İsra kardeşimiz bizi sevindirdi…

2023’ün bu son günlerine girerken, Fransa’daki kısa süreli din görevliliği hizmetimiz de bitmek üzere. Allah nasip ederse 17 Aralıkta cennet vatana dönüş yapacağız. Son bir kaç aydır bütün Müslümanlar gibi bizler de Filistin’den gelen acı haberlerle sarsıldık. Filistin’deki kan hiç durmadı. Şimdiye kadar on bininin üzerinde genci, çocuğu, kadını, ihtiyarı katletmeleri yetmiyormuş gibi, hamile kadınların bulunduğu hastaneleri bombalayacak kadar alçaldı bu zalimler.

Kardeşlerimiz bu durumdayken yaşamanın utancını yaşıyor olduk her daim. Bir Müslüman olarak bütün bu yaşananlara kayıtsız kalmamız düşünülemez. Burada derin istihbarata rağmen, elimizden geldiği kadar bu davayı cemaatimize anlattık, sessiz kalmadık. Damadım Filistinli olduğu için, o bölgeyi bizzat gezip görmüş, Osmanlıların torunlarına olan sevgilerine şahit olmuştum. Bu mübarek beldenin zalimlerin elinden kurtulması için Yüce Rabbimizden bize hayırlı çıkış yolları göstermesini ve mücahidleri muzaffer eylemesini niyaz ediyorum.

Sevinçli bir haber

İşte böyle acılı ve düşünceli geçen Fransa günlerimizde, bize buradaki gurbetçi kardeşlerimizin samimi yaklaşımları moral oldu. Onlarla yaptığımız, sohbetler, onların çocukları ile yaptığımız dersler olmasa belki hiç moralimiz kalmayacaktı. Allah Teala hepsinden razı olsun. Ayrı ayrı hepsine teşekkür ediyorum.

Acı haberlerle dolu bu günlerde yaşadığım bir mutluluğumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bundan dört beş ay kadar önce zaman zaman camimize gelen Murat isimli bir kardeşimiz beni arayıp Fransız bir kızımızla evleneceğini, kızımızın Müslüman olma niyetinde olduğunu, camiye gelmek istediklerini söyledi. “Buyurun gelin” dedim.

Camiye tatlı bir heyecan içerisinde geldiler. Bu kızımız kelime-i şehadet getirip Müslüman oldu. Kendisine camimizde ihtida belgesi verdik. Fransızca Kur’an-ı Kerim tercümesi ve bazı Fransızca İslami eserler hediye ettik. Tam kapıdan çıkmak üzereyken dikkatimi çeken bir konuşmaya şahit oldum.

Bu hanımefendi kardeşimiz Murat kardeşimize dönerek; “Sen nereye geliyorsun? Dön namazını kıl, ben seni arabada beklerim” dedi. Daha ilk dakikadan eşine namazını kılması için çıkışıyordu. Böyle bir hassasiyete sahip olması çok hoşuma gitti, hakikaten bu tavrı beni çok etkiledi. Ben de o esnada; “Sizi tebrik ederim İsra kardeşim, sen de ilk namazını hanımlara ayrılan bölümde bizimle birlikte kılabilirsin” dediğimde çok memnun olmuş ve ilk namazını cemaatle kılmıştı.

Sonra her hafta sonu çeşitli hediyelerle camimize geldiler. Kocası ile beraber namazı eda edip öylece evlerine dönüyorlardı. İsra kardeşimiz hayat hikayesini, İslam ile tanışmasını kendi dilinden, kendi kaleminden yazmış ve eşi Murat da bunu Fransızcadan Türkçeye çevirmiş. Whatsapp’tan bana da attılar. Onlara; “Bunu bir yazımda paylaşabilir miyim?” dedim; “Tabi ki memnun oluruz” dediler.

İşte o mektup

Selamünaleyküm. Benim adım Maëlle’di artık İsra. Çünkü 2023 yılında Müslüman oldum. Sonunda gerçeğe giden yolu buldum elhamdülillah. Sana anlatıyorum. Ben annelik yapmayan bir anneyle büyüdüm. Babam ve büyükannem tarafından büyütüldüm. Polonyalı Katolik bir aileden geliyorum. Büyükannem dışında ailede pek dini pratik yapan birisi yok.

