Tavşanlı ve köylerinde atalardan kalma yerel tohumlardan meydana gelen domatesler çıktığında, domates yemenin lezzetine varırım. Bir gün hafta arası köylerden getirilen domateslerin satıldığı sergilere uğradım. Oldukça fazla domates gelmişti. Bir baba ile 18-20 yaşlarında gözüken kızın sergisindeki domateslerin güzelliği dikkatimi çekti. Fiyatı iki lira idi ve kendimizin seçebileceğini söylüyorlardı. İhtiyacım kadar satın aldım.
Arabaya koyarken yeni bir fikir geldi zihnime. Hanıma telefon edip domates suyu için fiyatların uygun olduğunu ve domateslerin güzel olduğunu söyledim. 10-15 kilo almayı kararlaştırdık. Tekrar sergiye gelip domatesleri seçmeye başladım. Bu arada babası yoktu.
Domatesleri seçerken büyük fakat çatlamış bir domates dikkatimi çekti. “Nasıl olsa yakında domates suyu yapılacak zarar etmez, en azından başkalarının almayacağı bu domatesi ben alıvereyim de ziyan olmasın” düşüncesiyle poşete koydum.
Kendim de köyde yetiştiğim ve zamanında sebze yetiştirdiğimiz için bunun nasıl zorluklar içerisinde olduğunu bildiğimden olsa gerek üreticiyi düşünürüm alışverişlerde…
Kızcağız dedi ki:
“- Ağabey çatlak domates koydunuz.”
Benim bilmeden koyduğumu düşündü tahminen. Bizim domates suyu yapacağımızı da bilmiyordu.
“- Neden bunu söylediniz. Siz vermediniz ki!” dedim. Kızın cevabı beni çok duygulandırdı:
“- Biz hıyanetlik bilmeyiz ağabey.”
Bu cevaptan o kadar memnun oldum ki anlatamam… Durumu izah ettim. Bu güzel davranışından dolayı teşekkür ve tebrik ettim. Merak edip sordum
“- Evladım siz nerelisiniz?”
“- Çaldibi Köyü’ndeniz ağabey.”
Belki bu kızın dini bilgisi çok değildi. Fakat bildiklerini yerine getiren sağlam karakterli bir genç kız olduğu belli oluyordu.
Bu tür küçük gibi görünen, fakat çok sağlam temel gerektiren davranışlar hep dikkatimi çeker. Ayrıca bu tür olaylardan çok mutlu olurum ve geleceğe umutla bakmam noktasında motive olurum.
Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com