Toshihiko Izutsu ve bazı İslamcılar

İlahiyatta talebeyken Izutsu’nun ismini çokça duyardım. Hatta onu tanımayanı döverlerdi. Bir kitabını okumuş fakat felsefî olduğu için pek anlayamamıştım. Izutsu Türkiye’de ilahiyat ve fikir camiasında etkili ve meşhur birisi olduğu için ondan biraz bahsetmek isterim. İslam Ansiklopedisi’ndeki “Izutsu” maddesini, bürokrat kimliğinin yanı sıra bir düşünce adamı da olan İbrahim Kalın Bey’in yazması benim açımdan dikkat çekicidir.

Toshihiko Izutsu 1914’te Tokyo’da dünyaya gelmiş. Babası bir Zen Budist rahibiymiş. Babasının ağır disiplini yüzünden Budizm’den soğuyup İslam’a merak salmış. 1930’lu yıllarda üniversite öğrencisi iken Japonya’daki Tatar Müslümanların eğitimi ile ilgilenen Abdurreşid İbrahim ile tanışmış ve ondan ilk Arapça derslerini almış. Japonya’ya misafir olarak gelen Musa Carullah’tan aldığı derslerle de Arapçasını ilerletmiş. Arapçanın yanı sıra yirmi kadar lisan daha öğrenmiş. Bu onun özel bir beyin olduğunu gösteriyor. Daha sonra akademik hayatın içine girerek çeşitli ülkelerde uzun yıllar İslam üzerine araştırmalar yapmış. Peki, Müslüman olmuş mu?

Müslüman oldu mu?

2005 Yılında yayımlanan İslamî Araştırmalar Dergisi’nin 18. sayısında Prof. Dr. Mehmet Bayraktar Hoca, Izutsu’nun Müslüman olabileceğini söylemektedir. Fakat bu konuda kesin ve tatmin edici bir bilgi bulunmamaktadır. Bu yazıda aynı zamanda Mehmet Bayraktar Hoca Izutsu’nun semantik yöntemine ciddi eleştirilerde bulunmuş ve bu yöntemin Kur’an’ı anlamada bir sapmaya sebep olabileceğini söylemiştir. Anladığım kadarı ile Izutsu felsefi ve tasavvufi anlamda İbn Arabi’den etkilenmiş, İslamcı karakterli hocalardan ders almış ancak Müslüman olup olmadığı bilinmeyen, dolayısıyla da hocalarından ayrı düşünen fakat sinsi müsteşriklerden sayılamayacak bir ilim adamıdır.

Ahmet Yüksel Özemre, Toshihiko Izutsu’nun “İbn Arabi’nin Fusus’undaki Anahtar Kavramlar” adlı kitabını tercüme etmiştir. Talebesi Necmettin Şahinler’in naklettiğine göre, Özemre, Izutsu’yu varlık âleminin esrarını gönlünde taşıyan birisi olarak görmektedir. Böyle düşünmesinin sebebi Izutsu’nun İbni Arabi’nin düşünceleriyle ilgili açıklamaları olsa gerektir.

Izıtsu’nun ders aldığı Abdurreşid İbrahim Japonya’daki Müslümanlar için önemli bir isimdir. 1937’de Tokyo Camii’nin açılmasına öncülük etmiş ve Japonya’da İslam’ın yayılmasına katkı sağlamıştır. Bugün bilhassa Türkiye’den giden heyetler, devlet adamları 1944 yılında 87 yaşında Tokyo’da vefat eden Abdurreşid İbrahim’in kabrini ziyaret eder ve onu hayırla yâdederler. Kendisinin Mehmed Akif Ersoy ile de dostluğu olduğu biliniyor. Mehmed Akif Ersoy’un; “Kimdi kürsüdeki bir bilmediğim pîr amma” diye başlayan Süleymaniye Kürsüsünde adlı şiirinde bahsettiği kişi odur. Abdurreşid İbrahim’in Türkiye’de görüştüğü zatlardan birisi de Üstad Bediüzzaman Said Nursi’dir.

Üstad Ali Ulvi Kurucu merhum hatıratında Abdurreşid İbrahim’den şöyle bahsediyor: “Bu zat meşrutiyet devrinde tanınmış, bütün Müslüman ülkeleri gezmiş, dine hizmet için ömrünü vakfetmiş, âlim ve mücahid bir kimse idi.” (c.1. s. 363) Ali Ulvi Kurucu, Abderreşid İbrahim vefat ettiğinde hocası Yozgatlı İhsan Efendi ile birlikte merhumun Kahire’de bulunan kızını taziyeye gittiklerini anlatıyor.

Yozgatlı İhsan Efendi Mısır’da yaşamış önemli bir âlimdir. Cumhurbaşkanı adayı olan Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası olup, Mehmed Akif Ersoy’un yakın dostudur ve aynı zamanda düşünce itibariyle de onunla benzer bir karaktere sahiptir.

