Mehmet Emin Ay hocadan anne babalara hatırlatmalar

Terbiye anne karnında başlar

* İdeal anlamda anne karnında iken eğitimin başlatılması yönündeki tespit iyi bir tespittir. İdeal olan, çocuğun anne karnında geçirdiği dönemden itibaren kontrol altına alınmasıdır. Nasıl tıbbî açıdan bebeğin kalp atış sesleri ve diğer hayâtî fonksiyonları izleniyor ve bu manada annenin sağlığı tehlikeye atılmadan doğum hadisesi gerçekleştiriliyorsa; manevî açıdan da annenin ruhsal durumu çocuğa yansıdığını bu günün tıbbı söylemektedir.

* Büyük zâtların da ifade ettiği gibi, hamilelik döneminde annenin yediğine içtiğine dikkat etmesi, tefekkürle, tezekkürle, ibâdetle meşguliyetinin çocuğa pozitif yönden yansıdığı kesindir.

2 ile 6 yaş arasına dikkat edin

* Karakterin üçte ikilik bölümü 2 ila 6 yaşlarında teşekkül ediyor. Bu kadar önemli bir oran hayatın bir başka döneminde yoktur. O sebeple siz iyi karakterli insanlar yetiştirmek istiyorsanız çocukluk dönemini de önemsemeniz gerekiyor.

* Sevgili Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem’in çocukların kulağına ezan ve kâmet okunması sünnetini de önemsemek lazım. Bu kulağa okunan ezan ve kâmetler bir ses dosyası olarak hafızanın bir noktasında kayıt ediliyor. Çocuk etrafındaki sesleri algılamaya başlayınca bir minareden ezan sesi duyduğunda “Allâhu Ekber” ile kendi zihnindeki, hâfızasındaki “Allâhu Ekber” i çakıştırıyor ve rahatlıyor.

Çocukla çocuklaşın

* Sevgili Peygamberimizin bir tavsiyesi var: “Çocuğu olan onunla çocuklaşsın.” Bu bizim kültürümüzde pek alışık olmadığımız bir tavsiye ve bizim kültürümüzde babalar çocuklarını beşikte severmiş. Neden? Uyurken severmiş. Şimdi uyurken çocuğu seven bir babanın bu sevgisinden çocuğunun haberi olmaz ki.

* Çocuk babasının gözünde sevgiyi görmek ister, kollarında ona olan güvenini yaşamak ister, bir korku ânında koşup babasının göğsüne atılmak ister. Yani babası dağ gibi durmalı ve ona kollarını açan, onu kucaklayan bir kişi olarak pozisyon belirlemelidir. Yoksa resmîlik ile eğitim adına, terbiye adına disiplin koymayı birbirine karıştırmamak gerektir. Babalar çok şefkatli olmalı, şefkatini göstermelidirler.

İman ve ibadet eğitimi verin

* Anne-babaların her şeyden önce çocuklarına verilmesi gereken din eğitimi, çağından itibaren sağlıklı, yeterli, doyurucu bir inanç, bir îman eğitimini, öğretimini vermesi gerekiyor. Hiçbir îman eğitimi ibâdetsiz bir şekilde ayakta duramaz, ibâdetlerle çocuğun dinî tecrübesi yaşamaya imkân verilmelidir.

Cami havasını tattırın

* Beraber elinden tutarak gittiğiniz bir park gezisinden sonra çocuğunuzla camiye gitmelisiniz. Ezanın sesini, müezzinin kaametini, imamın tekbirini, cemaatteki o ruhânî havayı, o caminin içindeki derûnî havayı çocuğunuz sizinle birlikte yaşamalıdır. Bu dini tecrübe adına çok önemlidir. Yani çocukluktan itibaren camiyi tanıyamamışsa bir çocuk, belli bir yaştan sonra camide olanı göremez ve anlamsız gelir, camiye de giremez.

İslam alimlerini tanıtın

* Büyük İslâm âlimlerinin, mütefekkirlerin hayatlarından biyografiler, hatıralar, anekdotlar okuyarak onların bu mânâdaki ihtiyaçları bu şekilde güzel örneklerle doldurulursa, çocuk küçük yaştan dürüstlüğü Abdülkadir-i Geylani Hazretleri’nin bir hikayesinden öğrenirse, inanır ki çok belirleyici şeyler oluyor.

