
Abdullah El Antâkî rahmetullahi aleyh demiştir ki, hasta kalbin beş ilacı vardır. Bir, salihlerle birliktelik. İki, Kur’ân-ı Kerîm okumak. Üç, midenin boş olması. Dört, gece namazı. Beş, sabah vaktinde tazarru.
Salihllerle birliktelik
İnsana insan gibi faydalı, insana insan gibi zararlı yoktur. Salih adam, imana uygun amel eden adam, ihlaslı adam demektir. İman, Kitap ve Sünnet gerçeklerini tasdik etmek demektir. Salih adam, tasdikine göre tatbik eden yani imanını Ehl-i Sünnet inancı kılan, amelî hayatını ve ahlakını Kitap ve Sünnet gerçeklerine göre düzenleyen kimse demektir.
Salihlerin çevresinde bulunmak, onların söz ve davranışlarından istifade etmek, salihleri de muslih haline getirir. Salih, sırf kendisini ıslah eden, muslih başkalarını da ıslah etmeye çalışan kimse demektir.
Salihler ve muslihler, kokucu gibidirler. Kokucuların kokusundan alınır veya istifade edilir. Bir hadîs-i şerifte Rasûlullah Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“İyi ve kötü arkadaşın hali, güzel koku satanla körük çekenin haline benzer: Misk satan, ya sana güzel kokusundan bir miktar meccanen verir ya sen satın alırsın, ya da (hiç değilse onunla beraber olduğun sürece) güzel koku koklamış olursun. Körük çeken kimse ise ya elbiseni yakar ya da (en azından) körüğün kötü kokusundan rahatsız olursun.” (Buhârî, Zebâih, 31, Büyû’, 38; Müslim, Birr, 146. Ebû Dâvûd, Edeb, 16.)
Kur’ân-ı Kerîm okumak
Kur’ân-ı Kerîm, hem akıllara, ruhlara hem de kalplere şifadır. Kur’ân okuma, başlangıçtır. Kur’ân’ı okumanın maksadı, içindeki emirleri nehiyleri öğrenmek ve öğrendiği ile amel etmektir. Elbette namazda okuduklarının manasını bilmese bile kalbin nurlanmasına sebep olur.
Çünkü sevaplar kalbi ağartır, günahlar ise kalbi karartır. Böyle olunca kalbin şifasına kâfi gelmez. Bunlarda temel şart, inanmak ve büyük günah işlememektir. Büyük günah işleyenin ibadetleri tövbe etmedikçe dereceye, günahların kefaretine sebep olamıyor.
Midenin boş olması
Mideyi, sünnete uygun olan, yemek, su ve hava olmak üzere üçe ayırmaktır. Mideyi dolduran kimseler kalplerini midesine yedirenlerdir. Maddî ve manevî hastalıkların temelinde daima mideyi doldurma vardır. Mide kaynadığı zaman kalbi sıkıştırır, uyku getirir, namaza karşı tembelliği doğurur.
Midede ne kadar yer boşalırsa boş olan yere nur girer. Evet doymak caiz, fakat bu caize devam etmek caiz değildir. Çünkü doymaya devam edince şişmanlık başlar, şişmanlığın ardından hastalıklar baş gösterir.
Gece namazı
Gece namazı, ricalin namazıdır. Her gecede icabet saati vardır. Uyanıklar bu saate ererler, uyuyanlar mahrum kalırlar. Gündüzleri sadece Cuma gününde icabet saati vardır.
Allah Teâlâ, sevdikleri kullarını gece huzuruna diker. Gece kalkamayanlar günahları kendilerine ağırlık verenlerdir.
Sabah vaktinde tazarru:
Allah Teâlâ, cennete girecek kimselerden bahsederken “(onlar) sabredenler, sadık olanlar, huşû içinde ibadet ve taate devam eden, mallarını Allah yolunda infak eden ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir” (Âl-i Imrân 3/17) buyurmaktadır.
Âyet-i kerimeye dikkat edilirse seherde tazarru ile bağışlanma dileyenlerden önce, Allah’ın emirlerini yerine getirmede, nehyinden sakınmada, dünyaya dalmamada ve bela ve musibetlere rıza göstermede sabredenlerden, sabrında sadık olanlar, mallarını Allah yolunda infak edenlerden bahsetmektedir.
Demek ki seherleri değerlendirebilecek kimseler ancak bu güzel sıfatlara sahip olan kimselerdir.
İbrahim Cücük/ İrfanDunyamiz.com
Altın Öğütler ↗
Hayatınızı değiştirecek birbirinden faydalı altın öğütler okumak için tıklayın.
Dua Defteri ↗
Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.