
Şöyle bir bakıyorum da kim kalmış ki. Devletleri yönetenler, âlimler, zalimler, zenginler fakirler hep gitmiş. İnsanoğlu ölüyor da iyilikleri ölmüyor. İyilikleri varsa hatırlayanlar oluyor, iyilikleri de yoksa kimse hatırlamak bile istemiyor. Ya da kötülükleri anlatılıyor. Hazreti Ebu Bekir radıyallahu anh gibi hatırlanmak da var, Allah korusun Ebu Cehil gibi hatırlanmak da var.
Eğitimci Aydın Başar kardeşimiz anlatıyor diyor ki: “Bir gün bir bayram ziyaretine gittik. Çocuklarımız küçüktü, gittiğimiz evin hanımı çocuklara bir sürü oyuncak verdi. Aradan yıllar geçti o hanımefendi vefat edince çocuklar onun verdiği hediyeleri unutmamışlar, bana hatırlattılar. Biz o insanı hayatta bir defa gördük ama hediyelerinden dolayı çocuklar onu unutmadı.”
Cömertlik güzeldir
Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem onun için hediyeleşmeye çok önem veriyor. Onun için dinimizde hep ikram etmek teşvik ediliyor. Çünkü hediyeler insanı unutulmaz yapıyor. Hatta bir hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor: “Cömert kişinin yemeği şifadır. Cimrinin yemeği ise hastalıktır.” (Bkz. Suyuti, Camiu’s-Sağir, Hadis No: 8053) Burada da cömertliğe teşvik var.
Bakarsınız bir garip evlenirken hiç ummadığı yerden eşyaları gelmiş. “Acaba kim bunların parasını vermiş?” diye hayretler içinde kalırsınız. Çünkü vereni ortalıkta göremezsiniz. Bakarsınız bir öğrencinin yıllık giderlerini birisi üstlenmiş. Bakarsınız Hacca gidemeyen bir ihtiyarı bir güzel insan Hacca göndermiş. Bakarsınız çaresiz kalmış bir garibe ev yaptırılmış.
Hiç unutmam, genç yaşta hasta yatan birisine ziyaret esnasında; “Eviniz sizin mi kira mı?” diye soruldu, Garibim boynunu büktü; “Kiracıyız efendim” dedi. Bu cümleleri duyan üç beş Müslüman bir araya gelip o garibe mütevazı bir ev yaptılar. Evin açılışında kanser hastasındaki mutluluk bir başka oldu. İnanın bu gibi güzelliklere çok defa şahit olduk.
Biz üstleniriz
Bir esnaf tanıyordum, yaptığı icraatı kimse bilmezdi, çünkü o Allah için yapardı. Bir garip üniversite öğrencisine yardımcı olması için kendisine gittim, durumu anlattım; “Olur” dedi. “Çocuğun üniversitedeki bütün masraflarını biz üstleniriz, onu okuturuz ama öğrenci kardeşimize sakın bizim adımızı söyleme. Bizim yardımcı olduğumuzu öğrenince mahcup olmasın” dedi.
Tabi böyle bir yaklaşımı görünce duygulandım. O gün orada samimi bir muhabbet oldu. Övünmek kastı olmaksızın sohbet esnasında dedi ki: “Bu gencimiz gibi 57 öğrencimiz var. Gönül isterdi ki daha fazla kişiyi okutalım. Çünkü daha çok çocuk okutmamız lazım, insan yetiştirmemiz lazım.” Bunları duyunca bu insanın dertli birisi olduğunu anladım.
İnanın kazancımızı Allah için böyle yollara verdikçe çok mutlu oluyoruz. Kimisi de parasını sayar, kendini ebedi zanneder. Kimisi saymakla nefsini tatmin eder, kimisi de dağıtmakla, vermekle mutlu olur. Evet dostlar bu dünya öyle bir dünya ki kalbur gibi her geleni eler. Kim cömert kim cimri ortaya çıkartır. Hayat kısa bir zaman dilimidir, bir gün bakarsınız zengin de fakir de musalla taşında yatmış.

Ehl-i dil
Önemli olan ehl-i dil olabilmektir yani gönül ehli olabilmektir. Gönlü arş-ı âlâ gibi olan insanlar Allah celle celaluh’u gönüllerine koymuşlar, her ne iş yapsalar o yüceler yücesi olan Allah’ı memnun etmek için gayret ederler. Ehl-i dil ne güzel demiş; “İnsan vardır gönlü arş-ı aladır. İnsan vardır sakın çünkü şeytandır. İnsan vardır yiyip içen, gezen hayvandır.”
