Hastanede ibret var dostlar!

Bir müddet önce sağlığımızla ilgili bir imtihan geçirdik. Sabah namazını ikame etmek için gittiğim Piremir Sultan Camii‘nde, namazı eda ettikten sonra en çok kullandığım dilim ve bana dünyayı diyar diyar gezdiren ayaklarım tutmaz oldu ve yürüyemeyecek hale geldi, özelliğini kaybetti.

Sağlık nimetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak etmiş oldum. Yaklaşık bir haftalık tedavi sürecinden sonra, Elhamdülillah dostlarımızın duası ve Mevla’nın lütfu ile hastaneden taburcu olarak evimize geldik.

Değerli kardeşlerim o hastane günlerini yaşamam gerekiyordu yaşadım. Orada ibretli sahnelerle karşılaştım. Anladım ki yolun sonu görünüyor…Ne mutlu bizlere ki Hakk’ın hakim olması için gayret ettiğimiz bir davamız ve Allah rızası için sevdiğimiz dostlarımız var.

Hastane günlerine dair ibret defterime düştüğüm notu sizlerle de paylaşmak istiyorum. Bir kişi bile ibret alsa bana yeter.

İbretli bir gün

Bugün 27 Mayıs 2021, saat 04.44… Bursa Yüksek İhtisas Hastanesi Nöroloji bölümündeyim, bir odada iki kişiyiz.

Sağ tarafımda yatan kişi yıllarca otobüs ve kamyon şoförlüğü yapmış…

Uzun yıllar sütçülük ile geçimini sağlamış, fakir ve yoksullardan ücret almamış. Daha sonra hayvancılık yaparken felç geçirmiş.

Anjiyo yapılmış, bir ay yoğun bakımda kalmış. 10 gün olmuş normal servise çıkalı… Yanından 24 saat ayrılmayan cefakar bir eşi var.

Mustafa Kahraman isimli bu hastanın gözleri görüyor, kulakları işitiyor, aklı yerinde; fakat konuşamıyor.

Gıda hortum ile burnundan veriliyor. Bütün vücudu ile sürekli sırt üstü yatıyor. Derdini gözleri ile eşine izah etmeye çalışıyor.

En büyük sıkıntısı yıllarca içtiği sigaranın nikotinini dışarı atması… Günde birkaç kez görevliler gelerek müdahale ediyor ve boğazından gelen balgamı cihazla temizliyorlar.

Bu işlem öyle çekilmez bir hale gelmiş ki bazen geceleri bile görevliler geliyorlar, yoksa boğulacak hale geliyor.

Tam 40 gün olmuş vücudu hala nikotini dışarı atamamış; artık bu işkence aylar mı yoksa yıllar mı sürer belli değil.

“Sigarayı bırakamam” diyen insanların bu sahneyi görmelerini arzu ederdim.

Parasını yakmış israf etmiş, Allah’ın verdiği emanet sıhhatini kaybetmiş. Şimdi de öyle bir acı ve işkence çekiyor ki görenlerin içi sızlıyor.

Bir ara kendisine; “Benim konuşmalarımı duyuyor musun?” dediğimde göz kapaklarını kapattı açtı. Meğer bu “evet” demekmiş.

Allah Resulü sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” 

Dünyaları verseniz bir saniyesi geri gelmeyen, zaman gibi değerli bir sermayenin boşa harcanmasına şaşıyorum. Hasta olmadan sıhhatinin kıymetini bilenler hayatın önemli, ömrün kısa olduğunu anlayan arif insanlardır.

Bu hastalık sürecinde ben de bir çok şeyi yeniden düşündüm. Eyvah düşünürken, bir baktım ki yaparken yıktıklarım da çok olmuş. Yapmam gerekenleri en iyisi ile yapamamışım. Yapmamam gereken birçok şeyler yapmışım. Gayri ihtiyari yüz hatlarım gerildi şimdi. Hemen Kur’an’a sarıldım; iyi ki varsın Zümer 53 dedim tevbe kapısına gittim. Reyhani ne güzel demiş:

Varlığıma Agah olmak isterim
Geçtiğim yolları görmek isterim
Gerçek bir Reyhani kalmak isterim
Zaman beni geri dönder bir daha.

Hastalık sonrası tekrar sağlığımı bana lütfen Rabbime hamdolsun. Kalan ömrümü fırsat bilerek yeni sayfalar açmaya karar verdim. Zaman geri dönmeyeceğine göre biz yanlışlardan dönelim vesselam. Dua eder dua bekleriz

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Celalettin Ökten Hoca sade yaşardı…

Bu yazımda size, Türkiye’de İmam-Hatip Okullarının açılması için gece-gündüz çalışan, yani cihad eden ve neticede …

Bir yorum

  1. Allah razı olsun hocam Rabbım kalan ömrümüzü geçenden daha hayırlı geçirmemiz nasip etsin inşallah dua ile

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.