Gecenin sükûna erdiği vakitte insanın uykudan kalkıp Allah rızası için ibadet etmesi, Kur’an tilaveti yapması, tesbihatta bulunması ve dua ederek Rabbiyle iletişim kurması ve bunu hayatının her gününe yayarak içselleştirmesi kişinin yetişmesine, ruhen olgunlaşmasına, sabır ahlakı kazanmasına, küfre karşı direncinin artmasına ve gönül dünyasının aydınlanıp basiretinin açılmasına yardımcı olur.
Bu nedenle gece namazları peygamberlerin ve Hazreti Muhammed’in sünnetidir. İman ve ibadette kemali bulan marifet ehli büyüklerin yoludur. İnsanın gönül dünyasını katılıktan ve gözyaşlarını kurumaktan korur. Bu nedenle davetçi Müslümanların ve ülkesiyle ilgili hesabı olan nitelikli zevatın bu namaza sarılmaları gerekir.
İnsanlığın gidişatından ve Allah Teâlâ’ya isyanından “kemikleri kırılırcasına”1 rahatsız olan Peygamber Efendimiz, “gelmiş geçmiş zelleleri af olmasına”2 rağmen ayakları şişene kadar geceleri namaz kılmıştır. Kendisine bu çabası hatırlatıldığında; “Şükreden bir kul olmayayım mı?” cevabını vermiştir. 3
Peygamber Efendimiz’in hayatını en iyi bilen Hazreti Aişe annemiz, hasta olsa bile Resulullah’ın gece namazını terk etmediğini söylemiştir. 4 Ayakta duramayacak durumda iken oturarak da olsa gece namazını kıldığı nakledilmiştir. 5
Gece namazı şifadır
“Gece namazını mü’minin şerefi” olarak gören Peygamberimiz;6 ümmetine şu önemli tavsiyeyi yapmıştır: “Sizlere gece namazına devam etmenizi tavsiye ederim. Çünkü bu namaz sizden önceki salihlerin tuttuğu güzel yoldur. Sizi rabbinize yakınlaştırır ve günahlarınıza kefaret olur. 7 Ayrıca vücuttaki hastalıklara da şifadır.” 8
Gece namazına devam eden takva sahibi Müslümanlara Peygamberimiz şu müjdeyi vermiştir: “Cennette, içinden dışı, dışından içi gözüken harika köşkler vardır. Allah Teâlâ bu köşkleri fakirleri doyuran, konuştuğunda kibar konuşan, oruca devam eden ve insanlar uykuda iken kalkıp namaz kılan Müslümanlar için hazırlamıştır” 9
Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem bu nimetten sadece kişinin bireysel olarak yararlanması yerine ailecek istifade etmesini önermiş ve aile reislerine şu öğüdü vermiştir: “İnsan geceden kalkar eşini de uyandırır ve beraberce iki rekât namaz kılarlarsa Allah’ı çok zikreden erkekler ve hanımlar grubundan olarak kaydedilirler.” 10
Allah katında farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır. 11 Böyle bir namazdan yukarıda beyan edildiği üzere ailecek istifade edilip Allah Teâlâ’nın rızası aranmalıdır. Hatta karı koca birbirlerini bu namaza teşvik etmelidirler. 12
Uykuda bile sevap alır
Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem; “Ümmetimin en değerlileri Kur’an’ı hıfzedenler ve gecelerini ibadetle ihya edenlerdir” 13 buyurarak gece namazının önemine vurgu yapmıştır.
Geceyi namaz ve ibadetle ihya etmek isteyen kişiye eğer uyku galip gelirse Peygamberimiz şu teselli içeren müjdeyi vermiştir: “Âdeti olduğu şekilde gecelerini ihya etmek isteyen kimse, uykusuzluğa dayanamaz ve uyuyacak olursa Allah ona namaz kılmış gibi sevap yazar, uykusu da onun için sadaka olur.” [14]
Bazı Müslümanların geceleri okudukları Kur’an bölümleri vardır. Uyku veya başka bir mazeretle okuyamayacak olurlarsa terk etmek yerine başka bir vakitte okumaları gerekir. Resulullah da zaman zaman tekerrür eden bu durumlar için bir başka vakti çözüm olarak önermiştir. Terk etmeyi onamamıştır.
Bu meyanda şöyle buyurmuştur: “Kim ki geceden okuması gereken hizbini okumadan uyuyacak olursa, sabah namazı ile öğle namazı arasında okusun. (Ara sıra zuhur eden böyle vakalarda) insan geceden okumuş gibi sevap alır.” 15
Kaylule
Müslümanların “kaylule” yapmaları bile gece namazına kalkabilmek için gündüz uykusundan yardım almalarıdır. 16 Salt uyku için tembelce bir yatış değildir.
Şunu unutmayalım ki evlerimizin bile üzerimizde hakları vardır ancak içerisini bazı nafile namazlarla değerlendirecek olursak haklarını ödemiş oluruz. Bu nedenle Peygamber Efendimiz; “Bazı namazlarınızı (nafileleri) evlerinizde kılınız ve oraları kabirlere çevirmeyiniz” 17 buyurmuştur.
Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com
DİPNOTLAR
1 Bak: İnşirah 94/3
2 Fetih 48/2
3 Beyhaki, Nikah, 2, Had. no: 13273, c. VII, s. 62.
4 Ahmed, Müsned, c. VI, s. 126.
5 Buhari, Edeb’ü-l Müfred, s. 219.
6 Suyuti, Celaleddin, Cami’u-s Sağir, c. I, s. 300.
7 Tirmizi, 102, Deavat, had. no: 2549, c. V, s. 552.
8 el-Hanbeli, İbni Recep, Cami’u-l Ülum, c.II, s. 141.
9 Heysemi, Zevaid, c. II, s. 254.
10 Hakim, Müstederek, Tefsir, c. II, s. 452.
11 Ahmed, Müsned, (tah: Muhammed Şakir, had. no:8340), c. XVI, s. 154.
12 Ebu davud, 2, Salat, 348, had.no:1450, c. II, s. 147.
13 Acluni, Keşf’ü-l Hafa, c. I, s. 129.
14 Suyuti, Cami’u-s Sağir, c. II, s. 489.
15 Abdürrezzak, Musannef, c. III, s. 50.
16 Abdürrezzak, Musannef, c. IV, s. 229.
17 Abdürrezzak, Musannef, c. I, s. 393.
İslam İlmihalimiz ↗
Dini sorularınıza güvenilir kaynaklardan cevaplar bulmak için tıklayın.
Kaynak Metinler ↗
İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.