2008 yılıydı. Bir gurup arkadaşla Saraybosna/ Mostar‘a gitmiştik.
Mostar‘ın Akdeniz‘e yakın son köyünde, öğlen namazını camide kıldık. Köy, orijinal bir Müslüman/ Osmanlı köyü idi.
Namazın peşinden arkadaşımız Hafız Ali Yılmaz (Prof. Dr Abdulkadir Yılmaz’ın kardeşi) o yanık sesi ve muhteşem kıraatiyle bir aşr- i şerif okudu.
Caminin yerli imamı, sesi minareye verdi; dağlar taşlar inledi. Bu içli Kur’an tilavetini duyan kadın erkek, bütün köy halkı camiye koştu.
Herkes büyük bir duygu yoğunluğu yaşıyordu. Yıllardır bekkedikleri birisine kavuşmuş gibi bir özlem hali içerisindeydiler.
Aşk ve vecd hali içerisinde, kabına sığmayan büyük bir coşku yaşanıyordu.
İçlerinden bazıları hıçkırıklar içerisinde imam Efendiye; “Osmanlı’nın torunları Türkler mi geldi?” diye soruyorlardı.
Onların bu mahsun ve masum hallerini görünce, bizleri de bir hüzün ve sessizlik kablamıştı.
Bir müddet aradan sonra kendimi ancak toparlayabildim. Onlara bir konuşma yaptım, gönlümden geldiğince bir şeyler anlatmaya çalıştım. Hayatımın en duygusal konuşmasıydı bu…
Konuşmamın sonunda onlara: “Bizden ne istiyorsunuz, ne bekliyorsunuz?” diye sordum.
Hepsi tek bir ağızdan: “SİZİ İSTİYORUZ” diye haykırdılar.
İçlerinden bir yaşlı: “Bunlar, (Sırplar) köpeğin ateşten korkması gibi sizden/ Türkler’den korkarlar, arada sırada görünmeniz ödlerini patlatmaya yeter” demişti.
Kardeşlerim! Dünya müslümanları mahzun bir şekilde bizi bekliyor.
Bunu unutmayalım ve bu vatanın ne anlama geldiğini bir kez daha düşünelim.
Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu/ İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu Hocamızın bu duygulu hatırası, bize tarihin ve coğrafyamızın yüklediği büyük sorumluluğumuzu hatırlatıyor. Mazlum dünya Müslümanları ve tüm insanlık bizi bekliyor. Dünya ve ülkemiz siyasetinin entrikaları ile baş etmeyi başarabilirsek, bunu yaparken de kendimiz olmaktan vazgeçmez isek, kimliğimizi, duruşumuzu, karakterimizi kaybetmezsek inşâallah insanlık için yeniden bir umut olarak tarih sahnesindeki yerimizi alacağız. Bosnalı Müslümanın da ifade ettiği gibi biz Osmanlı torunlarının arada bir görünmeleri bile batılı devletlerin uykusunu kaçırmaya yetmektedir. Yeter ki biz kendimize güvenelim. Yeter ki bu asil duyguları faydasız bir hamaset gibi algılamayalım ve heyecanımızı yitirmeyelim. Zafer inananlarındır vesselam…
Hatıra Arşivi ↗
Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.
İyi Haberler ↗
İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.