Ehl-i sünnetin kalesinde neler oluyor?

İstanbul/ Fatih/ Çarşamba semti, İsmailağa diye çok sembol bir isimle neredeyse üç çeyrek asırdır anılmakta, oradaki İslami manevi hava dalga dalga tüm ülkemizde yaşanıp hissedilirken, Hacı Mahmud Ustaosmanoğlu Hazretlerinin irtihal-i dar-ı bekası sonrası farklı dalgalanmalara, istenmeyen zeminlere doğru kaymalar hissedilmeye başladı. Bu sıkıntı, halef ve merhum Hacı Hasan Kılıç Hazretlerinin vefatından sonra, sanki bir miras, maddi ve manevi servet paylaşımı imiş tartışmasının en azından kamuoyuna yansımasına sebep olmuştur. 

İslam’ı, ehl-i sünnet çizgisinde en iyi yaşayan gruplardan birisi olarak bilinen, gerek kılık kıyafet ve gerekse diğer tüm sünnetleri ihya noktasında tavizsiz duruş sergileyen bu camianın içine düştüğü durum, dünyada yaşanan bunca acı sahnelerin ortasında sabah akşam bu yapının en liyakatsız ve İslam karşıtı insanların istismar malzemesi haline getirilmesi, bir mü’min olarak beni de ziyadesiyle dilhun etmektedir.    

İbret almalı

Bilinen bir vakadır, ikinci Viyana bozgunu yaşanmadan önce komutan Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, İstanbul/ Payitahttan ve hususan Makam-ı Meşihatten, Cihad-ı Ekber ilan edilerek Viyana’daki Osmanlı ve İslam ordusuna tüm dünya Müslümanlarının desteğini talep ederken, o tarihte Makam-ı Meşihat, yani Şeyhulislamlık makamı, İstanbul huffazı ( hafızları)  ve ulemasıyla, Mısır Kari’leri (Kur’an okuyucu hafızları) arasında cereyan eden, Fatiha-i Şerife’deki “ğayri’l mağdubi aleyhim“ mi, “ ğayri’l mağzubi aleyhim“ mi okunacak tartışması, neredeyse Mısır/ Kahire’yle, İstanbul arasında bir savaşın nedeni haline getirilmiş, şeyhul islamlık makamı bunlarla meşgul imiş.

Bir tarafta cihad ordusu zafer için destek beklerken, bizim işimiz kıraatteki bir telaffuzun nasıl olması gerektiğinin kavgası içerisine sokulmuş. Şimdi, tüm dünya Müslümanları, İslam’dan değil ama bugünkü iki milyarlık İslam aleminden Gazze/ Filistin davasında adeta umudunu kesmiş, bu Müslümanlardan hiç bir şey olmaz.

İslam’ın en önemli farzı olan cihad konusunda Gazze’deki kadın erkek, çoluk çocuk demeden Müslümanları sıradan katleden hain, zalim, alçak ve kudurmuş, ABD ve tüm batı tarafından kudurtulmuş İsrail ve bir küfür bloku ortada dururken, dünya Müslümanlarının umudu Türkiye, Türkiye’nin de bu konularda en hassas olması gereken ve ehl-i sünnetin kalesi diye bilinen bir büyük camianın bu zemin ve zamanda düştüğü hale bakar mısınız?  

“Ğayril mağdubi” mi, yoksa “ğayril mağzubi “ mi tartışmasında olduğu gibi,  Rabıta, Ali’ye mi yapılacak, Veli ye mi tartışmasıyla bölünmeler, parçalanmalar, ümmetin olması gereken gerçek gündeminden kopmalar, acaba dış güçlerin marifetiyle yönetiliyor olmasın? 

Ah bu nefisler

“(Ey Peygamber) De ki;  siz gerçekten Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun…” ( A. İmran.31) Evet Kur’an böyle diyor. Siz ve biz ne diyor ve ne yapıyoruz? Bu yapılar kendilerini çok iyi kontrol etmeli, içlerine kimler, nasıl, nerede, niçin ve hangi maksatlarla sızmış ve bu mübarek camiayı akla zarar bir zemine, kendi şahıslarından kaynaklanan zaaf ve hatalarından dolayı tasavvufa olan güven, sevgi ve bağlılığı bombalamaya devam ediyorlar.    

Allah aşkına, hemen yanıbaşlarında ekümenlik iddiasında bulunan Fener Rum Patrikliğinin karşısında yıllardır kale gibi duran bu yapıyı kim kökünden sarsmak istiyor? Eğer aklımızı başımıza alıp gerekeni en kısa zamanda yapmazsak ortada ne cüppe kalır, ne sakal kalır, ne sarık kalır, ne şalvar ve ne de çarşaf kalır!    

1 Nisan sabahının ayak sesleri sizce böyle bir felaketin uyarı sinyalleri değil midir? Kimin neye gücü yetiyorsa, daha fazla Müslümanlar birbirlerini hırpalayıp İslam’ın bu topraklardaki geleceğine zarar vermeden elini taşın altına koyması gerekir.    

Allah için akl-ı selim Müslümanları ve kanaat önderlerini göreve davet ediyorum. Yetmez mi bunca tefrika  ve bölünmüşlük, daha neye gayret ediliyor? Ah bu nefisler… Ve ıslah olası,  kahrolası şeytanla işbirliği yapan nefisler!.. Allah hiç bir mü’mini istikametten ayırmasın. 

Musa Uzunkaya/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.