Kurban bayramının üzerinden bir kaç hafta geçmişti. Rahmetli annem uzun zamandır yatalak durumdaydı. Akrabalarımdan bir çift ziyarete gelmişler.
Muhabbet esnasında kurban bayramı yeni geçtiğinden olsa gerek mevzu kurban meselesine geldi. Oradan küçük baş hayvana gelindi. Annem koyun etinin yemesinin güzel olacağından falan bahsetti.
Küçükken baya bir küçük baş hayvanları varmış onlardan bahsetti. Ben içimden “eyvah” dedim; annemin canı koyun eti isterse ne yaparım. Günlerden pazar ve akşam olmak üzere; bu saatte bulmak çok zor olur…
Neyse misafirler gittiler. Aradan yirmi dakika geçti geçmedi Annem ablama seslendi. Misafirimizin ismini söyleyerek onlar koyun kesmişler, Ali azıcık isteyiversin. Halbuki onlar koyun kesmemişti. Durumu izah etmeye çalıştım. Sabahleyin bulalım inşallah dedim.
Aradan on dakika geçmeden ablamı tekrar çağırıyor. Ali et getirmeye gitti mi. (Bundan sonra her on dakikada et sormuş.) Baktım ki durum ciddi. Hemen Tavşanlı’daki kasap reyonu bulunan büyük marketlere gittim fakat hiç birinde küçük baş hayvan eti yok. Kasaplar ise kapalı.
Ne yapacağımı kara kara düşünürken aklıma watsapp sohbet grubumuz geldi. Durumu onlara yazdım. Kurbanda koyun kesen olduysa bir miktar rica ettim. Sağ olsunlar gruptakiler de kendi arkadaşlarına yazmışlar. Yatsıya az bir zaman kala bir yerden cevap geldi.
“Hocam benim evde dondurucuda koyun eti var fakat ben işim icabı evde değilim. Eve haber verdim oradan alabilirsiniz.”
Oh… çok şükür yarabbi bulduk. Arabamla giderken baktım “Güvenal Gazı”ın Sadık Pembe caddesi tarafındaki köşede ızgara salonu açık.
Burada aradığımı bulabilirim diye düşünüp oraya yöneldim. Levhasında “kilo ile et” yazısı da var. Girdim. Gerçekten doğru yere gelmişim. Hemen biraz kuzu kaburgası aldım.
O arada başka bir eski öğrencim telefon etti. Koyun kesen bir tanıdığına telefon ettiğini ve birazdan eti getireceğini söyledi. Eti bulduğumu bildirip teşekkür ettim ve o şahsa da teşekkürlerimi bildirmesini rica ettim.
Doğru eve gidip önce anneme gösterdim. Eline verip burası kuzunun neresi gibi sorular sordum. İkna olması için bu önemliydi. hemen pişirmelerini söyledim. Annem rahatladı. Hatta pişerken bir kaç kez sormuş “pişmedi mi daha” diye. (Bazen yaşına uygun davranırken bazen çocuklaşıyordu rahmetli. Halbuki eskiden “ben şunu özendim” dediğini hiç hatırlamam.)
Evine gideceğim arkadaşa telefonla durumu bildirip teşekkür ettim. Grubumuza da durumu izah edip teşekkür ettim. Çok zaman geçmeden eski öğrencim telefon etti.
“Hocam bize et verecek şahsa durumu bildirdim. Çok kızdı. Benim hayrıma nasıl mani olursunuz diyor. Ben eti getiriyorum, nereye getireyim diyor. Ne yapalım?”
“Cumhurun kahvenin orada buluşalım madem hem çay içeriz” dedim.
Yapacak bir şey yok sözleştiğimiz yerde buluştuk. Tanışıp çay içtik. Adam koyunun ön budunun tamamını almış, Yanına da bir kg civarı dondurulmuş koyun kavurması koymuş, bana vermeye çalışıyor.
Dedim ki: “ Kardeşim! ben zaten annemin yiyeceği kadar kuzu eti aldım. Getirdiklerinizi hasta kişinin yemesi mümkün değil. Madem ısrar ediyorsun az bir miktar kabul edebilirim.”
Adam çok kararlı bir biçimde; “Ben bunlara niyet ettim, niyetimi bozamam” diyor başka da bir şey demiyor. Baktım ikna mümkün değil mecburen alıp annemin evine götürdüm. Hiç tanımadığım, beni de tanımayan bu kişinin yaptıkları beni çok duygulandırmıştı.
Bunlar bizim memleketin müstesna güzelliklerinden olsa gerek. Anadolu’nun gani gönüllü iyilik sever insanları… Bu tür olaylar geleceğe ümitle bakma konusunda bana cesaret veriyorlar. Bu vesile ile Anneme ve tüm geçmişlerimize Rabbim’den rahmet ve mağfiretler diliyorum.
Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com
İyi Haberler ↗
İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.
Hatıra Arşivi ↗
Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.