Yerini bulan ayakkabı…

Bilenler bilir zaman zaman okullara çeşitli şirketler veya kurumlar öğrenciler için yardım malzemeleri gönderirler. Okulumuza da LC Waikiki firması bir miktar kışlık ayakkabı göndermişti. Hepsi aynı renk aynı model gayet güzel ayakkabılardı.

O dönemde yardımlardan sorumlu müdür yardımcısı ben olduğum için gelen ayakkabıları yerlerine ulaştırmakla görevliydim. Elimizde yetim, öksüz veya fakir öğrencilerin listeleri vardı. Onları teker teker odaya çağırıyor, ayakkabıları denettiriyor, daha sonra da arkadaşlarının görmemesi için okul çıkışında odaya gelip emanetleri almalarını söylüyordum.

Kimi öğrenciler ayakkabıları çekinmeden denerken, kimileri de mahcup oluyor ve yardım almak istemediklerini söylüyorlardı. Onlara bu yardımları kimsenin görmeyeceğini, ikimizin arasında kalacağını söyleyince ikna oluyor ve yardımı kabul ediyorlardı.

Bu arada bu tür yardımlar yapılırken; “Bana ayakkabı numaranı söyle, al sana 32 numara ayakkabı” tarzında yapılmamalıdır. Çünkü ayakkabıların kalıpları farklıdır, verdiğiniz yardım öğrencinin ayağına olmayacaksa, bir işe yaramayacaksa yardım amacına ulaşmış olmaz. Biz teker teker denediğimiz için işimiz biraz daha uzun sürüyordu.

Gelen 60 çift ayakkabının içinde bir tanesinin numarası diğerlerine göre çok büyüktü. Denediğimiz öğrenciler içerisinde bu kadar büyük ayakkabı giyen yoktu. Hatta; “Bunu niye göndermişler ki?” diye de aklıma gelmedi değil.

Bütün ayakkabıları dağıttıktan sonra elimizde bir tek o büyük ayakkabı kaldı. Onu da odamdaki dolaplardan birisine koydum. Fakat ayakkabıyı bekletir de ihtiyaç sahibi birisine ulaştıramazsam diye de vicdanen endişeleniyordum.

Aradan iki üç gün geçmedi, 6. sınıfa giden iri yapılı, şişman bir kızımız ağlar bir vaziyette odama geldi. “Öğretmenim ayağım ağrıyor” dedi. Hep neşeli halleri ile gördüğüm bu kızımızın canı acıdığı belliydi. Ayağını bir yere çarpıp çarpmadığını sordum. Çarpmadığını öğrenince bu sefer ayakkabının sıkıp sıkmadığını sordum.

Çocuklarla ilgilenenler bilir, çocuklarla konuşurken biraz latifeli ve rahatlatıcı konuşmanın faydaları vardır. Bir taraftan onunla sohbet edip onu rahatlatmaya çalışırken diğer taraftan da ailesi ile ilgili bazı bilgiler almaya çalışıyordum. Öğrencilerin maddi durumunu öğrenmek için bunu genellikle hep yaparız.

Bu biraz da eski öğretmenlerin kafasıdır. Eskiden öğretmenlerimiz bize de çeşitli vesilelerle; “Annen baban ne iş yapıyor?” ya da “Eviniz kaçıncı katta?” gibi sorular sorarlardı. Kimin maddi durumu iyi kimin değil bunu öğrenmek isterlerdi. Muhtemelen onlar da gelen yardımları yönlendirmek için bunları soruyorlardı.

Efendim kızımızın annesi merdiven temizleyerek gelir sağlıyormuş, bodrum katta oturuyorlarmış. Bu sabah komşu teyzesi ona bir ayakkabı hediye etmiş ve ayakkabı da ayağını sıktığı için ayağı ondan ağrıyormuş. Fakat çocuğun ayağındaki ayakkabı bir çocuk ayakkabısı değil topuklu bir kadın çizmesiydi. Muhtemelen çocuk iri yapılı olduğu için bu ayakkabının uyacağı düşünülmüş fakat küçük gelmişti.

Dolaptaki sakladığım büyük ayakkabıyı düşünerek kızımıza ayakkabısını çıkarmasını söyledim. Çocuk ne kadar uğraştıysa da sıkışan ayakkabıyı ayağından bir türlü çıkaramadı. Neticede ben yardım ettim daha doğrusu biraz asıldım ve ayakkabıyı zorla da olsa çıkardık.

Sıra geldi yeni ayakkabıyı denemeye… Ayakkabıyı giyer giymez ayağına tam oldu. Ağlayan kızımızın yüzünde birden bire gülücükler açtı, yanağındaki gamzeler ortaya çıktı, birden neşesi yerine geldi. Teneffüste de çok mutlu olduğu her halinden belliydi.

İşte bu yardımları yapan insanlar ve buna vesile olanlar öğrencimize bu güzelliği yaşatmış oldular. Böyle bir mutluk dünyalara bedeldir. Siz yeter ki güzel niyetlerle yardım yapın, o yerini mutlaka bulur. Büyük ayakkabının yerini bulduğu gibi…

Yeri gelmişken bir hatırlatma yapmak isterim. Bir fakire yeni bir şeyler verdiğinizde o sevinir, gözden düşen eski şeyler verildiğinde ise belki mecburen onu kabul eder ama sevinmez. Onun için Yüce Rabbimiz bir ayetinde şöyle buyuruyor:

Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve yerden sizin için çıkardıklarımızdan Allah yolunda harcayın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olmayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkışmayın ve bilin ki Allah, her bakımdan zengindir, övülmeye lâyıktır.” (Bakara, 260)

Aydın Başar/ İrfanDunyamiz.com

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.