Bu olay çok ağırıma gitti hocam!

Şeyh Râşid Camimizde akşam Kur’an kursu açacağımı Cuma vaazında cemaatimize tatlı bir şekilde anlattım. “Ders ücreti yok, cüz, dua kitabı, elifba vs. hiçbir şey istemiyoruz. Üstelik ikramlar da bizden, yeter ki siz gelin!” dedim. “Kur’an bilmiyorum diyenlerden yarın rûz u mahşerde şikâyetçi olacağım” diye de bir serzenişte bulundum.

Namazdan sonra on sekiz kişi kayıt yaptırdı. İçlerinden biri vardı ki biraz çekinerek yanıma gelmişti. Adeta ürkek bir ceylan gibiydi. Onu rahatlatmak istedim. Tebessümle; “Buyurun sizi de kayıt edelim” deyince; “Hocam! Allah razı olsun, vaazınızdan çok etkilendim. Kayıt olmak istiyorum fakat bir çekincem var” dedi. “Nedir mevzu, benimle paylaşırsanız sevinirim” deyince hüzünlü bir eda ile başladı anlatmaya:

Elli yıllık özlem

“Ben 10 yaşlarında idim. Şehirde ilkokulda okuyor, yazları köyümüze gidiyordum. Babam yurtdışında işçi olarak çalıştığı için dedemlerde kalıyordum. Köyümüzdeki hocadan Elifba dersi alıyor, derslerimi hiç aksatmıyordum. Her gün camiye uça uça gidiyordum. Çok da güzel okuyordum, nerdeyse Kur’an’a geçmek üzere idim.  

Ne oldu bilmiyorum, arkadaşlar mı şikâyet etti, başka bir şey mi oldu; bir gün hocaefendi büyük bir hışımla içeri girdi. Beni göstererek büyük talebelere; ‘Çabuk şunu falakaya yatırın’ diyerek talimat verdi. ‘Hocam! Benim ne suçum var? Beni niçin falakaya yatırıyorsunuz?’ dediysem de dinlemedi. Beni zorla yatırdılar, hoca da bir güzel dövdü.

Şehirden gelmiş on yaşında bir çocuktum. Yediğim dayaktan çok arkadaşlarımın yanında rencide olmaktan bizardım. Bu olay çok ağırıma gitti hocam! Çünkü suçumu da bilmiyordum. O günden sonra daha kursa gitmedim. Şu an 60 yaşındayım, tam elli senedir birçok kişi; ‘Gel sana Kur’an öğretelim’ dedi ama hep bu olay aklıma geldi, vazgeçtim. Bugün sizin Cuma vaazındaki ‘Ruz u mahşerde şikâyetçi olacağım’ sözünüz beni çok etkiledi. Elli yıl sonra Kur’an ı Kerim’i öğrenmeye yeniden başlamak istiyorum.”

Beyefendinin anlattıkları beni de duygulandırdı. Belli bir yaştan sonra insan daha da bir duygusal oluyor. Akşamüzeri beyefendi derse geldi ve elli senelik özlemi son buldu. Demek ki ondaki Kur’an aşkı bir közmüş, Mevlam zamanı gelince tutuşturmuş… Geçmişte çoğumuzun buna hatıralarımız var. Ama önemli olan şeytanın sesini susturup bir yerlerden başlayabilmek. İnsan yeter ki istesin, her türlü olumsuzluğu yenebilir, her şeye yeniden başlayabilir.. “Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır” diye güzel bir söz vardır. Allah Teala’ya hamd ediyorum bizi böyle güzelliklere vesile kıldığı için.

Kabul olan dua

Yine böyle güzelliklerden bir tanesi daha… Bir zaman önce kendisi ile çok samimi olduğum pastane sahibi bir kardeşim beni aradı; “Hocam yanımda çalışan bir eleman var, yirmili yaşlarda ama besmeleyi dahi bilmiyor. Bu kardeşime yardımcı olur musun? Gündüzleri yanımda çalıştığı için sabah namazlarında derse gelse uygun olur mu?” dedi.

