
Mevla bizi 2025 yılının bugünlerine eriştirdi hamdolsun. Fakat hepimizin içi buruk. Gazze’deki bu büyük katliama şahitlik etmek ne acı. Gerçi bu onların ilk katliamı değildi ama böylesi ne duyuldu ne görüldü. 60 bin Müslümanı katlederek şehid ettiler. Ne acı ki üzerimize düşenleri tam anlamıyla yapamadık. Ümmet olarak çok başarısız bir sınav verdik.
Aman boykot meselesini iyi öğrenelim ve ihmal etmeyelim kardeşlerim. Ne olur, o zalimlerin ürünlerini evimize sokmayalım. O malum içeceklerin içine Filistinli kardeşlerimizin kanı karışmış, onları içmeyelim. Onların deterjanlarını, sabunlarını, hiçbir şeylerini kullanmayalım. Onlar paraya tapan bir millettir, onların musluklarını kapatalım. Biz şuurlu olursak Allah da bize yardım eder.
Sumud Filosu
Böyle üzüntü dolu olduğumuz bu günlerde sosyal medyadan, haberlerden öğrendik ki bir filo kurulmuş. Gazze’ye olan deniz ablukasını kırmak için onlarca gemi yola çıkmış. Hayret edilir, içinde Müslümanların yanında gayrimüslimler de var. Allah bu şerefli yolculuğa katılan bu insanlara da hidayet nasip eylesin. Öyle güzel organize olmuşlar ki, dünyanın çeşitli yerlerinden gemilere yardım malzemelerini yükleyip yola çıktılar.
İçlerinde tanınmış insanlar da olunca dünyanın gündemine gelmeyi başardılar hamdolsun. O kardeşlerimizin her birisinden Allah razı olsun. Ölümü göze alarak yola çıktılar. Esir alınmayı, tutuklanmayı, aşağılanmayı, açlığı susuzluğu her şeyi göze aldılar. Kimisinin gemisi yolda arıza yaptı, kimisi açık denizlerde tehlikeler atlattılar. Haydut askerler tarafından kaçırıldılar ve ülkelerine geri gönderildiler.
Sumud amacına ulaştı, umutları canlandırdı hamdolsun. Rahat koltukları terk edip oralara kadar gitmek ve dünyaya mesaj vermek, ne güzel bir gayret oldu. Biz bu yolculuk boyunca gönlümüz hep Sumud Filosu ile oldu. Elimizden geldiği kadar onlardan gelen haberleri takip ettik. Ve dilimiz döndüğü kadar da onların bu kahramanlığını kardeşlerimize anlatmaya çalıştık.
Bir hal oldu
Hele 3 Ekim cuma günü Eshab-ı Suffe camimizde cuma vaazını verirken çok duygulu anlar yaşadım. yaşadım. Kürsüde cihad ve şehadetten bahsettik. Mücahidlere imrendiğimizi anlattık. Her şeyi göze alarak insanlığın dirilişi için yola çıkan ve tutuklanan Sumud filosunun erlerinden bahsedip onlara duâ ettik. İslâm ehli olmadıkları halde katılan insanların hidayetine de duâ ettik. Bu gönül hali ile namazlarımıza başladık.
Yanımda namaz kılan küçük bir genç dikkatimi çekti. Öyle güzel namaz kılıyordu ki hayran kaldım. Ufak boylu, küçük cüsseli, kibar, ta’dil-i erkân’a riayet eden ve haliyle bizleri utandıran bir edep timsaliydi yavrucak. Acaba bizim hafızlardan mı, yoksa cumaya gelen bir evladımız mı dedim. Namazdan sonra sordum, tanımaya çalıştım. Evet bizim hafızlardanmış, adı da Mus’ab’mış. Mus’ab bin Umeyr radıyallahu anh’ı hatırladım.
“Yavrum sen ne güzel namaz kılıyorsun. Tebrik ederim” dedim. Kursumuzla ilgilenen kardeşimize de bu yavrucaktan bahsettim. Yeni hafızlığını bitirenler vardı. Cemaat de heves etsin diye onların önünde bunların zarf içerisinde mükafatlarını verdik. Sonra da aksatmadan ders verenlerin mükafatını. Biz hatimlerden para almayız, çocukları alıştırmayız ama böyle mükafatlarımız da eksik olmaz.
Daha sonra ise sıra Mus’ab’a gelmişti. Ona da niçin mükafat verdiğimizi dile getirerek hediyesini takdim ettik. Sadece Mus’ab’a değil bütün yavrularımıza dua ettik. Geleceğin hafızı, alimi ve evliyası olsunlar diye dualar ettik özellikle de. O yavrucakların gözlerinde Sumud’u yani umudu bir kez daha seyrettik. Milli Eğitim Bakanlığının da okullarda Gazze etkinliği yapacağını duyunca buna da sevindik. Rabbim umutlarımızı boşa çıkarmasın. Amin.
Muzaffer Dereli/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.