İmam Gazali’den çocuk yetiştirme tüyoları

“Çocuğunuzun gevezeliğini hoş görmeyin, onu rahatlığa da alıştırmayın.”

Çocuk, ilk yetişme çağlarında ihmâl edilirse ahlâkı bozulur, yalancılık, hasetcilik, hırsızlık ve benzeri bir çok kötü huylar peydâ eder. Lüzumsuz sözler konuşur, kahkahalar savurur, hileyi öğrenir ve alaycı olur. Bütün bu kötü huylardan, ancak güzel terbiye sayesinde korunur.

Kur’an Öğretilmelidir

Çocuk Kur’an okumayı, geçmiş kavimlerin haberlerini, mukarreblerin hikâye ve hâllerini öğrenirse bu sâyede içinde iyi insanlara karşı revgi ve muhabbet tohumu ekilmiş olur.

Aşk ve macera şiirlerinden ve bunların sâhiplerinden uzaklaştırılır ve aşkı, bir tabiat ve kalb yumuşaklığı kabûl eden edebiyatçılardan uzaklaştırılır. Zira bunlar, çocuğun kalbine fesad tohumu ekerler.

İyi davranışlarını övün

Sonra ne zaman çocuğun güzel ahlâk ile alâkalı iyi bir hareketi görülürse, takdir ve taltif edilmeli, çocuğu sevindirecek şekilde mükâfatlandırılmahdır. Aynı zamanda halk arasında bile bu iyi hareketlerinden dolayı övülmelidir. Bütün bunlar çocuğu iyiliğe teşvik eder.

Kusurları bazen görmezden gelin

Şâyet bâzan hatalı hareketi görülürse, bu hususta da görmemezlikten gelmeli, gizli kusurlarını araştırıp teşhir etmemelidir. Aynı zamanda bu hatalı hareketi başkalarının yapabileceğini çocuğa ihsâs ettirmemeli, bilhassa çocuk yaptığı kusuru gizlemek ister ve bu hususta azamî gayret sarfederse, bunu tamamen görmemezlikten gelmek lâzımdır.

Aksi takdirde çocuk bu hususta cesâretlenir ve bu kusurunu tekrâr yapmaya kalkışır, duyulmasına artık aldırış etmez hâle gelir. Şâyet bu hatâlı hareketini tekrâr ederse, gizlice tekdir edilmeli, bunun zararları kendisine anlatılmalıdır. Artık bir daha bu kötülüğe dönmemesi kendisine tenbîh edilmeli, duyulduğu zaman, insanlar arasında nasıl rezil ve kepâze olacağı hatırlatılmalıdır.

Sık sık azarlamayın

Sık sık azarlama ve uyarıdan da sakınmalıdır. Çünkü bu hâl, çocuğu bu sözleri dinlememeye ve kötülükleri yapmaya tahrik eder. Aynı zamanda nasihatin tesîrini de azaltır.

Baba çocuğuna karşı ağır davranmalı ve çok seyrek zamanlarda çocuğunu kınamalıdır. Anne ise çocuğunu babası ile korkutmalı, bu suretle kötülüklerden alıkoymaya çalışmalıdır.

Rahatlığa alıştırmayın

Çocuğu mümkün olduğu kadar gündüz uykusundan alıkoymalıdır. Çünkü gündüz uykusu, tenbellik getirir, fakat gece uykusuna mâni olmamalıdır. Bununla berâber etlerinin pekişmesi, vücûdunun yağlanmaması için yumuşak döşekte yatırmamalıdır. Aynı zamanda böyle zevk ile büyüyen çocuk, bir daha sert döşeğe yatmak istemez ve zevke dalar. Bunun için yemek, yatak ve giyecekte lükse kaçmamalıdır.

Gizli işlerden sakındırmalıdır

Gizli olarak yapmak istediği her hareketten men edilmelidir. Çünkü çocuk, gizli yapmak istediği şeylerin kusûr olduğunu bilir. Gizli yapa yapa onunla ünsiyet peydâ eder ve onu aşikâre de yapmaya başlar.

Spor yaptırmalıdır

Günün muayyen zamanlarında beden tâlimi ile alâkalı lüzumlu hareketleri yapmalıdır. Aksi hâlde durgunluk, tembellik getirir.

