Annemin ismi Râbiye’dir. Ne eskimez yazı ve ne de Latin harfleriyle okuma yazması olmayan ümmî bir hanımefendidir. Dini bilgisi, anne ile babasından ve babamdan öğrendiği ve ezberlediği şeylerden ibarettir. Annemin en kalıcı sözü şudur: “Evladım ben bilgili değilim cahilim; siz babanızın sözünden ayrılmayın. Bildiklerinizi bana da anlatın.”
Bana dönerek; “Ahmed Hoca! Elem tera keyfe’ye kadar okuyayım da yanlışlarımı düzelt; ahirette hesap veremem” derdi. Annem saliha bir hanım idi. En önemlisi de bizi küçük yaşlardan itibaren babam sabah namazına giderken uyanamadığımız zaman, başımızda çoğu kere ağlayarak namaza kaldırdığını hatırlıyorum.
İffet ve namusu konusunda o kadar hassastı ki, bizim yanımızda bile bize mahrem olmayan başını dahi açtığına rastlamadım. Annemin süt verme şeklini kardeşlerimden hatırlıyorum. Süt vereceği zaman; “Abdest alayım da geleyim, tutun kardeşinizi” derdi. Öğrendiğim bütün güzel ahlakı ümmî de olsa annemden aldım.
Helal hassasiyeti
Annem helal ve harama o kadar dikkat ederdi ki, bize ömrümüz boyunca bir lokma haram yedirmedi. Komşunun ağaçlarından bahçemize dökülen meyveleri toplatır ve sahibine teslim ederdi. Dedemden kalan ve Ermenilerden ganimet olarak alınan bir çeyiz sandığını bile “Gavurun gözü kalmıştır” diye babama kırdırmıştır.
Bizim tamamı iki dönüm olan arazimiz vardı. Pınarbaşı tarlamız bir dönüm kadardı. Komşumuz Sadullah Dayı’nın tamamı meyve ağaçlarıyla dolu bostanından meyve dolu dallar bizim tarlaya eğilirdi. Biz de 11 kardeş olduğumuzdan bazen yemek isterdik. Bunu gören annem; “Evlatlarım! Mutfağımızın kapısının üstüne babanızın astığı hattı unutmayın” derdi. O hatta; “Kanaat eden aziz olur; tamah eden zillete düşer” yazılı idi.
Kilimi olmadı
Annemin üzüldüğü bir hatırayı Selime ablam anlatıyor: “Babam bir kilim aldı, eve serdik. Annem de sevindi. Az bir zaman sonra babam; ‘Ben bu kilimi müsaadenizle camiye (medrese) sereceğim talebeler otursun bize sevap olsun, bizim zaten adımız Bozogil, (Bozok kolundan geldiğimiz için bu adı vermişler.) bu kilimi sermekle Kilimci mi olacak’ dedi. Anam biraz yerindi, üzüldü. Ama babam götürüp hücreye (Babamın Kur’an dersi verdiği yere) serdi.”
Babam anamın hastalık ve ölüm sebebini şöyle anlatıyordu: “Diyarbekir’deki bacısının çocuğu vefat etti. Kardeşi Hüseyin ısrarla; ‘Ablamı yasa götüreceğim’ dedi. Ben razı olmadım. Ananızın zayıf tarafına geldi. Benden izinsiz yola çıktılar. Ananız gelince utana utana anlattı. Karataş’a yetiştik, benim sağlam gözlerim bulanık görmeye başladı. Ben babanızın izni olmadan çıktığım için olduğunu fark ettim. Ama iş işten geçti diye…”
Annemin son zamanlarında gözleri görmez olmuştu. Muhtemelen beyin kanseri idi. Ben o zaman Gaziantep’te Ayşe Bacı Camii’nde imamdım. Merhum Mustafa ağabeyim annemi Kilis’te bir doktora göstermek için getirdi. Son olarak o zaman görebildi.
22.09.1974 yılında 46 yaşında vefat eyledi. Allah rahmet eylesin.
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz/ İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Bugün insanlık olarak egoizmin, bencilliğin, çıkarcılığın, menfaatçiliğin ve bizi insanlıktan uzaklaştıran her türlü kötü duyguların girdabından kendimizi kurtarmak istiyorsak, çocuklarını helal haram hassasiyeti ile yetiştiren Râbiye teyze, bir boyacı sandığı ile ailesini geçindiren İsmail Amca, koyunlarını sağıp sütünü hediye eden Kerime Yenge, kurtlar kuşlar yesin diye ağaçlara aşı yapan Kadir Dede, misafir ağırlamayı seven Ahmet Amca, arabacıya fazla para veren Yusuf Amca, her zaman sözünde duran Marangoz Kara Mehmet ve mesleğinin hakkını veren hademe Yaşar Abi gibi şahsiyetlerin güzel, samimi ve sade hayatlarını okumalı ve onlardan ilham almalıyız. Bizi yeniden diriltecek olan ruh bu ruhtur. İşte bu duygularla İrfanDunyamiz. com olarak güzel ve sade hayatları sizlerle buluşturma gayretindeyiz. Sizler de bu güzel içerikleri sevdiklerinizle paylaşabilir, iyiliklerin, faziletlerin, erdemlerin yayılmasına katkı sunabilirsiniz.
Sade Hayatlar ↗
Bize kaybettiklerimizi hatırlatan, ilham veren sade hayatlar tanımak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.
Hocam kavuşturana şükür.Teşekkürler