Çağımızın Adeviyyesi Melahat Armağan Ablamız

Kasvetli yılların aydınlık yüzü, başörtüsünü kendine kefen yapan, Kur’an aşığı, münevver, nadide öğretmen Melahat Armağan da Hakka yürüdü. İsmi gibi ahlakı da güzel idi. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun. 

“İslamî simge” başörtüsü nedeniyle 1966’da Urfa’da, Cumhuriyet İlkokulu’nda öğretmen iken görevden alınan ilk öğretmen hanımefendi ablamızın vefatını duyunca çok üzüldüm. O, Nihat Armağan’ın ablası, Sabri Aslan ve Mehmet Akif İnan’ın da manevi ablaları idi.

Urfa’nın Risale-i Nur talebesi mücahidelerindendi. Onun bu onurlu duruşunu müdafaa eden Zübeyir Yetik de Urfa Belediyesi’ndeki Hal Pazarı Müdürlüğü görevinden alınmıştı. O günlerde Urfa’da ve Türkiye’de inananların büyük bir mücadele simgesi olmuştu Melahat Armağan. 

Melahat abla çocuklar tarafından “Şeker Teyze” olarak çağrılırdı. 

Bugün ise, o günün kutlu davanın öncüsü Melahat Armağan Hocahanım inandığının, mükafatını alınacağı divana yolcu olduğu gündür. Melahat Hocahanım Bahçelievler Mahallesi‘nde Kız Meslek Lisesi’nin karşısındaki Nadide Uğurlu Kız Kur’an Kursunda vakıf olarak senelerce fahri görev yaptı. 

O çok nazenin bir Urfa hanımefendisi idi. Dünya evine girmedi. Yürürken yeri bile incitmez, konuşurken cımbızla ağzından söz çıkardı. Konuşmadan çok hali ile insanlara etki eden bir mümine idi. Genç kızlara birer numuneyi imtisal idi. Seksen dokuz yıllık ömrünce Allah yolunda yılmadan, usanmadan hizmet etti Melahat ablamız.

Canlı bir vakıf olarak Adeviyye’yi görmek isteyenler ona bakarlardı. Büyük Doğu geleneği ile Risale-i Nur çizgisinde bir ailenin ulu çınarlarından idi. 

Nihat Armağan, Necibi Fazıl Üstadının en emin tilmizlerindendi. Zübeyir Yetik, Sabri Arslan, Mehmet Akif İnan, Mehmet Emin Baylan, Ali Haydar Öztürk, Vahit Gayberi ve Emin Beyazgül gibi Büyük Doğucular ile Mehmet Yeşilnacar, Eyyüb Karakeçili, Abdülkadir Badıllı, Ahmet Rüzgar, Mahmut Hasırcı, Ekrem Kara, Tahir Küçük gibi Bediüzzaman Said Nursi Üstadın talebelerinin gözdesi idi rahmetli Melahat ablamız.

Vakıf Hanım, Güzel Muallime, Şeker Teyze Melahat Armağan… Güzel bir ayda, güzel bir şekilde ölümsüzlük alemine göçtü. Bu ölüm onun düğün gecesidir İnşaAllah. Böyle bir günde onun tabutuna el atmadan, eli böğründe kalan biri olarak üzüntüm büyüktür.

Önden gidenlere selam olsun. Allah hepimizin Kur’an’a ve Sünnet’e bağlı olarak akibetini hayır eylesin.

Rabbim sevenlerine, yetiştirdiği melek yüzlü öğrencilerine, kederli ailesine Sabrı Cemiller ihsan eylesin. 

İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.

İbrahim Halil Çelik/ Risalehaber

Yayın Yönetmeni Notu: Başsağlığı için değerli tarihçi Mustafa Armağan Bey’i aradığımda kendisi ile halası merhume hafıze Melahat Armağan Hanım üzerine kısa bir sohbet yaptık. Bu sohbetten bazı bilgiler aktarmak istiyorum. Merhume Melahat Hanım, Şule Yüksel Şenler’in başörtüsü mücadelesi yaptığı dönemlerde o da bir öğretmen olarak Şanlıurfa’da bu mücadeleyi yapmaktadır. O yıllarda başını açması için çok baskı yapılır, baskılara aldırmaz ve öğretmenlikten atılır. Olay Urfa’da büyür ve yankılanır, ona destek verenler de cezalandırılır. Dönemin Şanlıurfa Müftüsü Halil Günenç Hoca; “Kızım sana bir ev tutalım, Kur’an kursu öğreticiliği yap” der. Bunun üzerine müstakil bir ev tutulur. Halkın Kur’an’a büyük bir susamışlığı vardır. İlk gün gider bakar ki bu müstakil evin bahçesi Urfa’lı hanımlar ve kız çocukları ile doludur. Tam 850 kişi kursa kayıt yaptırmıştır. Fakat Melahat Hanım genç ve tecrübesiz bir hocadır. Onların hiçbirisini geri çevirmez. Bir takvim belirleyerek, bir kısmına da başka mekanlar ayarlayarak hepsine birden Kur’an öğretmeye başlar. İleriki yıllarda o dönemde bahsederken, “O yıllarda oradan oraya gitmekten ayda birkaç terliğim eskiyordu” diyecektir. O günden sonra artık hayatı kadınlara ve kızlara Kur’an öğreterek geçmiştir. Hiç evlenmemiş kendisini iman ve Kur’an hizmetine adamıştır. Şanlıurfa’da bilinen tanınan bir insan olmuştur; kime sorsanız; “Benim ablam da benim halam da ondan Kur’an öğrendi” cevabı ile karşılaşırsınız. O yıllarda Diyarbakırlı kadınların da onu tanıdığı söylenmektedir. Çünkü zaman zaman doğu illerine gittiği ve oralarda da Kur’an öğretmek için bir müddet kaldığı olmuştur. İşte merhume Melahat hanım böyle bir Kur’an talebesidir ve adeta tek kişilik bir ordudur. Allah rahmet eylesin.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.