İşte o gönül ehli güzel insanlardan biri de, Allah rahmet eylesin Rizeli Ömer Faruk Altıkaya kardeşimizdi. Yatalak hastayken ziyaretine her kesimden gelenler oluyordu. En çok da Kur’an kursu talebeleri gelirdi. Çünkü zaman zaman talebeleri ziyaret eder harçlık verirdi. Onların ihtiyaçları ile ilgilenir, sıkıntılarını gidermeye çalışırdı.
Hiç unutamam bir hafız onun ziyaretine gelmişti. Genç hafızın çorapları eskimiş, uç tarafları da ıslanmıştı. O hali gören hasta Ömer yataktan doğruldu, hafıza ayakkabılarını getirmesini söyledi. Hafız ayakkabılarını getirdi ki her tarafı dağılmış. Rahmetli Ömer kardeşim cüzdanını istedi, hatırı sayılır bir miktarda parayı hafıza verdi.
Hatta mağazanın ismini de zikrederek; “Şuradan alacaksın. Aldığın ayakkabı kaliteli olacak çünkü sen beyninde Kur’an’ı taşıyorsun” dedi. İster istemez hafızlara böylesine değer verdiği için biz de duygulanmıştık. Ömer Faruk kardeşim vefat edeli 32 yıl geçmiş, sevgisi, hasreti hala gönlümüzde yaşıyor. İşte iyilik böyle bir şey kardeşlerim. Ne mutlu böyle güzel insanlara.
İyilikler kalır
İnsanlar vefat ediyor ama iyilikler unutulmuyor. Son bir misalle konuyu toparlamak istiyorum. Geçenlerde iki Bayburtlu hemşerim bir akşam ziyaretime geldiler. Birisi Fransa Bordeaux’dan Ferhat diğeri Bursa’dan Oğuzhan. Hoş beşti sohbetti derken Ferhat; “Bizim insanımız çok ilginç” dedi ve şu hatırasını anlattı.
“Bayburt‘ta kaleyi ziyarete gittim. Kalenin etrafında çok ziyaretçi vardı. Bütün gurbetçiler arabalarını çekmişler ve yer kalmamıştı. Öyle bir kalabalık vardı ki arabanızı park ettiğiniz zaman bir daha çıkarmanız mümkün değildi. Bir ara bir boşluk buldum, çıkacak gibi oldum, bir amca geldi arabasını önüme çekti. ‘Amca ben çıkmak istiyorum müsaade eder misin?’ dedim.
Amca; ‘Gel oğlum, gel de yemek yiyelim.” Amcaya teşekkür ettim, tekrar çıkmak istediğimi söyledim. Bizim plakanın yabancı olduğunu gördüğünden dolayı olsa gerek; ‘Oğlum siz elin gurbetlerinde yaşıyorsunuz, gelin beraber bir yemek yiyelim, beni kırmayın” dedi. Amcanın ısrarı üzerine lokantaya gittik. Yemek yedik, muhabbet ettik, hesabı ödemeye yeltendiysek de ‘Ben gurbetçiye hesap ödettirmem’ dedi ve müsaade etmedi.
Amcanın bu halinden öyle etkilendim ki hayatım film gibi gözümün önünden geçti. İki yaşımdayken Fransa’ya gittim. Orada büyüdüm, orada okudum, şimdi ise şantiye şefliği yapıyorum. Bütün Fransa’yı adım adım gezdim. Avrupa’da bir çok yerlere gittim. Hasılı dünyaları gezsem Bayburtlu Amca gibi birisiyle bir daha karşılaşır mıyım bilmem.”
Ne kadar güzel bir hatıra öyle değil mi? İşte bu gibi güzelliklerimiz yavaş yavaş kayboluyor. Çok ümitsiz olmaya da gerek yok. Ümitsiz olacağımıza bir güzelliği yaşatalım daha iyi. Bu yazıları yazmamdaki asıl gayem de güzellikleri tekrar filizlendirebilmek içindir. Selam değerlerini unutmayan değerli insanlara…
Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com
İyi Haberler ↗
İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.
Hatıra Arşivi ↗
Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.
Ne güzel hatıralar.