
Fitnelerin gökten sağanak gibi yağdığı, hak ile bâtılın iç içe geçtiği, dengelerin altüst olduğu bir zaman dilimindeyiz. Böyle bir çağda mü’minin en değerli azığı, irfan ve basîrettir. Yani yalnız gözle değil, imanla bakabilme; yalnız görmekle yetinmeyip, gördüğünü hikmetle ve kalp gözüyle okuyabilme nimeti…
Zira göz, yalnızca zahiri görür. Ama basîret, perdenin ardını sezer, eşyaya Allah’ın kudretiyle bakar, olayları kaderin derin akışı içinde anlamlandırır. Kalbe huzur ve tevekkül getirir; çünkü bilir ki, yeryüzünde olup biten hiçbir şey sahipsiz değildir.. Kur’an’a da hayata da gözle değil, basîretle bakanlar, imanı hakikatiyle koruyabilir. Aksi hâlde, göz görse de, niyet eğriyse kainata ancak silah namlusundan bakılır.

Nice insanlar vardır ki, olup biteni sadece aklın ve tecrübenin sınırlı penceresinden okumaya kalkıştılar da; korkuya kapıldılar, iç dünyaları sarsıldı, şeytanın vesveseleriyle hırpalandılar, nefsin arzularıyla ağırlaştılar. Çünkü unuttular… Oysa hakikat apaçık ortadadır: Bu âlemi evirip çeviren, yağmuru indiren, rüzgârı estiren, kaderi takdir eden yalnızca Allah’tır.
Rabbimiz şöyle buyurur: “Allah, rüzgârları gönderendir; onlar da bulutları kaldırır. Derken Allah, dilediği gibi gökte yayar ve onu parça parça eder. Nihayet, onun arasından yağmurun çıktığını görürsün.” (Rûm, 48)
Rüzgârı sevk eden, bulutu dilediği gibi dağıtan ve yağmuru indiren Allah, seni de içinde bulunduğun karanlıklardan aydınlığa çıkaracak; sıkıntını ferahlığa, korkunu emniyete çevirecektir. Nitekim Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem sahih bir hadiste şöyle buyurmuştur:
“Allah’ı (dinini) koru ki O da seni korusun. Allah’ı (rızasını) koru ki O’nu hep yanında bulasın. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileyeceksen Allah’tan dile. Bil ki bütün ümmet sana bir fayda sağlamak için toplansa, ancak Allah’ın senin için yazdığı kadar fayda verebilirler. Yine bütün ümmet sana zarar vermek üzere toplansa, ancak Allah’ın senin için yazdığı kadar zarar verebilirler. Kalemler kaldırılmış, sahifeler kurumuştur.” (Tirmizî, Kıyâmet 59, Hadis No: 2516)
Ey Allah’ın kulu! Hayatın fırtınaları seni istikametten ayırmasın. İmanla gören, hikmetle düşünen, basîretle karar veren bir yürek taşı. Çünkü kaderin iplerini tutan, sebepler değil; Müsebbibü’l-Esbâb olan Allah’tır. Kalbini sadece gündemle değil, hakikatle meşgul et. Zira basîretini yitiren kişi, hakikati değil; sadece görüntüleri seyreder… Ve görüntüler çoğu zaman aldatır.
O hâlde: Bak! Ama sadece gözünle değil, kalbinle… Bak! Ama yalnızca acıyla değil, ümit ve teslimiyetle… Bak! Ama yalnızca karanlığa değil, Rabbinin rahmet nuruna bak… Ve son olarak, Rabbimizin kalpleri titreten şu hitabını unutma: “Bak Allah’ın rahmetinin eserlerine: Yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor! Şüphesiz ölüleri dirilten O’dur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Rûm, 50)
Allah’ım, bize görüntülerin değil, onların ardındaki sırları göster. Bizi sadece sebepleri değil, Senin muradını sezebilen basîretli ve irfan ehli kullarından eyle. Bilhassa bizlere fitne zamanlarında irfan ve basîretle bakabilme nimetini bahşeyle. Amin.
Recep Songül/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair çok güzel yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.