Alışveriş adabı…

Cenab-ı Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır. Bir ayet-i kerimede şöyle buyurulur: “Faiz yiyenler mahşerde ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların, “Zaten alışveriş de faiz gibidir” demelerindendir. Oysa Allah alışverişi helal, faizi haram kıldı. Kime Rabb’inden bir öğüt gelir de faizcilikten geri durursa, geçmişi kendisinedir, onun işi Allah’a aittir. Kim faizciliğe dönerse, işte onlar cehennemliktir, onlar orada temelli kalacaklardır.” (Bakara, 275)

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem de bazı hadisleriyle ticareti teşvik etmiştir. Kendisi bizzat ticaretle uğraştığı gibi sahabelerinin birçoğu da ticaretle uğraşmışlardır. Alışveriş ahlakının en mükemmel şeklini Peygamberimizin ve ashabının yaşantısında görmek mümkündür.

Ne aldat ne aldan

Alışveriş yapan kimsenin en önemli özelliği doğruluk olmalıdır. Aldatmak ve aldanmaktan sakınılmalıdır. Dinimizde zarar vermek de yoktur, zarara uğramak da yoktur. Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Eksik ölçüp tartanların vay hâline! Onlar, insanlardan ölçerek bir şey aldıklarında tam ölçerler. Kendileri başkalarına vermek için ölçüp tarttıklarında ise haksızlık ederler (eksiltirler). Onlar, o büyük gün için -insanların âlemlerin Rabb’inin huzuruna çıkacakları gün için- diriltileceklerini akıllarına getirmiyorlar mı?” (Mutaffifin, 1-6)

Resulullâh sallellâhu aleyhi ve sellem, buğday satan bir adama rastladı. Satıcıya: “Nasıl satıyorsun?” diye sordu. Adam da kendince anlattı. O esnada Resûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e: “Elini onun (buğdayın) içine daldır!” diye vahy (işaret) edildi. Allah Resûlü de elini daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. Bunun üzerine,; “İnsanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! Aldatan bizden değildir.” (Müslim, İman, 164) buyurdu.

Alışverişle iştigal eden kimse, kimseye muhtaç olmamak için helal yoldan para kazanmaya niyet etmeli. Sonra zekâtını vermeli, bunun dışında infak yapmalı. Para araçtır, amaç olmamalı. Dünyaya dalıp ahireti unutursa kişi asıl o zaman zarara uğramış ve iflas etmiş olur. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: “Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi maldır.” (Tirmîzî, Zühd, 19)

Manevi uyarılar

Çevremizde etrafımızda bazen mal biriktirme ve para kazanma hususunda gereğinden fazla hırslı insanlar görüyoruz. Böyle kimselerin zaman zaman kaderin sillesiyle uyarıldıklarına şahit oluyoruz. Biz bu dünyaya ne için geldiğimizi unutmazsak bu hususta gaflete düşmeyiz. Efendimiz insanın bu zaafını şöyle ifade buyurmuştur: “Âdemoğlunun iki dere dolusu malı olsa bir üçüncüsünü ister. Âdemoğlunun içini / karnını topraktan başka bir şey dolduramaz.” (Buhârî, Rikâk, 10; Müslim, Zekât, 116)

Para hırsıyla alışveriş adabına riayet edilmeyecek olursa bunun ahiretteki karşılığı da büyük olacaktır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem bu konuda şöyle buyuruyor: “Üç kişi vardır ki, kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap da vardır: Elbisesini (kibir ve gururundan dolayı kurula kurula) sürüyen, verdiğini başa kakan ve yalan yeminle malını pazarlayan!” (Müslim, Îmân, 171)

Herhangi bir malın kusuru varsa satarken öncesinde söylemek ve o malı aşırı övmekten sakınmak gerekir. Düzgün bir şekilde rızkı peşinde koşan, doğruluktan ayrılmayan tüccara ise büyük mükafat vaat ediliyor. Efendimizin şu müjdesinin güzelliğine bakar mısınız: “Sadık tüccar; peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.” (Tirmizi, Buyû, 4)

Namaza dikkat

Tüm bunların yanında para kazanma hırsıyla namazı, ibadetlerini terk eden bir kimse de mal imtihanını kaybetmiş olur. Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: “Bunları, ne ticaret ve ne de alışveriş Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoyar. Bunlar, gönüllerin ve gözlerin döneceği günden korkarlar.” (Nur, 37)

Bazen kişi alışverişle uğraşırken namaz vaktini kaçırabiliyor veya tamamen terk ediyor. Müşteri kazanacağım derken, asıl rızkın sahibinin rızasını kaçırabiliyor. Bundan dolayı kişi namazdan taviz vermemeli. Namaz vakti namazını vaktinde kılmalı. Özellikle işlerin yoğun olduğu ikindi vakti daha da dikkatli olmalı. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: “Şüphe yok ki, o namazı (yani ikindi namazını) kaçıran kimse, sanki ailesi ve malını kaybetmiş gibidir.” (Buhari, Mevakıt, 15; Müslim, Mesâcid, 20)

Ticaretle uğraşan kimse, komşu esnaflara ve başkalarına karşı haset etmemeli, onların da kazanmalarını istemeli, herkese Allah’ın bir rızık verdiğinin bilinci ve tefekkürüyle hareket etmelidir. Ve en önemlisi hem müşterisine hem de başkalarına karşı geçim ehli olmalıdır.

Abdulkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz:
  • Ticaret dinimizde teşvik edilmiştir.
  • Alışveriş helal faiz ise haramdır.
  • Ticaretle uğraşan kimse başta faizden ve müşteri aldatmak gibi haramlardan sakınmalıdır.
  • Doğru tüccara çok büyük mükafat vardır.
  • Tüccar, müşterisine nezaketle davranmalıdır.
  • Tüccar, komşularına karşı yardımsever olmalı ve onlarla iyi geçinmelidir.
  • Ticaret, Müslümanı namazdan ve diğer ibadetlerden alıkoymamalıdır.
  • Mal alıp satarken yeminden uzak durmak gerekir. Doğru bile olsa yemin etmemek en güzelidir.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazılar okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.