Zaman zaman; “Evleneceğim kişide nelere dikkat etmeliyim?” sorusuyla karşılaşıyorum. Bu, kişiden kişiye değişir. Ama birkaç genel kural söyleyeyim. Öncelikle ahlak anlayışları birbirine yakın olmalı. Bak! “Ahlaklı olsun” demiyorum buna dikkat edin. Dini düşünceleri ve inançları birbirine yakın olmalı. Buna da dikkat edin; “Dindar olsun” demiyorum. Atalarımız ne güzel demişler; “Huyu huyuna uygun olsun” diye
Prof. Nevzat Tarhan “Evlenmeden önce gözünüzü dört açınız. Evlendikten sonra birini kapatınız” diyor. Şimdi ben de eş seçimi ile ilgili pratik bir yöntem önermek istiyorum. Evlenmek istediğiniz kişide olmasını istedikleriniz nelerdir? Önce bunları sırasıyla üçe ayırmalısınız. Ayrıca bir yerlere not etmelisiniz. Çünkü zamanla yeni şeyler ilave etme ihtiyacınız olabilir.
- Mutlaka ve mutlaka olmasını istediklerim.
- Olmasını istediklerim.
- Olursa iyi olur dediklerim:
Şimdi de evlenmek istediğiniz kişide olmamasını istediğiniz şeyler nelerdir? Bunları da üçe ayırarak not edin.
- Kesinlikle ve kesinlikle istemediğim şeyler.
- İstemediğim şeyler.
- Olmasa iyi olur dediklerim:
Şimdi bu kıstaslara uygunluğunu bulmak için araştırmaya başlayabilirsiniz. Araştırma dediysem çevresinden, onu tanıyanlardan araştırabilirsiniz. Eğer birinci maddelerden bir tanesi bile size uygun değilse derhal vaz geçin derim. İkinci maddelerde problem varsa vazgeçseniz iyi olur. Fakat vaz geçemiyorsan bu maddeler hakkında konuşup orta yolu bulabilirseniz biraz izlemeye koyulun. Gidişat iyi yönde ise evlenebilirsiniz. Üçüncü maddede problem varsa bunları konuşup orta yolu bulabilirsiniz. Yukarıda saydığımız altı madde de size uygunsa hiç düşünmeyin.
Dua faktörü
Evlenmek isteyenlerin dikkat etmeleri gereken şeylerden bir tanesi de her konuda olduğu gibi bu konuda da her şeyi bilen (dolayısıyla bizim kiminle daha mutlu olacağımızı bilen) Rabbimize iltica etmemiz, O’ndan yardım dilememizdir. Geçimsiz ve hayırsız kimselerin değil, hayırlı kimselerin nasip olması için Allah’a yakarmak çok önemlidir. Furkan Suresi 74. ayette bu konuda bize dua öğretilir: “Onlar, ‘Ey Rabbimiz!’ derler; ‘Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara öncü yap!”
Evlendikten sonra da Rabbimizin bize hayırlı nesiller vermesi için Zekariya aleyhis selam’ın şu duası yapılabilir: “Rabbim! Bana katından temiz bir nesil bahşet. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin” (Ali İmran, 38) Bu ayetlerle Rabbimize dua edersek faydasını görürüz inşâallah.
Geçimli olmak önemli
Evliliği düşünen insanlar şunu iyi bilmeli ki geçimsiz insanın kahrını çekmek çok zordur. Peygamber Efendimizin şu mealdeki bir hadisini hatırlıyorum: “Mü’min başkalarıyla iyi geçinir, kendisiyle de güzel geçinilir. Başkalarıyla geçinemeyen, kendisiyle de geçinilmeyen kişilerde hayır yoktur.” Bu hadisi evlilik için düşündüğümüzde “geçimsiz eşlerde ve eş adaylarında hayır yoktur” şeklinde anlayabiliriz.
Geçimsiz kişilerin en belirgin özelliği, küçük problemleri büyütmeleridir. Kolay kolay affedemezler. Empati yapmazlar. Hep kendilerinin dediklerinin olmasını isterler. Çevresindeki birçok kişiyle ya dargındırlar ya da araları limonidir. Daha da ilginci problemlerin sebebi hep başkalarını görürler. Tabiri caizse onlar sütten çıkmış ak kaşık gibidirler.
Böyle bir kişiyle evlendiğinizde çok küçük şeylerden dolayı sizinle ve yakınlarınızla küsmesi büyük ihtimal dâhilindedir. Bu da birçok problemi beraberinde getirir. Çok geçimsiz bir kişi vefat ettiğinde onun hakkında şöyle bir beyit söylenmiş:
Ne kendisi gördü rahat, ne başkasına verdi huzur.
Göçtü gitti dünyadan, dayansın ehl-i gubur.
