Issız ada hikayesi…

Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah Teala’ya yalvardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu ne giden…

Daha sonra rüzgardan yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu gemiden arta kalan konserve pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Allah Teala’ya dua ediyordu.

Bir gün tatlı su getirebilmek için yola koyulmuştu. Döndüğünde bir de ne görsün bin bir emekle yaptığı ve tek tutunduğu dal olan tahta kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı.

Bu üzüntüyle; “Allah’ım neden bu benim başıma geldi?” diye feryat etti. O geceyi üzüntü ve keder içinde geçirdi. O kadar dua ettiği halde bu olayı başına getirmesinden dolayı Allah Teala’ya sitemler etti. Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı.

“Benim burada olduğumu nasıl anladınız?” diye sordu bitkin adam kendisini kurtaranlara. Cevap onu hem şaşırttı hem de çok utandırdı: “Dumanla verdiğiniz işareti gördük.”

İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Bu ibretli hikaye tam da şu ayetin bildirdiği hakikati açıklıyor: “Hoşlanmadığınız şey sizin iyiliğinize; sevdiğiniz şey de, kötülüğünüze olabilir. Siz bilmezsiniz, Allah bilir.” (Bakara, 216) Her birimiz yaşantımızda bu hakikate defalarca şahit olmuşuzdur. İlk olarak olumsuz gibi algıladığımız durumların arkasından rahmet tecellileri kendisini gösterir. Kader Rabbimizin işidir; çalışmak, gayret etmek de bizim işimizdir. Biz üzerimize düşeni yapıktan sonra kader tecellilerini ibret nazarı ile seyretmeye bakalım. Hazreti Musa aleyhis selam genç ve kuvvetli birisiyken bir cinayete karıştı ve Medyen’e gitmek zorunda kaldı. Çünkü onun kaderinde Medyen’de Hazreti Şuayb aleyhis selam’a damat olmak vardı. Hasılı kelam kader her halükarda hükmünü gerçekleştirecektir. Bizler ala külli hal Allah’a tevekkül etmeyi bırakmayalım.

KISSA HAVUZU↗

En güzel kıssa ve hikayelerin derlendiği özel arşivimize ulaşmak için tıklayın.

MENKIBE DERYASI↗

Özenle seçilmiş geleneksel eğitici menkıbeler okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Itır dükkanındaki papağan…

Bir adamın rengârenk ve parlak tüylü çok güzel bir papağanı varmış. Adam papağanını çok severmiş. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.