Misafirlik adabı…

Dinimizde misafir kabul etmek ve ikramlarda bulunmak salih amellerdendir. Akraba ve eş dost ile iyi bir iletişim ve iyi ilişkiler kurmamız için misafirlikler birer fırsattır. Her hangi bir geçerli mazereti olmadığı halde misafir kabul etmeyen kimseleri Nebi-yi Zişan Efendimiz şöyle uyarıyor: “Misafir ağırlamayanda hayır yoktur.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, IV, 155)

Hadis-i şeriften de anlaşılacağı üzere misafir gelmek isteyenler, çeşitli mazeretler ileri sürülerek geri çevrilmemelidir. Günümüzde insanlar misafir külfetinden kurtulmak için, çocukların ödevlerini veya evin müsait olmamasını bahane göstererek bu güzel sevaptan mahrum olabilmektedir. Oysa misafir berekettir, rahmettir.

Geleneklerimize baktığımızda büyüklerimizin misafir geleceğim diyen kimselere istisnai bir durumları yoksa, daima “Buyurun gelin” dediklerini, kolay kolay geri çevirmediklerini hatırlıyoruz.

Güler yüzle karşılamalı

Gerek ev sahibi gerekse misafir olarak dikkat etmemiz gereken bazı edep kuralları vardır. Her şeyden önce güler yüzlü olmak çok önemlidir. Çünkü asık yüzlü durduğumuzda misafir olarak gelen kişi yanlış anlayabilir ve rahat edemez.

Özellikle misafirliğe gittiğimizde ya da ev sahibi olduğumuzda televizyon veya akıllı telefonlarla meşgul olmayıp konuştuğumuz kişinin yüzüne bakarak muhabbet etmemiz gerekir. Misafirlerin ihtiyaçlarını gidermeleri ve rahat hareket etmeleri için hemen ikram getirmemek biraz dinlenmelerine fırsat vermek, lavabonun yerini göstermek ve temiz havlu vermek gerekir.

Misafirliğe giden kimse şu hususlara dikkat etmelidir: Zile üçten fazla basmamalı, kapının tam önünde değil biraz kenarda beklemeli, eve girince ev sahibinin gösterdiği yere oturmalı, gözüne sahip olmalı, lüzumsuz yere odalara bakmamalı, izinsiz kütüphaneden kitap almamalı ve yapılan ikramlar hakkında olumsuz yorumlar yapmayıp teşekkür etmelidir.

Apartman hayatında komşuların rahatsız olma durumunu göz önünde bulundurarak kalabalık ailelerle oturulduğunda, çocuklarımızı aşırı gürültü yapmamaları için nazik bir şekilde uyaralım. Özellikle kirada oturan kardeşlerimizin ev duvarlarına zarar vermemeleri için misafirliğe gitmeden önce çocuklarımıza seviyelerine uygun bir şekilde konuları izah edelim.

İsraf olmamalı

Akrabalarımıza ve dostlarımıza karşı sorumluluklarımız konusunda Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: “Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın. Allah kendini beğenen ve böbürlenip duran kimseyi asla sevmez.” (Nisa, 36)

Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusunu rahatsız etmesin. Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa misafirini ağırlasın, ona ikramda bulunsun. Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin yahut sussun.” (Buhâri, Edeb, 85)

İsrafa ve gösterişe kaçmadan gelen misafire ikramlarda bulunmak gerekir. Bu konuda cimrilik göstermek de doğru değildir. Maalesef zamanımızda bireysellik arttı. Yani birçok kimse kendi halinde bir hayat yaşamak istiyor. Misafirliğe gitmek gelmek gibi bir ameli kendimize yük görür olduk. Hâlbuki ziyaretlerde ve istişarelerde bereket vardır.

Belki de ikram konusunda abartıya kaçmamız bizleri gidip gelmekten alıkoyar oldu. Ev sahibi misafir gelecek diye büyük bir telaşa kapılıyor ve çok zahmete giriyor. Bunun neticesinde de bir daha misafir kabul etmek istemiyor. Böyle yapmaktansa az ama içten evde mevcut olan yiyecek ve içeceklerden ikram etmek daha doğru olur.

