Hafız-ı Kur’an Ali Osman Yüksel hoca

Hayatta bazı kişilerle tanışmak, dostluk ve muhabbet kurmak için adeta kader sizi zorlar. Hiç ummadığınız kişiler hiç beklenmedik anda gelir girer hayatınıza. Bunlar sevdikleriniz de olabilir, ne yazık ki sevmedikleriniz de…

Ali Osman Yüksel Hoca da sevdiğimiz ve kaderin cilvesi olarak tanışıp muhabbet kurduğumuz muhterem insanlardan biridir. Taaa liseli yıllarda Bursa İHL’de (90-93) öğrenci iken Milli Gazete okurduk, zaman zaman bazı güzel yazı dizileri olurdu, alır arşivlerdim… Bir gün baktım Ali Osman Yüksel (tanımıyorum tabii), “Kur’ân-ı Kerim Bilgileri” diye bir yazı dizisi başlatmış, bir hafta 10 gün kadar sürmüştü.

O yazıları hem okumuş hem de arşivlemiştim. Hocanın gazete köşesindeki anlatım tarzından içimde bir ülfet, bir sıcaklık oluşmuştu. Sonra Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne (1993-94) gelip Ali Osman Hoca’nın Kur’ân-ı Kerim hocası olduğunu görünce tanıştım, sohbet ettiydik. Bu sohbet ve muhabbet de devam ettiydi.

Hoca hafızlara ayrı bir değer verirdi. Her cüzden 10 sayfa kendisine dinlettiydim, sonra ders yoğunluğu vs derken tamamlayamadım öylesine kaldıydı. Hoca; “Kur’ân’dan ve hafızdan daha üstte hiç bir şey olamaz” derdi ve bunu sürekli tekrar ederdi.

Çamlıca‘da Alvarlızade Camii‘nde fahri imam olunca, “Hocam sürekli vaaz etmem gerekiyor, ne yapmalıyım?!” diye kendisine sormuştum, o da: İbn Hacer el-Askalanî’nin el-Münebbihat adlı eserini tavsiye etmiş; “Bu sana emekli olana kadar yeter” demişti… Ve gerçekten imamlık yaparken 3 yıl onunla idare etmiştim. Vaaz ve sohbet erbabının mutlaka elinde bulunması gereken “Rakamlarla Vaazlar” diyebileceğimiz bir eser.

Yine 97 Yılında Fakülteden mezun olup da Tefsirden yüksek lisansa başlamayı düşündüğümde; “Hocam ne okumalıyım, nerden nasıl çalışmalıyım?!” diye sordum. “Zürkanî’nin Menahilu’l-İrfân” adlı iki ciltlik eserini oku sana yeter” demişti. O yaz boyunca bu kitabı didik didik incelemiş, kendimce önemli notlar almıştım.

Yazılı sınavı geçip de mülakata gittiğimde de Sadreddin Gümüş Hocam raflardan rastgele bir kitap seçti ve kaderin cilvesi Menahilu’l-İrfan denk geldi. Şu sayfasını oku mana ver deyince, baktım 3 gün önce tercüme edip not aldığım bir bölüm. Çok rahat okudum ve elhamdülillah YL sınavını kazanmıştım.

Aradan yıllar geçti, yıl 2013 ve ben Muş‘tayım. Kilis İlahiyat‘ın şu anki Dekanı Halil Aldemir Hocam arayıp Menahil’in 1. cildini bitirdiğini, 2. cildi için vakit dar olup yoğun olduğunu bildirince Menahilu’l-İrfan adlı eseri birlikte tercüme etmiştik. Nerden nereye. Bunda da Ali Osman Hocamın etkisinin olduğuna inanmaktayım.

Hoca nüktedan bir insandı. Ruhumda iz bırakanlardan biriydi. Sanırım bunda hem hafız olmasının, hem de ezberden Arapça bolca şiir okumasının etkisi vardır. Harbi oluşu ve saf bir Anadolu insanı gibi tavır ve davranışları da ayrıca fıtraten uyum sağlıyordu sanki.

Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Sevenlerinin, yakın, eş dost ve akrabalarının başı sağ olsun. Allah rahmet eylesin.

Dr. Ramazan Şahan/ İrfanDunyamiz.com

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Sebastian’dan Süleyman’a bir iman hikâyesi…

            Eski ismi Sebastian yeni ismi Süleyman… O bir Fransız ve 2000’li yılların başında din …

Bir yorum

  1. Nuri Garbetoğlu

    Dr. Ramazan Şahin hocam yüreğine sağlık, güzel bir tasvir ve güzel bir etkileşim örneği, insanın hayatına insanı kâmil olan dokunur. Hafız Ali Osman Hocamızın ruhu şâdü handan mekanı cennet olsun. Gönlünüze sağlık…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.