Ali Ulvi Kurucu, İhsan Efendi Hoca’nın taziyede merhumun kızına şöyle dediğini naklediyor: “Hanım kardeşim ne talihli bir baban varmış ki, Allah’ın dini için Sibiryalardan çıkıp Japonya’ya İslam’ın nurunu taşıdı, orada tebliğ halinde iken, cihad içinde Rabbine kavuştu. Mehmed Akif’in eserine girdi, orada ehl-i imanın kıyamete kadar âmin diyecekleri temenniler ve dualarını bıraktı.” (c.1, s. 265)

İlginç bağlantılar

Izutsu’nun Japonya’da ders aldığı bir diğer hocası Musa Carullah ise Kazan Türklerindendir. 1875’te doğan Musa Carullah yenilikçi fikirleri ile tanınan, geleneğe ciddi eleştirilerde bulunan, bu yönüyle de bazı âlimler tarafından eleştirilen dikkat çekici bir isimdir. Hayreddin Karaman Hoca’nın İslam Öncüleri kitabının ikinci cildinde yer alan isimlerden birisidir. Onun bazı kitapları eski Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Hoca tarafından çevrilmiştir. Benim açımdan ilginç bir bilgi de Musa Carullah’ın Muhammed Abduh ile tanışması ve ondan ders almasıdır.

İslam coğrafyasındaki fikir ve kanaatleri anlamak istiyorsak, mezhepleri, meşrepleri, dini grupları ve düşünce ekollerini az çok tanımalı ve aralarındaki fikir akrabalıklarını keşfetmeye çalışmalıyız. Kimileri toptan benimseme veya toptan reddetme gibi tutumlara girebilirler. Soğukkanlılık ve sabır ile Allah’ın kullarını dinlemeli, okumalı, sonunda da sözün en güzeline uymalıyız.

Onlar hakkında bu kısa bilgileri derlerken, İslam dünyasındaki farklı anlayışları öğrenmeye ve tanımaya çalışıyorum. Onlarla ilgili uzun boylu bir araştırma yapmak ya da onların fikirlerini değerlendirmek değil maksadım. Sadece fikir coğrafyasındaki köşe başlarının bir kısmına atıf yaparak, bu coğrafyada bir gezintiye çıkmak istiyorum. Böyle yaparak aslında çocukluğumdan beri kafamı kurcalayan farklı meşrepleri ve farklı dünyaları kendimce keşfetmiş oluyorum.

Bu gayreti sarf etmeyenlerin acımasız ve katı bir şekilde yüz yıl veya daha önceki isimleri ve onların düşüncelerini eleştirdiğini görüyorum. Bugün Osmanlı’nın son dönemindeki Müslümanlara yapılan eleştirileri bilmeden o dönemde yaşamış İslamcıları ve onların ümmetçi reflekslerini anlayabilir miyiz? Onların İslam’ın terakkiye engel olmadığını ispatlamak için söyledikleri sözleri bağlamından kopararak değerlendirebilir miyiz? İşte bundan dolayıdır ki Mehmet Akif’i ve diğer İslamcıları tanımak için biraz da Abdurreşid İbrahim’i tanımalıyız. Yenilikçilik fikrini anlamak için ise Musa Carullah gibi isimlerden haberdar olmalıyız.

Bugün İslam dünyası birçok farklı düşünceyi bünyesinde taşıyor. İslamcılar, selefiler, yenilikçiler, gelenekçiler, kelam ve felsefi görüşü benimseyenler, tasavvufi ekolden gidenler, kültürel vurgusu ağır basanlar, siyasi yaklaşımları olanlar, taklidî imana sahip olanlar, sorgulayanlar, Ehl-i Sünnet hassasiyeti olanlar, geniş meşrepliler, mealciler ve Kur’an Müslümanı dediğimiz birçok farklı kesim var. Bütün bunların hepsini aynı anda benimsememiz ya da tümden reddetmemiz mümkün değil. Ancak mümkün olduğu kadar hüsnü niyet ile onları tanıyabiliriz. Bunun dışında tabi ki herkes kendi doğrularını savunacaktır.

Bu yazıda Toshihiko Izutsu ile bir şekilde görüşmüş bazı İslamcı yazarlara genel olarak değinmeye çalıştım. Amacımın Müslüman şahsiyetler ve onların fikir dünyalarında bir gezinti yapmak olduğunu bir kez daha vurgulayayım. Tanımak adına küçük bir adımdan ibarettir. Tanımadan fikir sahibi olamayız.

Aydın Başar/ Fikirname Dergisi

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Makama gelince beni tanımadı…

Ankara’da öğrencilik yıllarımda kaldığım bir vakıf evinde, bir yıl, İlahiyat ve Siyasal Bilgiler fakültesi öğrencilerinden …

Bir yorum

  1. Ibrahim+Emiroğlu

    Aydın Bey Kardeşimin kalemine sağlık.
    Rabbim, tavsiye ettiği itidalli yoldan ayırmasın ve Mğslümanlar olarak birbirimizin lıymetini bilenlerden eylesin. .

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.