Gençlik ve fütüvvet ahlakı…

Tasavvufî sistem, hayatın bütününü kuşatan bakış açısıyla hangi döneminde olursa olsun insanın Kur’ân ve sünnet çerçevesinde yaşamını anlamlı hale getirebilmesi için ilkeler ortaya koyan bir yapıya sahiptir. Sûfîler, çocukluk ve ihtiyarlık dönemlerine dair uyarılarda bulundukları gibi insan hayatının en verimli, bununla birlikte kompleks yapısıyla dikkat çeken gençlik dönemi1 üzerinde de önemle durmuşlardır. Aslında onların bu tavrı Kur’ân2 ve Sünnet’in3 bu konuya verdiği önemden kaynaklanmaktadır.

Gençlik konusunda Kur’ân-ı Kerim’de özellikle Kehf Suresi’nin ilgili ayetlerinde4 dile getirilen “Mağara Dostları” kıssası tasavvuf ehlinin ilham kaynağı olmuştur. Sûfîler, tevhid mücadelesi için canlarını ve mallarını ortaya koyarak pasif bir direniş sergileyen bahtiyar gençlerden bahseden ilgili ayetler üzerinde detaylı bir şekilde durmuşlardır. Borlu Ahmed Kuddûsî, Ashab-ı Kehf’in 309 yıllık uykularının kıymetini ve manevi ilerlemedeki tesirini şu veciz ifadelerle dile getirmiştir: “Lutf edüb Kuddûsî’ye ver uyku Kehfî’ler gibi/ Yatdılar üçyüzdokuz yıl oldı sırr-ı acîb5 “Düşün Ashâb-ı Kehf’in kelbini al ibret andan kim/ Cihanın kelblerinden oldı müstesnâ dahi mümtaz6 “Eyledin Ashab-ı Kehf’e uyhu ihsan lutf edüb/ Ver bana hem lutf edip uyhu yanup oldum remad”7

Fütüvvet kavramı

Mevlana Celaleddin Rumi, Muhyiddin İbnü’l-Arabî, Evhadüddîn-i Kirmânî ve Şeyh Nasîrüddin Mahmûd el-Hoyî/ Ahi Evran (Kudduse sirruhum) gibi büyük sûfîlerin de şekillenmelerine katkı sağladıkları gençlerle ilgili tasavvuf ehlinin üzerinde durduğu iki önemli kavramdan ilki “fütüvvet” kavramıdır.8 Arapçada “genç, delikanlı, cömert ve yiğit” gibi anlamlara gelen fütüvvet kavramının temelinde kişinin kendisini değil toplumu düşünmesi, halkın dertleriyle dertlenmesi ve nefsi için istediği şeylerin daha fazlasını başkaları için isteme düşüncesi yatmaktadır.9

Bu düşüncede dilenmeden uzak durma, yoksulu sevme, kimseye düşman olmama, kimseden bir şey beklememe ve insaf sahibi olma esastır. Aynı zamanda bu kavram ahlaki olarak cömertlik, mürüvvet ve asalet gibi erdemleri de ifade etmektedir. Fütüvvet düşüncesini benimsemiş bir insanın en önemli özelliği kendi ihtiyacından önce, kardeşinin ihtiyacını düşünmesidir.

Sûfîlerin olgun bir insan/ insan-ı kâmil olmak için yerine getirilmesini şart gördükleri bu hususları yazılı ve uygulamalı olarak insanımıza kazandıran fütüvvet anlayışı aynı zamanda iktisadi yönü olan bir teşkilattır.10 Onun bu yönünü daha çok “Ahilik” şekline bürünen yapıda gözlemlemekteyiz. Ahilik ahlaklı olmanın, dürüstlüğün, yardımlaşmanın ve bütün erdemlerin birleştiği sosyal bir yapıdır.

