Herşey kararında güzel!

Rivayet olunur ki Osmanlılar döneminde, Avrupa devlet erkanından birtakım kimseler Padişaha misafir olmuşlar. Yedikleri bazı yemekler çok hoşlarına gitmiş. Padişahtan izin alarak bu yemeklerin tarifini aşçılardan istemişler.

Bizim aşçılar yemeklerin tarifini vermişler ama onlar tarifi  bir türlü tam anlayamamışlar. Çünkü bizim aşçılarımız usta -çırak geleneğine göre yetiştikleri için ölçüleri “kararı kadarmış.”

Mesela aşçılar diyorlarmış ki; “Önce kararı kadar yağ koyacaksınız, karar ateşte kararı kadar kızartacaksınız. Sonra üzerine kararı kadar kuzu eti veya falan sebzelerden ilave edip, kararı kadar karıştıracaksınız. Kararı kadar su ve tuz ilave edip, kararı kadar fırında bekleteceksiniz.”

Kararını bilmeden olmaz

Osmanlı mutfağının aşçıları tabi her birisi birer usta ve işlerini çok iyi biliyorlar. Her şeyin ölçüsünü göz kararıyla tamı tamına tutturabiliyorlar. Ancak gelen misafirler bunu anlayamıyorlar. Liderleri diğerlerine soruyor; ”Tarifleri aldınız mı?” diyor. “Efendim aldık, öğrendik ama bir ölçüleri var ‘kararı kadar’ onu anlayamadık” diyorlar.

Şimdi bunu ben sizlere niçin anlattım? Şunun için: ”Kararı kadar” aslında çok önemli bir ölçüdür. Bazı kimseler karar yerine “çok” olan şeylerin daha iyi olacağını düşünürler. Bu büyük bir yanılgıdır.

Bazen öğrenci velileri öğrencisinden şikayet ediyor. Diyor ki: “Hocam ne kadar söylersem söyleyeyim ders çalışmıyor, şöyle yapmıyor v.s.” 

Başka bir zaman öğrencilerle konuştuğumuzda bu sefer öğrenci, velisinden şikayet ediyor. O da şöyle diyor: ”Hocam babam aynı şeyi o kadar çok söylüyor ki kendimi aptal gibi hissediyorum. Hocam annem aynı şeyleri kaset gibi tekrar ediyor. Konuşmaya başladığında hangi cümleleri söyleyeceğini önceden bilebiliyorum. Bu beni bıktırıyor. Hocam babam ve annem o kadar çok ‘ders çalış’ diyorlar ki, bu cümle bende alerji yaptı” Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Nasihat tuz gibidir

Dilerseniz konuyu şöyle bağlayalım. Bundan yıllar önce nasihat ile ilgili çok hoşuma giden bir yazı okumuştum. Özeti şöyleydi:

“Nasihat yemeğe katılan tuz gibidir. Çok tuz, nasıl ki yemeği yenmeyecek hale getirirse öğüdün fazlası da böyledir.”

Bu “kararı kadar” meselesi sadece nasihatle alakalı da değildir. Her konuda “kararı kadar” ölçüsü önemlidir. Yemekte, uykuda, konuşmakta, eğlenmekte, ibadette, sevgide, ilgide velhasıl her konuda önemlidir.

Yalnız, unutulmamalıdır ki “kararı kadar” herkes için aynı değildir. Kişiden kişiye göre farklılık gösterebilir. Yani, kişiye özeldir. Mesela kimi insan hassastır, ona fazla ilgi göstermek gerekir, kimisini ise fazla ilgi şımartır. Bunun gibi…

Sevgili Peygamberimiz aleyhis selatü ve selam bu konuda bizleri uyarmış ve aydınlatmıştır. O bilge Peygamberimiz buyurmuştur ki. “Hayrul ümuri evsatuha/ İşlerin en hayırlısı orta olanıdır.” “Normal olanıdır. Yani kararı kadar olanıdır.” Yüce dinimiz İslam bir denge dinidir. O halde bizler de her konuda bir denge insanı olmalı ve her şeyin kararı kadar olanını iyi takdir etmeliyiz.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.