Kimseler bilmez benim işimi…

Bir hakikat nuru bu kalbe vurdu
Mevlâ’m Mevlâ’m diye kıyama durdu
Tecelli eyleyen nuru ararım
Hangi beldelere ziyası vurdu

Ol Muhammed nuru tecellî ider
Mağribe maşrıka ziyası gider
Mevlâ kullarına ne ihsan ider
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Evvel-i âlemde yazılmış yazı
Haktan hakikatten ayırma bizi
Ne hoş yaratmışsın gece gündüzü
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Çok nasihat duydum kalmadı serde
Mevlâ demeyince kalkar mı perde
Beklerim Mevlâ’dan hidayet nerde
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Kimse kâdir olmaz vasfın itmeye
Uzaklardan geldim görüp gitmeye
Bülbüller başlamış feryad itmeye
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Bu yalan dünyada ne sefa sürdüm
Temiz tâhir iken isyana girdim
Âlem-i ervahta ne ahit virdim
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Bu yalan dünyada sürmedim sefa
Bu dünya kimseye eder mi vefa
Hani o Süleyman nerde Mustafa
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Bu aşkın zevkine insan mı kanar
Bir kürsü kurulmuş kandiller yanar
Evliya enbiya safları da var
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Ol dostların gelir Hint’ten Yemen’den
Sana âşık olan geçer mi senden
Ravza’sına soruň, memnun mu benden
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Duymadın mı gönül mahşer var dirler
Dürülüp semalar atılır yirler
Okunup defterler hesap virirler
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Çok ahitler verdim, adam olmaya
Aktı gözyaşlarım, döndü deryaya
İlticalar ettim ulu Mevlâ’ya
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Şu esen yellerin reyhanına bak
Yıldızlar doğdu mu, attı mı şafak
Şu yatan ümmetin gafletine bak
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

İsâ’nın Musâ’nın bastığı yerler
Enbiya evliya orada derler
Salih’in devesin n’itdiniz çöller
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Kumları savrulup çölleri yanar
Acıdır suları insan mı kanar
Görmelere şâyan ne kavimler var
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Kimi feryad eder kimisi ağlar
Şehitler yaresin hûriler bağlar
Musâ’nın Tûr’udur karşıki dağlar
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Kumlara boyandı şehitler kanı
Veren alır imiş bu tatlı canı
Nelerden kurtarır Mevlâ insanı
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Zümrütten yakuttan kasırları var
Selsebil ırmağı, suları çağlar
Muhammed nuruna bu cihan ağlar
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Semayı devreder şu çark-ı felek
Saflar bağlamışlar, kıyamda melek
Ravza’nın üstünde bir nurdan direk
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Muhammed adın mağrip maşrık anardı
Aç gelen kervanlar burda kanardı
Eskiden bu çöller böyle yanardı
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Bir virana geldim baykuşlar ötmez
Çöllerin hayali kalbimden gitmez
Bu yanan çöllerde ot bile bitmez
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Dertliyim derdimin çaresi nerde
Pervaneler gezer gittiğim yerde
Beni bu hâllere getiren nerde
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Dertliyim derdimin çaresi yoktur
Yaratan Mevlâ’da şifâsı çoktur
Mevlâ’mdan başka sahibim yoktur
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Kimseler bilmez benim işimi
Bu aşkın yoluna koydum başımı
Dikmesinler benim kabir taşımı
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Gece gündüz durmaz feryad iderim
Ümmetim demezsen nere giderim
Ol ulu Mevlâ’dan hicap iderim
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Beni bu diyardan alıp atsınlar
Köle diye pazarlarda satsınlar
Beni Ravza’sına bekçi yapsınlar
Gecelerde doğdu nur-ı Muhammed

Ladikli Ahmet Ağa

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.