Aile yapımız nedeniyle çok erken yaşta yetişkinliğe alışmak zorunda kaldım. Çocuklukta olmaması gereken sorumluluklarım vardı. Bu yüzden çok çabuk olgunlaştım ve büyüdüm. Din hiçbir zaman soframızda ya da aile ortamında gerçek bir konumuz olmamıştı. Doğrusunu söylemek gerekirse dinin ne anlama geldiğini, rolünü, önemini uzun süre bilemedim. Çocukluğumda cenazeler ve birkaç Noel ayini dışında nadiren kiliseye giderdim…

Büyük büyükannem aniden öldüğünde 13 yaşındaydım. Büsbütün yönümü kaybettim, kendimi son derece yalnız, üzgün ve yanlış anlaşılmış hissettim. Sadece varlığını bildiğim ama tanımadığım Tanrı’nın neden en çok sevdiğimiz insanları terk ettiğini ve bizi bu dünyada kötü insanların eline bıraktığını merak ettim. İşte o zaman araştırmaya başladım.

Yanlış bilgi verilir korkusuyla bu konuda hiç konuşmadım ve kimseden tavsiye istemedim. Kendi deneyimlerimi yaşamayı tercih ederim. Çok küçük yaşlardan beri içimdeki bazı hislerin beni yönlendirdiğini hissederim ve her zaman kendimi dinlemeyi severim. Kendimi bulmamı sağlayan şey bu oldu.

Afrika ülkesi Benin‘de yaşamak için 20 yaşında Fransa’dan ayrıldım. Birkaç yıl Fransız diplomasisi için çalıştım ve bu yıllar boyunca kişisel ve profesyonel anlamda bir kadın olarak hayatımı kurdum. Her dinden insanlarla tanıştım. Özellikle Evanjelik bir Katolik piskopos. Bana müjdeden, Hazreti İsa’dan, Tanrı’dan bahsetti.

Aylar geçti, kendimi bu kilisede dua ederken, sorgularken gördüm, içimde bir parça anlayışsızlık kaldı. Kilisede para konusu hiçbir zaman uzakta değildi ve bana zorunlu bağış hissi vermesi çok tatsızdı. Özellikle benim için bu uygulama dinle uyumlu değildi.

2015 yılında beni büyüten büyükannem Hélène ağır hastaydı, ölüm zamanı yaklaşıyordu. Hemen uçağa biniyorum ve hastanenin yakınına varıyorum. Uçuşumun gecesi geldiğimi bilmeden hemşireyle konuşuyor ve endişeleniyor. Cumartesi günü Fransa’ya varıyorum. Hastaneye gidiyorum, büyükannem hastane yatağında, hâlâ nefes alıyor ama cumartesi sabahından beri konuşmuyor.

Ve 19 Ocak Pazartesi sonuna kadar orada kaldım. Bu tarih benim doğum günüm ve büyükannem uyandı, gözlerini açtı, bize baktı, derin bir nefes aldı ve uykuya daldı. Yani Tanrı’yı kavuşmak için ayrıldı. O an benim için duygulara ayıracak zaman yoktu. Sevdiklerimi idare etmem ve onlara yardımcı olmam gerekiyordu. Ve sonuçta bu benim rolüm, çünkü her zaman bunu çok erken anladım ve kabul ettim. Sonuçta doğal olarak yapım böyle.

Cenaze bitti, gelişimin üzerinden bir hafta geçti, kafam sorularla dolu olarak Benin’e dönüyorum. 2017 yılında bir rüya gördüm. 2023 yılında bugün hala net hatırlıyorum. Bu rüyada yalnızım, çöle doğru yürüyorum, kendimi çöle doğru devam eden katranlı bir köprünün ucunda görüyorum. Gökyüzü mavi, ufukta bulut yok.

Uzakta bir çarşı görüyorum ama çok küçük. Metal levhalar ve siyah branda çatıyla yapılmış ama yine de ışığın içeri girmesine izin veriyor. Bu çarşıya doğru gidiyorum, çarşıya giriyorum, dolaşıyorum, insanlarla karşılaşıyorum ama onları tanımıyorum. Açık olmasına rağmen yüzlerini göremiyorum. Onları tanımlamıyorum. Kendimi iyi hissediyorum ve tehdit altında değilim. Çarşıdan çıkıyorum ve güneş ışığını ve parlak mavi gökyüzünü buluyorum. Bundan sonrasını hatırlamıyorum.

