İyiler her zaman hareketli olmalı…

Dünya kötülerin elinde kan ağlıyor. Mazlumların gözü iyilerde. İyiler ise beklemekte. İyiler, bütün motivasyonlarını harekete geçirerek güç birliği, eylem birliği, hareket birliği şeklinde, “küresel kötülüğe” karşı “küresel iyiliği” hayata geçirmeli. İllaki gücümüz nispetinde yapabileceklerimiz var. Hakkın hakimiyeti için çalışmalara yoğunlaşmamız, çevremize örnek olmamız, iyiliklere motor, kötülüklere fren olmamız gerekmekte.

Herhangi bir kötülüğü gördüğümüzde elimizle müdahale etmemiz, gücümüz yetmiyorsa dilimizle uyarmamız, bu da mümkün değilse o ortamı terk etmemiz, o kötülüğü onaylamadığımızı muhataplarımıza bir şekilde bildirmemiz, sorumluluklarımızı yerine getirmemiz; bizim kötülükler karşısındaki özgün tavrımızdır. Nebevi bir prensibe dayanan bu tavrın netice vereceğinden hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Boykot hayat tarzıdır

“Bir kişinin yaptığı boykot ne işe yarar, onlar küresel şirketler, elimizden bir şey gelmez” diyenler, son bir kaç ayda pılını pırtısını toplayıp ülkemizi terk eden küresel şirketleri araştırsınlar. Boykotu ömür boyu bir “hayat tarzı” olarak gören insanlarımız sayesinde bu şirketler milyonlarca dolar zarar etmiş ve Türkiye’den çekilme kararı almışlardır. Şimdi bize düşen boykotu canlı tutmaktır.

Sızlanan, şikâyet eden, çevreye sürekli negatif enerji yayan değil; iyimserliği, umudu, pozitif enerjiyi yayarak topluma bir diriliş muştusu aşılamak zorundayız. Çözüm odaklı bir anlayışla, problemlere, sorunlara çözüm bulmaya çalışmalıyız. Bunun kolay olmadığını biliyoruz, Bizler de kolaya değil zora talibiz. Toplumsal sorunları, problemleri çözdükçe ne kadar mutlu olduğumuzu göreceğiz.

Üzerimize serpilen ölü toprağını atmanın, doğrulmanın ve kendine gelmenin yolu; sahip olduğumuz değerlerin farkında olarak, neler yapabileceğimizi araştırarak her türlü karamsarlığı, yılgınlığı ve yorgunluğu ayağımızın altına alarak yola revan olmamızdan geçmektedir. Onun için iyiler her zaman aktif ve etkin olmalıdır. İyi insanlara pasif kalmak yakışmaz.

Bitmeyen umut

Ramazan Kayan Hoca “Bilinç ve İstikamet” adlı eserinde bir anekdot aktarır. Kudüs haçlıların işgalinde iken, Şam’da yaşayan bilinçli, duyarlı ve dava şuuruna sahip bir marangoz; “Ben Kudüs için ne yapabilirim? Mescidi Aksa için elimden ne gelir?” diye düşünür. Bütün marangozluk hünerini ortaya koyarak; “Mescidi Aksa için en güzelinden bir minber yapabilirim” diyerek işine koyulur.

Sonunda muhteşem bir minber yapmak nasip olur. Minberi gören meraklılar marangoza sorular yöneltirler: “Kudüs esir, Mescidi Aksa tutsak, peki bu minberi kim yerine yerleştirecek?” Marangoz cevap verir: “Benim elimden gelen bu minberi yapmaktı. İnşâallah bir gün gelir, bir yiğit çıkar, bu minberi Mescid-i Aksa’ya yerleştirir. Bu mutmain bir mü’minin bitmeyen umudu, daralmayan ufku ve ideallerini diri tutmanın yolu…

Bu minberin hikayesini duyan bir çocuk, çocuk yüreği ile Rabbine söz verir: “İnşâallah bu minberi ben yerine koyacağım.” Bu çocuğun ismi Selahaddin’i Eyyubi idi. Minberi Mescidi Aksaya yerleştirinceye kadar yüzü gülmedi. Kırk yıl bu sevda ile kıvrandı. Selahaddin, ilhamını bir marangozdan almıştı. Marangoz kendine düşeni yapmıştı. Herkes kendine düşeni yapınca ilahi irade tecelli etti ve Kudüs 88 yıllık haçlı işgalinden özgürlüğüne kavuştu.

Düşmanlarımız ile bizim aramızda günlerin döndürüldüğünü Cenab-ı Allah bir ayet-i kerimede şöyle haber veriyor: “Size bir yara dokunduysa karşı topluluğa da benzer bir yara dokundu. Allah’ın gerçekten iman etmiş olanları ortaya çıkarması ve aranızdan şehidler edinmesi için bu günleri böyle aranızda döndürürüz. Allah zalimleri sevmez.” (Ali İmran, 140)

Bu ayet-i kerimden de anlaşılıyor ki hayat doğrusal bir fonksiyon değildir. Hayat, otoban hiç değildir. Hayat eğrisel bir fonksiyon ve inişli-çıkışlı bir yoldur. Hayatımızı bu gerçeklikler çerçevesinde inşa ederek, hayata pozitif yaklaşarak, umudu yayarak, iyiliğe odaklanmalıyız. Rabbimizin bizden zulme karşı bir duruş beklediğini asla unutmamalıyız. Mehmet Sürmeli Hoca’nın da dediği gibi nöbet yerimizde uyuklamamalıyız.

Prof. Dr. Şemsettin Dursun/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair çok güzel yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Merkez bankasını verseler değer mi?

Ankara’da görev yaptığımız zaman bir polis arkadaş geldi; “Abi sizinle bir konu hakkında görüşmek istiyorum” …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.