Sessiz ve derinden güzellikleri fark eder ve onları insanlara göz alıcı bir şekilde sunar. Yaftalamaz, sataşmaz, kıskanmaz… İşine gücüne bakar.
Hem edebi, hem ilmidir… Kıyl-ü Kâl etmez, dedikodu, kem söz bilmez.
2014 senesinde bir Haziran sıcağında dünyaya gelen Şehir ve Kültür dergisi, şehre besmeleyle girenlerin, Medeniyete selam verenlerin, çarşıda pazarda dahi nezih bir üslubun gereğine inananların dergisidir.
Kapak karizmatik
Şehir ve Kültür işini iyi yapar. Her ay düzenli olarak “kim usanısı” dedirten okunası yep yeni bir sayıyla karşımıza çıkar. Titizlikle hazırlandığı her halinden bellidir.
Derginin Genel Yayın Yönetmeni kültür araştırmacısı yazar Mehmet Kamil Berse Beyefendi, aşkını, şevkini, sevgisini, emeğini ve özlemini adeta bu dergide harman etmiştir. Bir Dersaadet beyefendisi olmanın bütün inceliklerini, bu mecmuada ustalıkla serdetmiştir.
Dergi, açık renk fon üzerine kondurulmuş kapak resmi ile, daha elimize alır almaz kendine özgü bir çizgisi olduğunu hissettirmektedir. Derginin içindeki çoğu şehirler ve mekanlara ait olan görseller gayet iyi seçilmiştir. Kelimeler ve cümleler de gayet muntazam dizilmiştir. İşinin ehlince imlası, birkaç kez gözden geçirilmiştir.
Bizim gibi dergilerle duygusal bağ kuranlar için, kapak tasarımının ve iç dizaynının şimdiye kadar değişmemiş olması, bize göre takdire şayan bir durumdur. Her şeyi çabuk eskiten ve kolay tüketen bir toplumda, bu inceliği dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Davası olan bir dergi
Şehir ve Kültür, davası ve duyarlılığı olanların dergisidir.
Şu üç şeye sahip çıkanların: Din, dil ve ilim…
Değer üretenler şu fani alemde gıpta edilecek kimselerdir. Tarihte, sanatta, mimaride değer üretenler Şehir ve Kültür’ün ilgi alanını teşkil eder.
İnceliklerle mücehhez olmamız için bize hatırlatmalarda bulunur. İrfan toplumuna giden yolda öncülük eder.. Ol şârın tuğlalarını dizer…
Köklerimize bağlı
Şehir ve Kültür, bizi köklerimize bağlayan dergidir. İçerisinde sadece şehirler anlatılmaz, şehirleri bizzat yaşayanlar ve onu içselleştirenler de anlatılır. Şehirlerin yaşayan tarihleri, ayaklı kütüphaneleri de bu sofrada bir bir yerini alır.
Şehirleri şehir yapanların yerin üstündekilerden çok yerin altındakiler olduğunun farkında olan dergidir. Ulemaya, füzelaya, üdebaya, evliyaya, asfiyaya değer veren dergidir.
Uzun uzadıya anlatmaya gerek yok aslında.
Bütün sayılarını tek tek baştan sona kadar okumak istediğim nadir bir dergidir Şehir ve Kültür…
Hatta bir iki aylığına memuriyetten halas olup, içine gömülmek istediğim dergidir.
Dostlarım, kolay kolay dergileri methetmediğimi biliriler. Özensiz olanları görünce üzüldüğümü de…
Ama inanın bu dergi gerçekten çok hoşuma gitti ve bundan ço
k daha fazlasını hak ediyor. Herkese okumasını tavsiye ediyorum.
Derginin yazarlarına gelince, hepsi birbirinden kıymetli yazarlar. Kusura bakmayın, kimseyi gücendirmemek için burada isim zikredemeyeceğim. Tabiri caizse bu deryaya dalamayacağım.
Şehirleri okuyun
Öyleyse sözü şöyle bağlayalım mı?
Ehl-i irfan takdir ederler ki dağlar, ırmaklar ve ovalar gibi şehirler de birer ayettir.
Gelin bu güzellikleri Şehir ve Kültür ile fark edelim.
Semerkand, Buhara, Taşkent, Kazan, Urfa, Bursa, Konya, İstanbul, Bağdat, Şam, Kahire, Mekke, Medine, Saray Bosna, Kurtuba ve daha niceleri…
İsimlerini duyunca heyecanlananlara selam olsun;
Şehirlerin…
Aydın Başar/ DinKulturuAtolyesi.com