Abdulkadir Geylani’yi ağlatan cevap…

Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: “Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun.” Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor:

”Evladım, bak,” diyor ” Şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var.”

Ondan sonra soruyor: “Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?”

Kölenin cevabı: “Nereyi münasip görürseniz.”

”- Peki hangi elbiseyi giymek istersin?”

”- Hangisini uygun görürseniz.”

”- Hangi yemeği seversin?”

”- Hangisini verirseniz…”

Köle böyle cevaplar verince, Abdülkadir Geylani Hazretleri gözyaşı dökmeye başlıyor.

Köle bu sefer tereddüt ediyor, üzülüyor, acaba hatalı bir cevap mı verdim diye. Geylani Hazretlerinin gözyaşları sürekli akınca köle yaklaşıyor:

“- Efendi Hazretleri, kusur ettiysem, özür dilerim, hata mı ettim acaba?”

“- Yok evladım yok, hata etmedin, tam isabet ettin”

“- Niye ağlıyorsunuz öyleyse?”

“- Söylediklerini dinledim de ondan.”

“- Ben yanlış bir şey mi söyledim?”

“- Yok, doğru söyledin. Keşke senin bana bu yaptığın itaat gibi, ben de Rabbime böyle bir itaatte, kullukta bulunsam da ömrümde bir defa olsun, Ya Rabbi, Senden hiçbir şey istemiyorum. Nereyi uygun bulursan o evde yatarım, hangi elbiseyi münasip görürsen onu giyerim, hangi rızkı verirsen onu yerim. Başka bir talebim yok Senden, diyebilseydim. Onun için ağlıyorum!”

İrfandunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Allah teala2nin bizim için münasip gördüğü hayata razı olmak ne güzel bir gönül zenginliğidir. Kainatta her şey O’nun elindedir, ol demesiyle her şey olur. Böyleyken Mevlamız bize kimi zaman geniş rızıklar verir, kimi zaman daraltır. Kimisini kocaman bir şehrin en büyük sarayında yaşatır, kimisini de bir köyde küçük bir kulübede yaşatır. Elbette bütün bunlar Allah’ın takdiri olmakla beraber, bizim çabamızın, emeğimizin ve tercihimizin de bunda rolü vardır. Biz hangi ortamdaysak, hangi nimetlerin içerisindeysek; “Senin verdiğine razıyız Ya Rabbi” diyebiliyor muyuz; asıl mesele işte bu. Halinden hiçbir zaman memnun olmayan, hep daha fazlasını isteyen, gözünü hep daha yukarılara diken bir insan manen hiçbir zaman tatmin olamayacaktır. Mevla’nın verdiğine razı olan ise her zaman huzurlu olacaktır.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.