Bugün fark ettiğim şey, bu rüyayı hiç unutmadığım ve 2017’den bu yana günlük olayların bana bunu sık sık hatırlattığı… Benim için büyük anlam taşıyordu. Çünkü Allah’a giden yolu o gece buldum. Bugün, hem kişisel, hem de profesyonel yaşam yolculuğum sayesinde, çok erken yaşta, büyük bir anlayış duygusuyla birlikte büyük bir açık fikirliliğe sahip olabildiğim için şükrediyorum.

Bütün bunların ve daha birçok şeyin toplamının Allah’a şükür olduğunu her gün daha iyi anladım. Allah izin verir, veya vermez. Onun meleklerine inanıyorum çünkü… Aslında onlar olmasaydı şüphesiz bugün bu dünyada olmazdım. Onun kitaplarına inanıyorum. Kuran-ı Kerim’i okudum ve gerçek Kur’an’ın söylediğidir. Çünkü onda hiçbir şey değiştirilemez, ona hiçbir şey eklenmez veya ondan hiçbir şey silinemez.

Ben kadere inanıyorum. Allah bana kocam, ruh eşim olan Murat’ı bulma yolunda rehberlik etti. Kocam farkında olmadan bana izin verdi. Kocam aynı zamanda arkadaşımdır, o her şeyimdir. Allah birleşmemize izin verdi. Bugün onların yanında ben de mutlu ve başarılı bir kadınım. Hep birlikte birbirimize destek olarak, bu yeryüzünde, Allah’ın rehberliğinde, her an dualarımızla yolumuza devam ediyoruz.

Kadın olmak, eş olmak, anne olmak, Müslüman olmak Allah’ın izin verdiği bir başarıdır. Ben Allah’a şükür mutlu bir kadınım ve bu mutluluğu herkesin yaşamasını arzu ediyor ve diliyorum. Her gün kıldığım beş vakit namazın her birinde Allah’a şükrediyorum.

Anlamışsınızdır, rüyamla bağlantılı olarak bu ismin anlamından dolayı kendime İsra adını verdim. İsra, (sara’a) fiilinden gelen “gece yolculuğu” anlamına gelir ve Müslümanlar için Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in Mekke’den Kudüs’e yaptığı gece yolculuğu anlamına gelir.

Allah’ın beni her zaman olmasa da çok uzun bir süre koruduğunu, bana yol gösterdiğini şimdi anladım ve anlıyorum. İşler zamanı gelince olur, biz onları gerektiği gibi anlayıp özümseyebildiğimizde anlaşılırlar. Sabır bir erdemdir. Bilgelik şüphesiz en büyüğüdür.

Beni samimi ve doğru insanlarla buluşturan Allah’a hamdolsun. Benim İslam’la yeniden dirilmeme izin verdiği için Allah’a hamd ediyorum. Osman Gülşen Hoca’nın dirilişime ve evliliğimizin gerçekleşmesine vesile olmasından dolayı çok mutluyum. Osman Hoca’nın burada yolumuzda bulunmasından, nezaketinden, yardımseverliğinden, fedakarlığından dolayı onu tanıdığımız için Allah’a hamd ediyorum. Allah kendisinden razı olsun.

Bana göre asıl gerçek İslam’dadır, Resulullah Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in bildirdiği Kur’an’dadır. Rabbim bizi bu dosdoğru yoldan ayırma! Amin.

Osman Gülşen/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.


Şunlara Gözat

Dişçi Mehmet Efendi’nin zikri…

Allah dostlarını sevmek ne büyük kazanç, öyle değil mi kardeşlerim. Bu, insana Allah’ın bir lütfu, …

Bir yorum

  1. Muzaffer Dereli

    Elhamdülillah. Rabbimiz insanlığa hidayet bahşetsin. Şüphesiz O, hidayete vasıl edendir. Ne dilerse o olur. İsra kardeşimiz için biz de Allah’a hamd ederiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.