“Gönder gelsin, tam benlik” dedim. Kardeşimiz geldi. Hakikaten bismillah demeyi bilmiyordu. Güzel bir kardeşimizdi, sabahları camiyi açmadan kapının önünde bekliyor, sonra beraber camiye giriyorduk. Besmeleyle başladıktan sonra Subhanekeden Fil Suresine kadar dua ve sureleri işledik. İki ayın sonunda Elifbâ’dan başlayarak Kur’an derslerine başladı. Bu arada namazlarını da kılıyordu.

Bu kardeşimiz bir sabah namazı sonrasında ağlayarak; “Babam için dua et hocam, babam aşırı alkolik. Bana da alkolik adamın oğlu diyorlar” dedi. Ben de; “Birlikte dua edelim, senin bu samimiyetinle Rabbim yapacağımız duayı elbette kabul eder” dedim. Bir kaç gün sonra gözleri ışıl ışıl parlayarak yanıma geldi. “Hocam! Babam alkolden kurtulmak için tedavi olmayı kabul etti, masraflarını da ben karşılayacağım” dedi.

Kardeşimizin bu güzel haberi beni çok sevindirdi. Ama bir güzel haber daha verdi: “Kur’an dersi alırken çektiğimiz resimleri anneme atmıştım. Annem buna çok sevindi. ‘Allah dualarımı kabul etti’ diyerek ağladı” dedi. Zaten benim de beklediğim bu idi Elhamdülillah… Rabbime bu güzellikleri yaşattığı için binlerce kez hamd ediyorum.

Kumarı bıraktı

Bir güzelliği daha sizlerle paylaşmak istiyorum. Mahallemize Anadolu’dan gelmiş temeli sağlam fakat çevresinin etkisi ile kendini baş belası şeytanın pisliklerinden biri olan kumar illetine kaptırmış bir kardeşimiz Kur’an’la yepyeni bir hayata başladı. Camimizdeki akşam derslerine katılarak her şeye veda etti. İlk başlarda; “Ben öğrenemem” diye çekinerek gelmişti ama büyük bir merhale kaydetti. Allah’a hamd olsun, beş vakit namaza da başladı.

İki çocuğunu yaz kurslarımızda okuttuğum bu kardeşimiz kumar illetinin pençesinde senelerce debelenmişti. Camimizin yakınındaki kahvenin önünden geçerken hep ona selam verir, az da olsa halini hatırını sorardım. Her seferinde; “Hocam, dua et de şu illetten kurtulalım” derdi. Cuma vaazlarımda da ara sıra bir gönderme yapar yumuşak bir şekilde ikaz ederdim. Biliyordum ki ailesi temiz olan bu kardeşimize Rabbim bir çıkış yolu gösterecekti… Dualarımda ona da yer ayırdım.

Kur’an derslerine başladıktan sonra kahvehanede şahit olduğu ibretli olaylardan zaman zaman bahsediyordu. “Nice hanelere ateş düştüğünü gördüm hocam” diyordu. Anlattıklarından aklımda kalanlardan biri şöyleydi: Mesela bir adam akşam parasını ceketinin cebine koyuyor, pijamasını giyinip yatıyor, herkes uyuduktan sonra ceketini alıyor, doğru kumarın başına gidiyormuş. Sabaha kadar kumarda paraları kaybedip evine dönüyor, çocuklar uyanmadan yatağa giriyormuş.

Çocuklar sabah kahvaltısından sonra harçlık isteyince; “Cekette paralar, oradan alın” diyor. Bakıyorlar ki cekette para falan yok… Hanımına; “Ben senin gözünün önünde paraları cekete koymadım mı? Eğer sen veya çocuklar almadıysanız o zaman demek ki hırsız girmiş paraları çalmış” diyerek onları kandırıyor bir de üste çıkıyormuş.

Bir seferinde de emekli bir polisin bir gecede bütün emekli ikramiyesini kaybedip borç para alarak evine döndüğünü anlatmıştı. Buna benzer ne dramlar var… Rabbim bizlerin ayağını kaydırmasın. Ayağı kayan kardeşlerimize de bu kötü hayatın girdabından kurtulmayı nasip eylesin. Ve Cenab-ı Hak “Ben Kur’an okumayı bilmiyorum” diyen bütün kardeşlerimizi Kur’an’la buluştursun.

Osman Gülşen/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair çok güzel yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.