Osman Düzcan hoca hamiyet sahibiydi…

Osman Hoca, Kitab Sünnet bağlamında gelişen İslâmî geleneğe, herkesce değil çerkesce bağlı, gayretli dirâyetli, merd cömerd ve dürüst bir insandı. Hiç eğri tarafı yoktu, soyadı gibi düzcan bir kişiliğe sahibti. “Kim bir topluluğa benzemeye özenirse o onlardandır” uyarısına o kadar bağlıydı ki bu duyarlılık içinde telefon ederken bile herkes ya da çoğunluk gibi “Alo” demez “Alûûûû” derdi. Onun bu dört elif miktarı “Alûûûû”ları, hitabdaki özgünlüğün farkına varanların çok hoşuna giderdi.

Üsküdar’da özgün bir huzur adacığı özelliği taşıyan Hacı Selim Ağa Kütübhanesi’ni çok canlı bir ilim irfan, sohbet muhabbet akademisi haline getiren, Üsküdar’ın sohbet geleneğini canlandıran Osman Hoca için ne söylense azdır.

Arkadaşım, kardaşım, gönüldaşım ve sırdaşım olan Osman Hoca, hayatına da mematına da imrendiğim özgün ve yahşi bir insandı. Hâlinin şehidi olan bu güzel insan, güzel yaşadı, güzel gitti.

“Yâr elinden gel olmazsa varılmaz!”

Yâr ilinden gel olanda durulmaz!

Segâh ezanlar ile âvaz âvaz,

Gel denince, lebbeyk etti gitti!

Herkesin derdine devâ olma, devâ bulma gayretinde bir hamiyet ve samimiyet adamıydı Osman Hoca!

Her fırsatta herkesi gönendirme, iyiye güzele doğruya, hakka hukuka hasenât ve sâlihata özendirme; kötüden çirkinden eğri büğrü berbatlıklardan caydırma çabası içinde eliyle diliyle ve kalbiyle, ne gerekirse yapar çatardı!

Hiç kimseden hayra yarayacak hiçbir şeyi esirgemezdi! Çoook çok fedâkârdı! Çok vefâlıydı, hiç kimseye cefâsı yoktu!

Osman Hocayı iki kelimeyle özetle dense; kekik ve mekik derim ben! Kekik, meşhuuuur kekik çayı! Mekik de, resmî ve ğayrı resmî işleri takib konusundaki titizlik ve ihmâlsizliğidir! Özel ve genel işler ve işlemler bağlamında sürekli mekik dokuyan Osman Hoca, tam bir kekik uzmanıydı! Kütübhâneye gelip gidenleri kekik çayı içirmeden salmazdı!

Düzcan Hoca’nın kekikçiliği destansı bir sevdâydı! Gittiği her ortamda, kırda bayırda, şurada burada kekiğin kokusunu alır ve taze taze toplar ve herkese ikram ederdi. Ya bardak bardak ya paket paket!

Sıradan ve basit bir şey gibi gözüken bu durum, öyle özel öyle güzel öyle gizemli bir sevdâ ki, Süleymaniye’den Sultanahmed’e doğru yürürken, İslâmbol semâlarında segâh akşam ezanları çağrıları dalganırken, Nuruosmâniye Câmiinin merdivenlerinde beşinci kalp sektesi içinde Hakka yürüyen Osman Hoca’nın, kendisini bekleyen temiz toprağı neredeymiş biliyor musunuz! Tuzla’da Akfırat köyünde kekik tarlasını andıran mis gibi kekik kokan kınalı kırmızı toprak! Derin, temiz, âsûde bir kabir açmışlar, haremleri ve keremleri artsın eksilmesin, muharrem ve mükerrem kardeşleri ona! O gün o an, Cuma’dan evvel!

Önceden tasarlanmış bir şey değildi bu! Osman Hoca Perşembe akşamı Hakka yürümüştü. Gece yarısı geldi bize bu vuslat haberi! İnnâ lillâh ve innâ ileyhi râciûn râyihası içinde evine gittik! Toygar Hamza mahallesindeki evinde gece yarısına rağmen hüzünlü bir kalabalık vardı! Tâze tâziye faslından sonra, keremli kardeşi Kerim, bana şunu sordu:

– Mustafa âbi! Osman âbimle siz, hemen hemen her gün berâberdiniz. Emr-i Hakk vâki olunca, nerede hangi hazirede yer almak istediğine dâir bir şey söyledi miydi size hiç?

– Hayır, dedim Kerim! Öyle bir yârenlik olmadı aramızda! Zuhûrat! Toprağı neredeyse oraya gider Hoca!

Ve öyle oldu, Akfırat zuhûr etti. Tuzla Akfırat mezarlığında 99 numaralı makberde, esmâyı hüsnâ dersleri veriyor biiznillah…

Hafızı kütüb / Osman Düzcan / Ruhuna el fâtiha! / 1955-2016

Es Selâm, yâ Selâm!

Mustafa Özdamar/ İrfanDunyamiz.com

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.