Açık kıyafetler giydirilmemelidir

Vücûdunu açmaması, yürürken fazla koşmaması, ellerini fazla sallamaması da kendisine öğretilmelidir.

Tevazu duygusu verilmelidir

Anne ve babasının zenginliğiyle, yiyeceği, elbisesi, çantası, kalemi ve oyuncağı gibi şeylerle emsâllerine karşı üstünlük taslamaması kendisine öğretilmeli ve bunun aksine olarak alçak gönüllü olmak, arkadaşlarına ikrâmda bulunmak, onlarla tatlı konuşmak hususları telkin edilmelidir.

Tenezzül etmeme ahlakı verilmelidir

Hoşuna giden her hangi bir şeyi çocuklardan istememeli ve almamalıdır. Hele itibarlı bir kimsenin çocuğu ise buna hiç yaklaşmamak ve üstünlüğün almakta değil, vermekte olduğu, almanın düşüklük ve zillet olduğu kendisine öğretilmelidir.

Şâyet fakir çocuğu ise başkalarından istemek için onlara boyun bükmenin kötü bir şey olduğunu, buna yalnız köpeklerin katlanabildiğini, bir lokma için çeşitli yaltaklanmalarda bulunduklarını, kendisinin bu gibi şeylerden sakınması gerektiğini öğretmelidir.

Para sevgisinden uzaklaştırın

Hulâsa; çocukları aşırı derecede para sevgisinden uzaklaştırmalı ve bu sevginin yırtıcı ve zehirleyici hayvanlar kadar tehlikeli olduğunu hatırlatmalıdır. Zira altın, gümüş sevdasına kapılma hastalığı, zehirin tesîrinden daha şiddetlidir. Bu hâl, çocuklarda olduğu gibi büyüklerde de aynıdır.

Oturup kalkma adabı öğretilmelidir

Çocuğa toplantılarda oturma âdabını da öğretmeli, mesela oturduğu meclisde sümkürüp tükürmekten sakındırmak, başkasının ağzına doğru esnememeli, meclisde kimsenin önüne geçip onu arkada bırakmamalı, ayaklarını birbirinin üstüne atıp lâubalilik yapmamalı, elini çenesine dayamamah, başını bir yere yaslamamalıdır. Bütün bunların tembellik alâmeti olduğu çocuğa öğretilmeli, en güzel şekilde oturması gerektiği anlatılmalıdır.

zeynep-yesilmen-cocuk

Gevezeliği hoşgörülmemelidir

Oturduğu meclisde çok konuşmaması, bunun ahmaklıktan sayıldığı, başkalarına da söz hakkı tanımak gerektiği kendisine bildirilmelidir. İster yalan, ister doğru olsun, durup dururken yemin etmemeli ve buna daha çocuklukta alışmamalıdır.

Bulunduğu meclisde ilk sözü kendisi almamalı, daha çok soruları cevablandıracak şekilde konuşmalı, başkası konuşurken onu dinlemeli, büyüklere kıyam edip onlara yer vermeli ve onların karşısında hürmetle oturmalıdır.

Küfür etmekten sakındırılmalıdır

Çirkin ve lüzumsuz sözlerden, lanetlemek ve sövüp saymak gibi fenâ lâflardan, bu gibi sözleri konuşanlarla düşüp kalkmaktan sakındırılmalıdır. Çünkü kötülerle düşüp kalkmak, onlar gibi olmak demektir. Esasen küçük çocuğu terbiye etmenin usûlü, onu kötülerle düşüp kalkmaktan uzaklaştırmaktır.

Öğretmenine laf yetiştirmemelidir

Muallimi kendisini uyardığı zaman, muallim ile mücâdele etmiyeceği gibi, fazla ağlayıp durmamalı ve bir şefaatçi de aramaması için, kendisine sabır tavsiye edilmelidir. Yiğit ve cesur çocukların hâli budur. Onlar âh-u feryâd etmezler diye kendisine telkinde bulunulmalıdır.