Ahilik teşkilatı

Gençlerin enerji ve heyecanlarını hayra çevirerek ömür boyu kazandıkları bu güzellikleri sürdürebilmeleri için oluşturulan ahilik kurumu da tasavvuf kültürünün dünya- ahiret dengesini gözler önüne seren en önemli teşkilatıdır. Çünkü bu teşkilat sayesinde gençler nefs terbiyesi, ibadet, Allah ve Resulünün sevgisi, insana hizmet ve merhamet eğitimi gibi konularda beceri sahibi oldukları gibi kimsenin eline bakmadan dünyalık geçimlerini temin edebilecek ve iktisadi hayatın canlanmasına vesile olacak meslekleri de kazanmış olmaktadırlar.11

Tasavvuf ehlinin hamurunu mayaladığı bu kurumlardaki en temel amaç özellikle gençlerin hayata sımsıkı tutunmalarını sağlamak ve dünya- ahiret dengesini Kur’ân ve Sünnet çerçevesinde şekillendirerek onların hayatlarını anlamlı kılmalarını sağlamaktır. Bunun için sûfîler, gençlerin maddi ve manevî değerleri dengeli bir şekilde götürmeleri gerektiğini ifade etmişlerdir.

Onlar bu düşünceyle bir gencin fütüvvet ve ahi teşkilatlarına üye olabilmesi için hizmeti şiar edinmesini, insan sevgisiyle dolu olmasını, samimi ve içten olmasını, kibir ve bencillikten uzak durmasını, kanaatkâr olmasını, dürüstlük ve merhametle hareket etmesini şart koşmuşlardır.12

Gençlik için

Fütüvvet ve Ahilik teşkilatlarıyla ıslah etmek için gençleri hedef kitle olarak belirleyen tasavvuf ehli, onların dünyevî hırslar peşinde heder olup gitmelerinin önüne geçmeyi amaçlamıştır. Sûfîlerin bu bakış açısı gençlik nimetine verdikleri değerden kaynaklanmaktadır. Onlar hiçbir zaman dünya ve ahiret dengesini bozacak girdaplara gençlere düşmesine müsaade etmemişler, gençlerin meslek edinmeleri ve ebedi hayatlarını kazanmaları için ellerinden geleni yapmışlardır.

Alkol, uyuşturucu ve esrar gibi kötü alışkanlıklar, kötü arkadaş ve dünyevî birçok nimetin aklı baştan alan cazibesi içerisinde kıvranan ve enerjisini boş hedefler uğruna heba eden gençlere sûfîlerin Kur’ân ve Sünnet süzgecinden geçirerek yaptıkları tavsiyeler günümüzde de önemini sürdürmektedir. Madde ve manadan oluşan insanın her iki yönüne de seslenerek nefsin boyunduruğundan onları kurtarmayı ve gerçek manada gençliği özgürlüğüne kavuşturmayı amaçlayan bu tavsiyelerden günümüz gençliği de nasiptar olmalıdır.

Yoksa sadece maddeyi hedef alan, televizyon, bilgisayar ve interneti önemseyen, bencil, cimri ve ideali olmayan gençlerle karşılaşmamız kaçınılmazdır. Bu noktada gençleri dünyevî ve uhrevî hedeflere salimen kavuşturacak metodun Kur’ân ve Sünnet’in öngördüğü ilkelerle hayatı bezemeyi amaçlayan tasavvufî sistem ve onun öncülüğünde belirlenen fütüvvet ve ahilik teşkilatları olduğu söyleyebiliriz. Bu kurumların ana gayelerinden sapmadan günümüz şartlarına uygun bir şekilde güncellenmesi ise artık bir zaruret haline gelmiştir.

