
Çocukluğumdan beri her bayramda boynumuz buruk oldu, çünkü biz bayram yaparken siyonist çete her zaman Filistin’de Gazze’de kanlar akıttı. Bir türlü bitmedi; “İsrail’de falan lider savaş suçu işledi” gibi laflar. Halbuki İsrail’in kurulduğu günden beri liderleri kim olursa olsun plan aynı plan, savaş aynı savaş, işgal aynı işgal.
Nihayet 7 Ekim’e gelince olaylar daha da farklı bir boyut kazandı. Bazıları İsrail’in nasıl algıları yönettiğini anlamadan; “7 Ekim’de Kassam tugayları niye şöyle yaptı, niye böyle yaptı?” diye direnişçi Müslümanları suçlamaya çalıştılar. Hatta 11 Eylül’de Amerika’da ikiz kulelerin vurulma olayında olduğu gibi, Müslümanları bitirmek için bu eylemi yaptırdıklarını söyleyenler oluyor.
Ne yapsın?
Halbuki ister 7 Ekim’de Kassam tugayları onlara bir şey yapsın, ister yapmasın, onların Gazze’nin üzerindeki planları belli. Adım adım planlarını işletiyorlar. Gazze’nin etrafı kuşatılmıştı. İnsanların nefes alacak halleri yoktu. Ne insan gibi yaşayabiliyorlar, ne insan gibi çocuklarını eğitebiliyorlardı. Hangi yönde ele alırsanız alın, hayat onlar için onurlu bir şekilde yaşanamaz hale gelmişti. Zaten Filistin işgal edile edile el kadar bir yer kalmıştı.
Kassam tugaylarının yaptıkları gayet normaldi. Nefes alabilmek ve onurlarını, şereflerini, haysiyetlerini koruyabilmek için mücadele etmeleri gerekiyordu. “7 Ekim’de şöyle yapmasalardı” diyeneler acaba ne öneriyorlar? Kan akmadan Gazze’yi teslim etselerdi, acaba onlara göre daha mı şık olurdu? Karşı koymasın, savaşmasın, şöyle yapmasın, böyle yapmasın, peki ne yapsın? Bunu sorduğumuzda sus pus oluyorlar, çünkü onların derdi çözüm değil, direnişçileri karalamak.
Bu görüşteki kardeşlerimizin biran önce uyanmalarını diliyoruz. Orada siyonistlerle işbirliği yapan, her gün; “Silahlarınızı bırakın” diyen kukla yöneticilerle aynı çizgide olmayı bırakın. Onlar gibi suçu Kassam tugaylarının üstüne atmayın. Direnen insanları dilinizle yıpratmayı bırakın. 7 Ekim olmasa, 7 Kasım olur, 7 Haziran olur veya başka bir tarih olur; onlar mutlaka mücadelesini vermeye devam edecektir. Onlar bizim gibi değiller, şehadetin tadını almış insanlar.
Elimizde direnen Müslümanlar var ve siyonizmin algı yönetimine kurban olan kimseler, neredeyse onlara “baş belası” veya “cihadçı islamcı” gibi yakıştırmalar yapıyorlar. Bir kısmı da çıkıyor; “Yok onlar İran’ın güdümünde bilmem ne” diyerek ayrı bir fitne çıkarmanın derdinde. Şunu iyi bilin ki bir insan ya direnişçi olur, ya da alglara kapılır ve siyonistlere hizmet eder. Bu siyonistler vaktiyle; “Bu siyasal İslamcılar her yerde başa bela” fikrini yaymaya çalışmıştı.
Bu neye benziyor biliyor musunuz? Nasreddin Hoca hani; “Hırsızın hiç mi suçu yok” demiş ya… Faturayı Müslümanların yanlışına çıkarmaya çalışan kardeşlerimize bunu sormak isteriz. Katil gözü dönmüş siyonistlerin hiç mi suçu yok? Bütün bu katliamların günahını direnişçilerin üstüne yıkarak ahirette vebalden kurtulacağınızı mı zannediyorsunuz? Size direnmeden teslim olmayı dininiz mi öğretiyor?