Ailece kitap okuyun

* Sadece okul eğitimi yeterli değildir. Okumasının, anlamasının güçlenmesi gerekiyor. Farklı kitaplar önermeliyiz. Birlikte bazı konuları müzakere etmeliyiz. Bunlar için akşam biz âilece toplandığımız bir eğitim saati oluşturabiliyorsak eğer, çocuğumuzu televizyonun bir saatlik, iki saatlik zararından koruyoruz demektir. Bu sebeple işi önemsememiz gerekiyor.

* İnternete çocuğumuz küçük yaşta girsin, ama internet onun için bir bilgi toplama aracı olsun. Yoksa vakit kaybedeceği bir zaman öldüren makine haline gelmesin bilgisayar.

* Peygamberimizi anlatmak, Peygamberimizi sevdirmek çok kolaydır. Yeter ki onu küçük yaştan itibaren her akşam uyumadan önce çocuğumuza okuyabileceğimiz bir âdet haline getirelim. Peygamberimizi kitap okuyarak, onunla ilgili şiirleri öğreterek, ilâhileri seslendirerek anlatabiliriz.

Birbirinizi çok sevin

* Yuva sizi sadece çatısıyla, duvarlarıyla koruyan değil, bir şeyin paylaşıldığı mekândır. Neden resmi daireler yuva değildir. Çünkü orda işler görülür, kırtasiye, bürokrasi vesaire. Yuva olabilmesi için herkesin birbirini çok sevip sayması gerekir ki bu mümkün olmaz. Âilede genellikle sağlanır bu. Âilede bunu sağlayan da inanç birliğidir.

* Profesyonel anne-baba olmalıyım demeli her anne-baba. Sevgili Peygamber Efendimiz’in bir hadîsi ve yönlendirmesi var. Buyuruyor ki Efendimiz: “Allah işini en güzel şekilde yapan kulunu sever.” Bizim bu konuda anne-babalar olarak, işini güzel yapan kul olarak Allah’ın sevgisine ulaşma gibi güzel bir müjdemiz var.

cocuklarimiza-Allah'i- nasil- anlatalim

Çocuğunuzu tanıyın

* Bir marangoz işleyeceği ahşabın cinsini iyi tanımak zorundadır. Çünkü kavak ağacından iyi mobilya olmaz. Bir taş ustası gene öyle, çiftçi gene öyle. Anne baba da çocuğunu, bu malzemeyi iyi tanımalıdır. Bunun için birkaç kitap okuması, çocuğun ruhsal, bedensel gelişimi adına bilgi sahibi olması onu çok rahat cevaplar verme imkânına kavuşturacaktır. Birkaç kitap çocuk eğitimiyle ilgili okumaları çocuklarını yetiştirirken onlara faydalı olabilir.

* Biz bir hususta hata ediyoruz. Çocuğu küçük, anlamaz varlık olarak görüyoruz. Hâlbuki Allah, ona öylesine bir idrak kapasitesi vermiştir ki her şeyi kaydediyor. Anlamıyor değil. Fakat içinden çıkarımlarda bulanabilecek tecrübeye sahip değil. Görüyor, kaydediyor size sunamıyor seçenekleri. Ben bir çocuğun en büyük ihtiyacının anne-babası tarafından sevilmek olduğuna inanıyorum. Anne baba sevmelidir ki Allah’ı da sevdirebilsin, peygamberi de sevdirebilsin.

Çocuğunuzu şimartmayın

* Çocuğun en çok muhtaç olduğu şeyin sevgi ve ilgi olduğunu söylemeliyiz. Buna dair yeterince almalıdır. Tabiî bunu hiçbir zaman şımarıklığa götürecek, seviyesiz, sınırsız bir sevgi olarak görmeyelim. Çocuk sevgide boğulmamalıdır da. Uzun süre çocuğu olmayan anne babaların düştükleri hatadır bu. Dedelerin torunları hakkında düştüğü hatadır bu. Sınır koymamak çocuk açısından bir zulümdür. Sınırsızlık gerçekten çok kötü bir şeydir.

Not: Bu yazı İrfan Mektebi Dergisinin 2007 tarihli 5. sayısında yayınlanan bir mülakattan iktibas edilerek hazırlanmıştır.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.