Güzel kıyafetle karşılamalı

Temiz ve güzel elbiselerimizle misafiri karşılamak ve odaların temiz ve düzenli olmasına dikkat etmeliyiz. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz gelen elçileri karşılamak için cuma günleri özel olarak giydiği bir cübbesi vardı. (Müslim, Libas 2)

Müslüman bir kimse imkân ölçüsünce güzel imkânlarını kullanmalıdır. İsraf ve savurganlıktan sakınıldığı gibi cimrilikten de uzak durmak gerekir. İktisatlı ve cömert olmak Müslüman’ın şiarıdır. İmkânı olduğu halde bir kimsenin fakir gibi yaşaması da doğru değildir. Ebu’l Ahvas‘ın babasından rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

“Bir gün kılık kıyafetim kötü olduğu halde Resulullah’ın yanına girmiştim. Bana: ‘Senin giyecek güzel bir şeylerin var mıdır?’ dedi. O da: ‘Evet, Allah bana her şeyden vermiştir’ şeklinde cevap vermiştir. Bunun üzerine Rasulullah Efendimiz; ‘Mademki malın var, öyleyse varlığı üzerinde belli olsun’ buyurmuştur.” (Nesâî, Ziynet VIII/196)

İkram edilmeli

Misafirlik ile ilgili şu ayetler dikkat çekicidir: “İbrahim’in değerli konuklarıyla ilgili kıssa sana ulaştı mı? Onun yanına girdiklerinde “selâm” demişler, o da “selâm” demiş; (içinden) “Hiç de tanıdık kimseler değil” diye geçirmişti. Belli etmeden hemen ailesinin yanına gitti ve (kızartılmış) besili bir buzağı getirdi. Onu önlerine koydu ve “Buyurmaz mısınız?” dedi.” (Zariyat, 24-27)

Bu ayetten de misafire karşı dikkat edilecek hususları öğrenmiş oluyoruz. İkramda bulunmak nazik bir dil kullanmak ve hoş sohbet etmek gerekir.

Resulullah Efendimiz bizatihi misafirlerine ikramda bulunurdu. Habeşistan‘dan gelen elçilere kendisi ikramlarda bulunmaya başlayınca Ashab-ı Kiram’ın; “Ya Rasûlallah! Siz oturun biz hizmet ederiz ” demeleri üzerine şöyle buyurmuştur: “Hayır, bunlar benim ashabıma ikramda bulunan kavmin elçileridir, onlara bizzat ben ikram etmek istiyorum” (Buhârî, İlim, 30. 1/32)

Vakitli ayrılmalı

Misafirliğe gidileceğinde öncesinden haber vermek gerekir. Fazla uzun kalmamak ve karşı tarafında işinin olabileceğini düşünmeli veya ev durumunun müsaitliği konusunu düşünerek anlayışla ve usule uygun olarak hareket etmelidir

Yüce Rabbimizin şu ayeti misafirlik konusunda birçok edebi de bize öğretiyor: “Ey iman edenler! Peygamberin evine size yemek için izin verilmediği vakit asla girmeyin, fakat çağrıldığınızda -erkenden gidip yemeğe hazırlanmasını beklemeksizin- girin, yemeğinizi yiyince hemen dağılın, söze dalıp oturmayın; bu davranışınız peygamberi rahatsız ediyor, size söylemeye çekiniyor, oysa Allah hak olanı açıklamaktan çekinmez. Peygamber hanımlarından bir şey istediğinizde, onlar perde arkasında iken isteyin; bu sizin kalplerinizin de onların kalplerinin de temiz kalması için en uygunudur. Resulullah’ı üzmeye hakkınız yoktur, kendisinden sonra ebedî olarak eşleriyle de evlenemezsiniz, sizin bunu yapmanız Allah katında büyük bir günahtır.” (Ahzap, 53)

Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyuruyor: “Bir Müslümanın din kardeşinin yanında onu günaha sokacak kadar kalması helâl değildir.” Ashâb-ı Kirâm: Yâ Resûlallah! İnsan din kardeşini nasıl günaha sokar? diye sorunca; “Misafirini ağırlayacak bir şeyi bulunmayan kimsenin yanında oturup kalmakla” buyurdu. (Müslim, Lukata 15, 16)

Geleneklerimize baktığımızda büyüklerimizin misafir geleceğim diyen kimselere istisnai bir durumları yoksa, daima “Buyurun gelin” dediklerini, kolay kolay geri çevirmediklerini hatırlıyoruz.

Niyet Allah için olmalı

Allah azze ve celle’nin rızası için Müslüman kardeşlerimize yönelik ziyaretleri ihmal etmemeliyiz. Resulullah Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Kim Allah için bir hastayı veya bir Müslüman kardeşini ziyâret ederse, bir münâdî ona şöyle seslenir; ‘Ne güzel ve ne hoş bir amel işledin. Bunu yapmakla senin yürüyüşünün ecri de güzel oldu ve cennette kendine bir yer hazırladın!’” (Tirmizî, Birr, 64)

“Bir adam, başka bir köyde bulunan ve kendisini Allah için sevdiği bir din kardeşini ziyaret etmek için yola çıktı. Allah azze ve celle geçeceği yere onu gözetlemek üzere bir melek gönderdi. Yanına geldiğinde melek ona sordu:

– Nereye gidiyorsun?

– Falan kardeşime gidiyorum.

– Herhangi bir yakınlığın olduğu için mi gidiyorsun?

– Hayır.

– Peki, ondan elde etmeyi düşündüğün bir menfaat için mi gidiyorsun?

– Hayır.

– Öyleyse onun yanına niçin gidiyorsun?

– Ben onu Allah için seviyorum.

– Ben de Allah’ın sana gönderdiği bir elçisiyim. Sırf O’nun rızası için din kardeşini sevdiğinden dolayı Allah da seni seviyor.” (İbn-i Hanbel, II, 292)

Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in, hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın, yedi sınıf insanı, arşının gölgesinde barındıracağını bildirdiği hadis-i şerifinde sıraladığı zümrelerden birisi de; birbirlerini Allah için sevip buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan kimselerdir. (Buhari, Ezan 36, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91)

Bir kudsî hadiste şöyle buyrulur: “Benim rızam için birbirlerini sevenlere, benim rızam için bolca infak edenlere, birbirlerini sevmede samimi davranan sadıklara, akraba ve dost ilişkilerini kesmeyenlere veya birbirlerini ziyaret edenlere sevgim hak olmuştur.” (İbn-i Hanbel, V, 229)

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz
  • Misafirliğe gitmek veya misafir kabul etmek salih amellerden bir ameldir. Bu konuda niyeti iyi tutmak ve Allah’ın rızasını öncelemek gerekir.
  • Misafiri temiz ve güzel elbiselerle karşılamalıyız. Pijama gibi uygunsuz kıyafetlerle karşılamamalıyız.
  • Misafir ağırlarken gereksiz harcamalardan ve israftan uzak olunmalıdır.
  • Gittiğimiz kapıda üç kereden fazla zile basmamalıyız.
  • Ev sahibi misafirine karşı güler yüzlü olmalı, ikramını yapmalı ve hoş sohbet etmelidir.
  • Misafir ev sahibinde hata ve kusur aramamalı, tevazulu olmalı ve fazla kalarak zahmet vermemeye çalışmalıdır.
  • Sohbet esnasında akıllı telefon vb. başka şeylerle uğraşmayıp muhatabımızla konuşmalıyız.
  • Çocuklarımıza misafir geldiğinde veya misafirliğe gidildiğinde nasıl davranmaları gerektiğini öğretmeliyiz.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazılar okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.