
Merhum Esad Coşan Hocamızın babası Hafız Halil Necati Amca, benim hayatımda gördüğüm en güzel simalardan biri olmuştur. Yanlış hatırlamıyorsam 2002 ya da 2003 yılında Çamlıca’da bir öğlen namazı sonrasında, yüz küsur yaşlarındayken ellerinden öpmüştüm.
On kadar kişinin arasından bana dönüp gözüme iyice bakarak; “Hoş geldin” demesine, yirmili yaşlarda bir genç olarak hem çok şaşırmış, hem de çok sevinmiştim. İleriki yıllarda onun kalbimde böylesine yer eden birisi olacağını o zaman sezememiştim. Muhtemelen o açık dimağı ve kalp gözü ile istikbaldeki muhibbisini tanımıştı.
O zamanlar bu “hoş geldin”in kıymetini tam anlamıyla idrak edemesem de bu zatın Allah’ın güzel bir kulu olduğunu, melek gibi bir insan olduğunu, âbid bir âlim ve hafız-ı Kur’an olduğunu daha sonraları onun hakkında anlatılanları duydukça öğrenecektim. İki kelimeden ibaret olan bu sohbetin kıymetini bugün çok daha iyi anlıyorum dostlar!
Çilehane mescidi
Onunla görüştüğüm Çamlıca’daki Çilehane Mescidi küçük bir yer olmasına rağmen çok farklı, huzurlu, manevî bir atmosferi vardı. Adeta etrafına nurlar saçan bir mekândı. Zamanında bu mekânı Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri Çilehane olarak kullanmış. Yakın döneme kadar da mescid olarak kullanılmış.
2012 yılında Çilehane Mescidi’nin imamı Yahya Özkul Hoca ile tanışmış, kendisine Merhum Halil Necati Amca ile ilgili sorular sormuştum. Ondan dinlediğime göre gençliğinde Mushafları Tetkik Heyeti azalığı vazifesini yürüten Halil Necati Amca 106 yaşında vefat etmiş. O yaşına kadar her vakitte Çamlıca’daki Çilehane Mescidi’ne gelir ve namazlarını burada cemaatle kılarmış.
İlerlemiş yaşındayken bile Kur’an okunurken elini kulağına atar ve çok dikkatli dinlermiş. Bir hata olursa hemen müdahale eder, Kur’an’ın yanlış okunması konusunda taviz vermezmiş. Dost ziyaretlerine çok ehemmiyet verir, bu konudaki hadis-i şerifleri etrafındakilere hatırlatırmış. Mehmed Zahid Kotku Hazretleri’nin; “Dost ve ihvan ziyaretlerimiz de olmasa hangi amelimize güveneceğiz” sözünü sık sık nakledermiş.
Cami kuşu
Yine Yahya Özkul Hoca’nın anlattığına göre, vefatından üç ya da dört yıl kadar önce bir gün rahatsızlanmış ve doktora gitmiş. Doktor kendisine; “Camiye gitme evde kıl namazını” demiş. Bundan sonrasını Halil Necati Amca şöyle anlatıyor: “Bir gün evde oturuyorduk, doktordan izin de aldık istirahat edeceğiz diye… Ezan sesini dinlerken kendi kendime dedim ki; Hain nefis şu ezanın sesini duyuyorsun da mescide gitmiyorsun. Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem’in ‘Sürünerek de olsa gidin’ dediğini biliyorsun, sen nasıl oturuyorsun burada?”
Mescide gidince de Yahya Hoca’ya şöyle demiş: “Doktorun verdiği rapor nefsimin hoşuna gitti ama ezan sesini duyup da camiye gelmemeyi kendime yediremedim.” Ondan sonra çok az bir süre hastanede yatmış fakat vefatına kadar hiçbir zaman camiyi cemaati terk etmemiş. Efendiler Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatının merkezi mescid olduğu gibi onun da hayatının merkezi mescid olmuş.
106 yıllık uzun ve bereketli hayatı boyunca gönlü hep mescidlere bağlı kalmış. Tabiri caizse o bir cami kuşu olmuş. Sükûn ve kemal hali ile nice vakitler o mescidlerde ümmetin ıslahı ve hayrı için dualar etmiş. Belki de ümmetin hayrı için büyük işler başaran oğlu Esad Coşan Hocamız, bu güzel insanın kabul olmuş duasıdır.
Aydın Başar/ İrfanDunyamiz.com
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.