“Ehl-i gubur” kabirlerdekiler demektir. Yani geçimsiz kimseler ne kendisi huzurlu olur ne de çevresine huzur yüzü gösterirler. Onun için evlenmeden önce gözünü dört açmalısın. “Hocam ben böyle birisiyle evlenmişim” diyorsanız; Allah kolaylıklar versin. Belki de buna sabrederek Cennete gideceksiniz demekten başka ne diyebilirim ki…
Belki sorun sizde
Hep hatayı karşı tarafta görmek de insanı yanıltır. Empati yaparak karşı tarafın yerine kendimizi koymakta fayda olabilir.
Birkaç yıl önce, tanıdığım bir bey, anlaşamadığı gerekçesiyle eşinden boşandı. Yine tanıdığım bir bayan da aynı gerekçelerle eşinden boşanmıştı. Boşandıktan epey sonra bunlar (yeni işyerlerinde) tanışıyorlar ve evleniyorlar. Evlilikleri sadece üç ay sürebildi.
Diyorum ki; Boşanmayı düşünen arkadaşlar! Eğer boşanma düşüncesinin sebebi ahlaki, yüz kızartıcı şeyler değilse veya birlikteliğiniz çekilmez bir hale gelmemişse kararlarınızı tekrar bir gözden geçirin. Belki problemin bir kısmının sebebi sizsinizdir.
Bazen müşahede ettiğim problemli evliliklerde problemin, kişilik dikkate alınmadan kimlik evliliğinden kaynaklandığını seziyorum. Ne demek kimlik evliliği? Şu demek: Mesela, Müslümanlık veya falan ırka mensup olmak üst kimliktir. Falan şehirden olmak, öğretmenlik, doktorluk, falan okul mezunu olmak bir kimliktir. Falan gruba ait olmak, falan siyasi görüşe sahip olmak da alt kimliklerdir.
Evlilikte kimlik önemlidir ama yeterli değildir. Kimliğin yanında kişiliğin de birbirine uygun olması önemlidir. Her meslek erbabının içerisinde dindarı, az dindarı veya dinsizi olabilir. Her grubun içerisinde ahlaklısı-ahlaksızı, cömerdi -cimrisi, kibarı- kabası olabilir.
Evliliğin mutlu bir şekilde devam edebilmesi için kişiliklerin de birbirine yakın olması önemlidir. Mesela, aynı meslek grubundan ahlak anlayışları farklı kişilerin evliliği ne kadar mutluluk getirir. Aynı dünya görüşüne, hatta aynı mesleğe sahip kişilerden birisi son derece nazik, diğeri kaba saba bir kimseyse bu evlilikte huzur olabilir mi?
Sevgi saygı
Normal bir evlilik sevgi (en azından beğenme) üzerine kurulur. Sevginin önemini hepimiz biliyoruz. Sevginin olmadığı veya oluşmadığı evlilik mutluluk getirmez. Lakin sevgi bir duygudur ve kişinin buna fazla bir müdahalesi yoktur. Fakat saygı bir davranıştır ve kişiler davranışlarını kontrol edebilirler.
Sevgi zamanla devam edebilir, artabilir veya azalabilir. Sevginin devamını sağlayacak en önemli unsur ise saygıdır. Kişilerin birbirlerine ve eşlerinin ailelerine olan saygısı arttıkça aradaki sevgi artarken saygı azaldıkça, sevgi de azalır. Karşılıklı saygının olduğu ilişkiler uzun süre devam ederken, saygının olmadığı ilişkiler birden parlayıp hemen sönen ateş gibi kısa süreli olurlar.
Saygı, eşlerin hem birbirlerine karşı, hem de onların değer verdiklerine olmalıdır. Saygının azaldığı durumlarda zamanla sevgi de azalır. Arabalardan örnek vererek konuyu somutlaştırabiliriz. Sevgiyi aküye benzetirsek onun şarj motoru saygıdır. Şarj motorunda arıza olan arabanın aküsü zamanla biter.
Rabbimiz Yüce Kitabı’nda buyuruyor ki: “Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”(Rûm : 21)
Ayeti-i kerimeden anladığım, normal bir evlilikte Rabbü’l- Alemin eşlerin arasına sevgi ve merhameti koyuyor. Bu iki duyguyu devam ettirmek ise, eşlerin gayretine ve uyumuna bağlı oluyor. Mesela eşlerin birbirlerine karşı saygı, sadakat, sabır, sorumluluk dibi davranışları sevgi ve merhametin artmasına sebep olurken, bunların azalması bu iki duyguyu azaltabiliyor.
Netice olarak sevgi ve merhametin sürdüğü evlilikler uzun soluklu ve huzurlu oluyor. Bunların tükendiği evlilikler ya yürümüyor ya da ayıp-günah korkusuyla zoraki yürüyor. Sevginin kalmadığı fakat merhametin devam ettiği evlilikler ise eşlerin çok fazla beklentileri yoksa huzurlu bir şekilde devam edebiliyor. Ayrıca evliliğin güzel yürümesi için sevgi ve saygıdan başka üç şey daha şey vardır. Bunlar; sorumluluk, sadakat ve sabırdır.
Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com