralarında, Yüce İslam dini hakkında o kadar çok yanlış bilgiler veriliyor, o kadar çok uydurma hikayeler ve akla, mantığa, ilme, tarihi vakalara aykırı öyle asılsız rivayetler anlatılıyor ki, bunları bizim bir fert olarak takip etmemiz ve hepsine cevap vermemiz mümkün değil!

Mevcut yasalara göre, “Toplumu din konusunda aydınlatmakla görevli” Diyanet İşleri Başkanlığı, hem resmi hem de muteber ciddi bir kurum olarak bu takibi yapmalı, uzmanlarıyla bunlara tek tek cevap vermeli ve kamuoyunu bilgilendirmelidir. Bu yapılmadığı takdirde, halkımız, yalan- yanlış anlatılan sözde dini bilgileri doğru zannedip kandırılmakta, sapık yollara sevk edilmektedir.

Bir öneri

Bunu önlemek için önerim şudur: Tıpkı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda kurulan “Dezenformasyonla Mücadele Merkezi” gibi, Diyanet’te de aynı isimde bir merkez kurulmalı ve bu merkez tüm medyayı her gün tarayarak; Allah, Peygamber, Din, İslam, Kur’an gibi dini kelimelerin geçtiği haber, yazı, yapım ve paylaşımları tarayıp takip etmeli, yanlış bilgileri tashih ederek halkımızı doğru bilgiyle aydınlatmalıdır.

Kendilerine, hoca, imam, şeyh, gavs, kutup, halife, mehdi, Allah dostu vs. gibi isimler verdirerek etrafına topladığı insanlarla bir cemaat oluşturan, ilim ve irfandan mahrum, kara cahil, kaba softa, ham yobaz bazı sahtekâr din bezirgânları, sırtlarına cübbe, başlarına da sarık geçirerek sosyal medyada arz-ı endâm etmekte, resmiyette “dur” diyen çıkmadığı için de, dini tahrif ve toplumu ifsat faaliyetine devam etmektedirler.

Halkı aydınlatmalı

Nasıl ki, Tarım Bakanlığı, insan vücuduna zararlı gıdaları takip ve tespit edip bunları imha ediyor ve îmâl edenleri ve satanları cezalandırıyorsa, aynı şekilde Sağlık Bakanlığı insan sağlığına/ bedenine zarar veren ilaçları yasaklıyor, bunları tespit ettiğinde imha edip yapanları cezalandırıyorsa, Diyanet de bir devlet kurumu olarak ve üstelik kanunun kendisine verdiği yetkiye dayanarak “Din konusunda halkı aydınlatma” görevini yerine getirmeli.

Hiçbir dini temele ve doğru bilgiye dayanmayan sözlerle ve görüntülerle insanların maneviyatını ifsat eden, ruhsal bunalıma sürükleyen, psikolojik dengesini bozan ve dini değerleri istismar edip toplumun huzurunu kaçıran bu insanlara engel olmalı, doğru bilgileri verip halkı aydınlattıktan sonra da bunu yapanları TCK’da karşılığı olan madde ile cezalandırmak için yargıya intikal ettirmelidir.

İnsan vücudunu ve bedenini anlamlı kılan, ruhu ve maneviyatıdır. Ruh yoksa, beden cesettir. Bedene verdiğimiz değer ve korumayı, ruhumuza ve maneviyatımıza da vermemiz gerekmez mi?

Mehmet Emin Parlaktürk/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Çobanın tek dileği buymuş…

Bazen bana; “Ne kadar çok hikaye anlatıyorsunuz?” diyenler oluyor. Çok geziyorum, çok dinliyorum ve çok …

2 Yorumlar

  1. Bu teklif D I B yetkililerince dikkate alinip gereginin ifasi en Buyuk arzumuzdur…
    Saban Han
    Melbourne.

  2. Öyle bir sıkıntıları yok.TURİST REHBERİ gibi para getğren umrelerele,yurt dışı işler,terfi,cam…HOCAM NUR OL,VAR OL

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.