Festival yarışı
Gönül isterdi ki 7 Ekim ümmetin dirilişinin miladı olsun. Bu tarihten itibaren bütün Müslümanlar birlik olalım ve artık bu işe bir dur diyelim. Eyvah eyvah, uykuda olsaydı insanlar uyanırdı, bu millete ne olduysa uyanamaz hale gelmiş. Paramparça olan çocukları akşam seyrederken plajlara gidip yine keyif sürmeye devam edenler var. Hele festival düzenleme yarışına giren sözde muhafazakar belediye başkanlarına ne demeli?
Halklar bir şeyler yapmaya çalışsa da önlerinde koca koca setler var. Dünyadaki İslam ümmetinin yaşadığı hiçbir yerde İslam devleti yoktur. Devletlerin başındakilerin birçoğu zaten kukla gibidir. Düşünün şimdi Mısır’da Mursi olsaydı durum böyle olur muydu? Libya’da o beğenmediğiniz Kaddafi yaşamış olsaydı durum böyle olur muydu? Irak’ta Saddam Hüseyin her şeye rağmen yine siyonistlere iyi gözle bakmıyordu.
Ümmet perişan, ümmetin haline bir bakın, ayakta duracak bir hale ne zaman geleceğiz? Doğrusu çok üzülüyoruz, yürüyüşler yapıyoruz, toplantılar yapıyoruz, boykodlar yapıyoruz ama hepsi de yetersiz düzeyde. Biz yürüyüş yaparken Gazzeli çocukların başlarına bombalar yağmaya devam ediyor. Nasıl bir çıkış yolu olacak Allah’ım? Vallahi ne bayramımız bayram, ne cumamız cuma, ne de günümüz gün oluyor.
Rabbime yalvarıyorum; “Ya Rabbi aç kapıları da gidip biz şehid olalım. Böyle yaşamaktansa izzetimizle şerefimizle ölmek daha iyidir” diyorum. Kimileri devlete kızıyor, kimileri başka devletlere kızıyor herkes suçlu arıyor. Suçlu sensin, suçlu benim. Tabii çok iyi analiz etmek lazım, çok iyi düşünceler içerisinde olmak lazım. Ne ülke olarak yapmamız gerekenlerin tamamını yaptık, ne de tek başına bir insan olarak yapmamız gerekenleri yaptık…
Sahibi var
Ben inanıyorum ki Gazze bitmez, Gazze’nin bir sahibi var. Ben inanıyorum ki kâfirler ne kadar tuzak kurarlarsa kursunlar Allah ipleri kâfirlerin ellerine vermedi. Kafirler bütün tuzakları kursalar da bütün tuzakları altüst edecek olan Allah Teâlâ‘dır. Asıl sıkıntı Müslümanların Müslümanca yaşamayıp Allah’la problem yaşıyor olmalarındadır. Yaşantılarımız problemli olduğu için Allah bizlere yardım etmiyor.
Para için plajlarımızı çıplak gezen insanlara teslim eden kim? Ekonominin dini olmaz, ticaretin dini olmaz diyen kim? Faiz hayatın bir gerçeği diyen zavallı Müslüman sana acıyorum. Sen hayatını İslam’a göre düzenlemek yerine, bu düzenin bir çarkı da sen olmuşsun. Peki ya şu eğitim meselesine ne demeli? Eğitim sistemi çocuklarımızı bizden alıyor ve batılı kafayla düşünen bir yabancı haline getiriyor. Öğretmen kim, öğrenci kim belli değil. Edep haya olmayınca böyle oluyor.
Biz gerçekten çok aciz bir hale düştük? Bizim gibi düşünenler eskiden, Müslümanların da denize gireceği yer var mı diye düşünürdü. Maalesef şimdi o gitmediğimiz plajlardaki kıyafetlerle sokaklarda geziyorlar, camilerin önlerine kadar geliyorlar. Artık biz de Gazze gibi işgal edildik de işgal edildiğimizin farkında değiliz. Bu nesillerin vebalinden bizlere bir gün sorulacak.
Her şeye rağmen yine de ümitsiz değilim. Dünyadaki gayrimüslim devletlerin halkları içerisinde bile yine vicdanı ölmemiş insanlar var. Bir gün Gazze’nin kurtulacağına inanıyorum. Müslümanların eliyle mi olur gayrimüslimlerin eliyle mi olur onu bilmem. Allah’tan dileğim şu ki ümmetin birlik olduğu günleri görmeyi ve bu uğurda şehadet şerbeti içmeyi bizlere nasip eylesin.
Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.