Sabah namazı için her gün 4 km yürüyor…

Bazı insanlar vardır ki davranışlarıyla çevresine, etrafına ilham olurlar. Onların örnek davranışlarına şahit olduğumuzda; “Bizler neden böyle şeyler yapmayalım?” gibi düşüncelerle hayırlara niyetleniriz. Güzel örneklerle karşılaştığımda, her fırsatta bunları etrafımdaki insanlara anlatmaya çalışırım. Olur ki bir kişiye faydamız olur.

Mevlam beni bir müddet tarlalarda çalıştırdıktan sonra çeşitli kademelerde polislik görevi yaptırdı. Şimdi de dünyayı gezdiriyor, vaaz ve sohbetler yaptırıyor. Gezdiğim yerlerde ne insanlar gördüm. İşte size birkaç örnek.

Her gün dört km

21 Temmuz 2013’te İsviçre/ Liestal’da misafirdim. Mübarek Ramazan ayının 13. gününü geride bırakmıştık. Akşamüzeri Cami görevlisi Hocamız bana: “Sabah namazına muhakkak camiye gitmem gerekiyor” dedi; “Çünkü bir tek cemaatim var, o da 4 km uzaklıktan yürüme geliyor, namazdan sonra da yürüyerek 4 km geri gidiyor.”

61 yaşında olan bu insan, yılın her sabahında 4 rekâtlık sabah namazı için 4 km yürüyerek camiye geliyor ve namazı kıldıktan sonra da 4 km yürüyerek evine geri dönüyormuş. Allah nasip etti, bu güzel insanla tanıştık. İsmi Muhammed Gönen. Doğrusu ben kendisine gıpta ettim, yaptığı davranışa imrendim. İsviçre gibi gayrimüslim bir ülkede bu ne güzel bir namaz sevdasıymış, yaptığı hareket takdirlikti.

Sabah namazından sonra ona özellikle İbn-i Mektum’u kısaca anlattım. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem sahabesine sabah namazına gelmelerini söylediğinde İbn-i Mektum; “Benim gözlerim âmâ (görmüyor), ben nasıl gelirim?” deyince Peygamberimiz ile arasında şöyle bir konuşma geçmiş:

“Sen de evinle cami arasına ip bağla, ipe tutunup da gel.”

“Ya Resulallah ipe hayvanlar, çocuklar dolaşır.”

“O zaman sen de duvarlardan tutunarak gel, çünkü sabah namazının sünneti dünya ve içindekilerinden daha hayırlıdır; farzını kılan da kendini emniyete almış olur.”

Selam olsun sabah namazı sevdalılarına!

Dört ıssız göl

Yer Almanya: Willingen, Ulm’e yakın bir kasaba… Orada ikamet eden Hataylı bir amca bana; “Gel seni biraz gezdireyim” dedi.

Arabası ile 15-20 km uzaklıktaki ormana gittik. Ormanda 4 tane göl vardı ve göllerin içi alabalıkla doluydu. Amca bu gölleri kiralamış, balıkları küçücük yavru iken alıp göllere bırakıyor, zaman zaman gelip onları yemliyor ve ardından tekrar dönüyormuş.

Göllerin bulunduğu yerde Allah’tan başka kimse yok. O gölleri gördüğümde içim cız etti. Benim evimin önündeki erikler leblebi tanesi kadar olunca, dalıyla-budağıyla çocuklar onları kırıyor. Peki, bu ormanın içinde bu balıklar nasıl yaşıyor, nöbetçisi yok bekçisi yok?

Günde dört cüz

Yer Almanya/ Schweinfurt… Orada Kur’an sevdalısı bir hafızla tanıştım. Bugüne kadar sayısız hafız gördüm, ama onların içinde Kur’an sevdalıları çok azdı. Bunlardan birisi de Schweinfurt’ta görev yapan Hafız Mürsel Bilici idi. Bu insan ayda 4 hatim yapıyormuş, yani günde 4 cüz okuyormuş; hem de Kur’an’ı hiç eline almadan… Kur’an onun adı-soyadı gibi olmuş.

Hafızlığını unutanların veyahut 24 saatte eline Kur’an’ı bir kere bile almadan yatağına yatanların uykusunu bu yazı vesilesiyle biraz kaçırırsam, bana kızmazsınız değil mi? Muhterem hafız hocalarımızın vazifeleri zordur ama umarım mahşer günü yükleri hafif olur.

İşte benim dikkatimi çeken ibretlik dörtler…

“4 saatlik yoldan camiye gelmek…”

“Ormanda sahipsiz 4 gölde balık yetiştirmek…”

“Bir günde 4 cüzü ezbere okumak…”

Ders alana ne mutlu!

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.

BENZER İÇERİKLER

Şunlara Gözat

Somuncu Baba’nın huzurunda…

On dördüncü yüzyılda Ankara’nın Çubuk Çayı kenarındaki Solfasol köyünde doğan Hacı Bayram-ı Veli, talebelik döneminin …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.