Okuldan sonra oynatılmalıdır

Dersten sonra bir miktar güzel şekilde oyun oynamak için kendisine müsâade edilmelidir. Çünkü bu oyun sayesinde okul yorgunluğunu gidermiş olur. Fakat oyun, fazla yorucu olmamalıdır. Şayet çocuk tamamen oyundan men edilir ve yalnız derse bağlanırsa basireti ölür, zekâsı kaybolur, dâimâ dertli ve sıkıntılı bulunur. Hattâ bu esaretten kurtulmak için hile yollarına başvurur.

İtaat ve saygı öğretilmelidir

Anne-babasına, hocasına ve mürebbisine itaat kendisine öğretil- melidir. Akrabası olsun olmasın, büyüklere hürmet ve onlara karşı dâima edebli olmak, onların karşısında oynayıp eğlenmemek kendisine öğretilmelidir.

Temizlenme ve namaz öğretilmelidir

Altı-yedi yaşlarına geldiği zaman taharet ve namaz ile emredilmeli, vaziyeti müsâit olduğu sırada alışması için, Ramazanın bâzı günlerinde oruç tutmakla emredilmelidir.

Haramı helali öğretmelidir

Erkek çocuk ipek ve altın kullanmaktan uzaklaştırılmalı, dini hükümlerden bilmesi gerekli olan şeyler kendisine öğretilmelidir.

Hırsızlık yapmak ve haram yemenin kötülükleri, hıyanet, yalan, açık fahiş ve çirkin sözlerle buna benzer her türlü çirkin hareketlerin zararları kendisine öğretilmelidir.

Dünyanın faniliği anlatılmalıdır

Bülûğ [ergenlik] çağına yaklaştığı zaman, bütün bunların yasak edilmesinin sebebleri kendisine anlatılmalıdır.  Meselâ, yemeğin bir gıdâ olduğu, yemekten maksadın Allahu Teâlâ’ya kulluk edebilmek olduğu, dünyânın aslı olmayan boş bir şey olduğu, zira devam ve bekası olmadığı, ölüm ile bütün dünyâlığın sona erdiği, dünyânın durulacak bir yer olmayıp yolculuk yeri olduğu, devamlı ve asıl makamın Âhiret olduğu, ölümün her ân gelebileceği, akıllı insanın dünyâdan Âhiret azığını temîn eden kimse olduğu ve bu sâyede Cennet’in bol nimetlerine kavuşup Allah katında mevki sahibi olabileceği kendisine anlatılmalıdır.

Erken terbiye önemlidir

Çocuk bu yaşa gelinceye kadar güzel terbiye edilmişse, erginlik ânında bu sözler kendisine tesîr eder. Oyma yazının taşta iz bıraktığı gibi, bu sözler de çocuğun kalbine yerleşir ve orada iz bırakırlar.

Fakat daha önceki yaşlarda çocuk güzel terbiye edilmez, kötü söz ve kötü işlere alışır, gününü oyun ve eğlence ile geçirir, istediğini yer içer, istediğini giyer, har vurur harman savurursa, duvarın kuru toprağı kabul etmemesi gibi bu çocuk da bu hakikatleri kabul etmez.

Asıl mühim olan, daha ilk ânlarında çocuğu ele alıp yaşına ve başına göre terbiyesiyle meşgul olmaktır. Çünkü onun bir safî cevher olarak yaratılan kalbi hayrı da şerri de kabule elverişlidir.

Ancak anne babası onu istedikleri tarafa çevirirler. Nitekim Resûl-i Ekrem : «Her çocuk fıtrat üzerine doğar. Sonra anne-babası onu Yahudi, Hıristiyan, mecûsî yaparlar.» (Buhâri ile Müslim Ebu Hureyre’den rivâyet etmişlerdir.)

Not: Bu yazı İmam Gazzali’nin İhya-u Ulumud Din 3. Cilt (Rubul Muhlikat) bölümünden alınmıştır.

İmam-ı Gazzali/ İrfanDunyamiz.com

BENZER YAZILAR

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir yorum

  1. 5 yaşındaki oğlum yalan söylemeye başladı. Bu davranışı nasıl düzeltebilirim? Benim baskıcı ve fazla kural koyucu tavrım sebep oldu diye düşünüyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.