Kevin ziyaretime geldi bugün. Hani geçen sene Müslüman olan Flaman asıllı Müslüman kardeşimiz.
Önce Brüksel Fatih Camii’nde namaz kıldık beraberce. İlk defa Türk’lerin yoğun olduğu bir camiye geldiği için çok etkilendi. Cami imamı Ömer Bektaş Hocamla sohbet ettiler, nasıl ihtida ettiğini anlattı.
Kevin diyor ki:
“İnsan Müslüman olunca yeniden doğmuş gibi oluyor. Önceden göremediklerini fark ediyor. Artık hayatı başka bir gözle görüyorsun. O gördüğün basit bir araba değil, Allah’ın sana bahşettiği metal… O gördüğün muhteşem yaratılmış çiçek… Ne görürsen, Allah’ın sana bahşettiği muhteşem nimetler.”
Yürürken başını gökyüzüne çevirdi. “Ne fark ettim biliyor musun?” dedi ve sözlerine devam etti:
“Başımı aynı bu şekilde gökyüzüne çevirdim, bulutlara baktım. Allah’ım, bize bahşettiğin bu güzelliklerin nasıl hakkını ödeyebiliriz ki? dedim, dakikalarca ağladım. Her gün diyorum ki: Allah’ım.. Ne istiyorsan söyle, yapayım. Sana yaklaştıracak, seni memnun edecek ne varsa…”
Kevin, Müslüman olunca çok alay eden, dışlayan olmuş. “Hiç önemli değil” diyor.
Bir paket “Nous Sommes Musulmans” bir pakette “Wij Zijn Moslims” aldı dağıtmak için.
Geçen Ramazan ayından beri, pazartesi ve perşembe günleri oruç tutuyormuş. Günlük Kur’an okuyor, sureleri ezberliyormuş. Yemekleri artık ortaya koyup aynı kaptan yiyorlarmış. “Bereketi gerçekten hissediyorsunuz.” diyor.
Kevin, gördüğü bir rüyayı anlatınca, zihnimdeki taşlar tam yerine oturdu:
“16 yaşımdayken belirli aralıklarla aynı rüyayı görmeye başlamıştım. Gördüklerim bana tabiri caizse çok absurt geliyordu, anlam veremiyordum. Bu uzun süre böyle devam etti. Eski eşimle evlendiğimde, rüyalar kesildi. On yıl boyunca hiç rüya görmedim. Ne zaman ki, boşandım, aynı rüyaları görmeye başladım. Müslüman olup, Kur’an okumaya başladığımda, rüyamda gördüğüm, anlam veremediğim her detay karşıma çıkmaya başladı. Meğersem benim gördüklerim, kıyamet sahneleriymiş, mahşermiş, yeniden dirilmeymiş, hesap günüymüş…”
Yani, işin özeti şu: Hiç bir şey boş değil. Hızla bir yerlere doğru gidiyoruz. Allah nurunu tamamlıyor. Ya içindesin, ya dışında…
Kevin’in yıllar önceki ziyaretinden sonra yazmıştım bu satırları…
Tekin Deniz/ İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Bugün insanlık olarak egoizmin, bencilliğin, çıkarcılığın, menfaatçiliğin ve bizi insanlıktan uzaklaştıran her türlü kötü duyguların girdabından kendimizi kurtarmak istiyorsak, bir boyacı sandığı ile ailesini geçindiren İsmail Amca ve koyunlarını sağıp sütünü hediye eden Kerime Yenge gibi şahsiyetlerin güzel, samimi ve sade hayatlarını okumalı ve onlardan ilham almalıyız. Bizi yeniden diriltecek olan ruh bu ruhtur. İşte bu duygularla İrfanDunyamiz.com olarak güzel sade hayatları sizlerle buluşturma gayretindeyiz. Sizler de bu güzel içerikleri sevdiklerinizle paylaşmaya ne dersiniz?