Kelamcılar bunları neden anlatmaz?

Günümüz kelamcıları, sekülerizm, kemalizm, laisizm, darvinzm, pozitivzm, deizm gibi çağdaş bidat akımları ile neden ilgilenmezler?

İslam bilginleri bidat konusuyla ilgili kendi dönemlerinin fıkhını yapmışlardır. Çeşitli tanımlar ve sınıflamalar kelam külliyatımızda mevcuttur. Bidat denildi mi bizler hala mu’tezile, cebriye, şia, mürcie, müşebbihe, mücessime ve harici fırkaları anlıyoruz. Sonraki dönem çalışmalarına baktığımızda ise görürüz ki Yezidilik, Nusayrilik, Dürzilik, Bahailik, Babilik ve İbahiyyecilik gibi fırkalar da aşırı bidat ekoller içerisindedir. İslâm dışıdırlar.

Anlaşılan, her dönemin kelam uleması kendi döneminin fıkhını yaparak ümmeti sapık fırka ve ekollere karşı uyarmıştır. Şunu üzülerek belirtmekte fayda var ki geçmişi tüketmekte mahir olan sözde âlimler, Kelam konularında da yeni bir şey söylememektedirler. Hatta bazı Kelam akademisyenleri ve ilahiyat hocaları, “Allah tikel ve tekilleri bilmez” diyerek veya ahiret hayatının naslarla sabit bazı hükümlerini reddederek veya ideolojilerin meddahlığını yaparak hem itikadi sapmalar yaşıyorlar hem de Kelama dair yeni bir şey söyleyemiyorlar.

Bidat ekolleri

“Allah tekilleri bilmez” diyen bir kimse yeni bir şey söylemek yerine Aristo’nun taklitçiliğini yapıyor. Allah’a cehalet ve atalet isnat eden bu düşünce daha sonra deizmin, politeizmin ve laisizmin fikri temelini oluşturmuştur. Zamanımızın Kelamcıları bu düşünceye karşı İslâm’ın delillerini ortaya koyarak Müslümanların bidatlere düşmelerine mani olmaları gerekmez miydi?

İnsanlar sabahtan akşama Allah celle celaluh’la yaşadıkları çok yönlü iletişim kopukluğu nedeniyle kâfir olabiliyorlarsa; onlara bu iletişimi kopartan ve kendilerini din yerine koyan sapık gulat ekolleri tanıtmak gerekmez mi? Bugünün en büyük bidat ekolleri ideolojilerdir. İdeolojiler; vahye karşı üretilen yapay dinlerdir. Ümmetin çocukları bunlarla kuşatılmıştır. Bu ideolojileri kuran ideologlar neredeyse tanrı yerine konmuştur.

Hâlbuki bizim kültürümüzde kâfir ve “fasık övüldü mü, Allah gazaplanır ve bu gazabı nedeniyle arşı bile titrer.”1 Ama maalesef bu ülkede senelerce, Katolik kilisesinin projelendirip Protestan kilisesince de sahip çıkılan; ne olduğu belirsiz ve her Müslüman’ı potansiyel Hıristiyan görme çabasının ürünü olan “diyalog” adı altında çocuklarımıza Hıristiyan/ Grek kültürünün propagandası yapılmıştır. Bunlara karşı hem bilgilendirme hem de karşı deliller üretme çerçevesinde günümüz kelamcılarına görev düşmektedir.

Hepsi bidattir

Bidat konusuyla ilgilenen herkes şunu kafasına iyice nakşetmeli ki bidat; İslam’a karşı olan tüm dinler, ideolojiler ve hayat tarzlarının ortak adıdır. Buna göre; Yahudilik, Hıristiyanlık, Mecusilik, Budizm, Hinduizm, Şintoizm, Taoizm, Konfiçyanizm, Yahova Şahitleri, Kabbalizm, Nusayrilik, Dürzilik, Bahailik, Yezidilik, Kapitalizm, liberalizm, Sosyalizm/Kominizm, Nasyonal Sosyalizm (ırkçılık) Sekülerizm/Laisizm, Pozitivizm, deizm, nihilizm, egzistansiyalizm,  Darvinizm, Froydizm, Materyalizm, Dehrilik, Masonculuk, Roteryanlık, Lionsluk, Maharişizm, Moonizm, Siyonizm, Jedizm ve her türlü putperestlik gulat(aşırı) bidattir.

Tüm bu fikir akımlarına karşı yapılması gereken İslâm’ın bütünlüğünü kavramak ve Müslümanlığın herhangi bir düşünce akımı ile senteze girmeyeceğinin farkında olmaktır. Müslüman olduğunu söyleyen birisi böyle bir tercihte bulunur ve ideolojilerle inancını aynı anda yaşamak isterse; sentezci bir Müslüman(!) olursa böyle bir kimse imanına “zulüm/şirk” karıştırmıştır.2 İmanını yüzdelemiştir. Hâlbuki iman yüzde kabul etmez. İslâm’ın tek hükmünü inkâr eden tamamını inkâr etmiş sayılır. Bir defa daha söyleyelim; yüzde doksan dokuz mü’min yüzde yüz kâfirdir.

Çare: “Ey iman edenler! Hepiniz (tüm kalbinizle Allah’a teslim olarak; huzur ve mutluluğun teminatı olan ve Rab olarak bir tek Allah’a boyun eğme esasına dayanan ve hayatın her anına müdahale edip kurallar koyan dine) İslam’a girin ve sakın şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır.”3 buyruğunun farkında olarak Müslüman olabilmektir.

Sapıkların ve bidat ehlinin sapkınlığı hiçbir şekilde Allah celle celaluh’a zarar vermez. Allah tüm ihtiyaçlardan münezzehtir. Bazıları sapıtsa da; “İslam ümmetinden bir gurup Allah’ın emirlerini (inanıp, iman ederek ve yaşayarak) kıyamete kadar ayakta tutacaktır. Onlara karşı çıkanlar, onlara hiçbir şekilde de zarar veremeyecektir.”4 Çünkü Allah gerçek mü’minlerle beraberdir; bidat ehliyle değil…

Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com

1 Aclunî, Keşfu’l-Hafa, no: 275, c. I, s. 99.

2 Bak: En’am 6/82; Buhari, 60, Enbiya, 8, c. IV, s. 111-112.

3 Bakara 2/208

4 Suyuti, Cami'u-s Sagir, no: 9773, c. II, s. 579.

İstikamet Yazıları ↗

İslam’ın şuur boyutuna vurgu yapan yazıları okumak için tıklayın.

Kaynak Metinler ↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Halil Necati amca melek gibi bir insandı…

Merhum Esad Coşan Hocamızın babası Hafız Halil Necati Amca, benim hayatımda gördüğüm en güzel simalardan …

Bir yorum

  1. Bir akademisyen gençliği tehdit eden zararlı akımlar diye kitap yazmış içinde laisizim, deizm…yok.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.