Dr. Fatih Çınar/ İrfanDunyamiz.com

DİPNOTLAR

1 Atalay Yörükoğlu, Gençlik Çağı, Ruh Sağlığı, Eğitimi ve Ruhsal Sorunları, Ankara 1985, 72-74.
2 Örneğin bkz., İlhami Günay, ‘Kur’ân-ı Kerim’de Gençlerin Bedeni-Hareki Gelişimi ve Eğitimi’, International Journal of Social Science Volume 1 Issue 1, Winter 2008, s. 67-79; Mustafa Şentürk; ‘Kur’ân’da Bir Pasif Direniş Öyküsü: Ashâb-ı Kehf’, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, c: II , sayı: 3, s. 224-237.
3 Örnek olarak bkz., Hayati Hökelekli, ‘Hz. Peygamber’in (sav) Çocuk ve Gençlere Yaklaşımı’, Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem ve Gençlik Kutlu Doğum Haftası, Ankara 1995, TDV Yay., s. 52 vd; Sabri Akpolat, ‘Peygamberimiz ve Gençlik’ (I. Kutlu Doğum Sempozyumu Bildirileri), Şanlıurfa 2007, s.197-206.
4 Kehf 18/10-31.
5 Şeyh Ahmed Kuddûsî, Kuddûsî Divanı, Hazırlayan: Fehmi Kuyumcu, Ankara 1982, Gaye Matbaacılık, Şiir no:91, beyit no:13, sayfa no:132.
6 Kuddûsî, Kuddûsî Divanı, şiir no:376, beyit no:3, sayfa no: 299.
7 Kuddûsî, Kuddûsî Divanı, şiir no:212, beyit no:6, sayfa no: 199. Geniş bilgi için bkz., Mustafa Ünver, ‘Borlu Kâdirî Şeyhi Ahmed Kuddûsî (1769-1849) ve Şiirlerinde Kur’ân-ı Kerîm’e Yaptığı Atıflar’, Omü İlahiyat Fakültesi Dergisi, Samsun 2003, Sayı: 16, s. 129-184.
8 Ziya Kazıcı, ‘Ahilik’, DİA, c.I, İstanbul 1988, s. 540-541.
9 Vahit Göktaş, ‘Tasavvufi Terbiye’nin Günümüz Din Eğitim-Öğretimine Sunabileceği İmkânlar’, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı: 52/2, Ankara 2011, s. 152 vd.
10 Sülemi, Tasavvufta Fütüvvet, Çeviren: Süleyman Ateş, AÜİF Yay., Ankara 1977, s.7-94; İbrahim Aslanoğlu,‘Fütüvvetnameler ve Bir Fütüvvetname’, I. Ahi Evranı-ı Velî ve Ahilik Araştırmaları Sempozyumu, Kırşehir, 12-13 Ekim, 2004. s.101-118.
11 Neşet Çağatay, Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Ankara, 1989, s.90-93; Mikail Bayram, Ahi Evren ve Ahi Teşkilatının Kuruluşu, Konya 1991, s.133-135; M. Saffet Sarıkaya, XIII-XVI. Asırlardaki Anadolu239;da Fütüvvetnâmelere Göre Dinî İnanç Motifleri, (Basılmamış Doktora Tezi) Erzurum 1993, s.46-49.
12 Fahri Solak, Ahilik, Kuruluşu, İlkeleri ve Fonksiyonları, İstanbul Ticaret Odası Yay., İstanbul 2009, s.1-23. Ahilikte şeyhin elinden yedi kez kuşak bağlama ve açma uygulamasının anlamı şöyledir: - Cimrilik ve tamah kapısını bağlayıp cömertlik kapısını açmak. - Zulmetme kapısını bağlayıp iyili kapısını açmak. - Hırs kapısını bağlayıp kanaat kapısını açmak. - Lezzet kapısını bağlayıp riyazet (nefsini kırma) kapısını açmak. - Halktan bir şey umma kapısını bağlayıp sadece Hak’tan bekleme kapısını açmak. – Saçmalıklar söyleme kapısını bağlayıp Tanrıyı anıp tatlı konuşma kapısını açmak. - Şeytanca işler kapısını bağlayıp ilahi işler kapısını açmak. Güçlü M., Şanal M., ‘Bir Toplumsallaştırma Aracı Olarak Ahilik’, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2007/2, s.379-391.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Adab-ı Muaşeret↗

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Selât-ü selam hassasiyeti…

Yüce Allah, Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in kendi katındaki değerinden dolayı ona salat-ü selam …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.